

“Fazla iyi biri olmak”, düşündüğünüz kadar masum olmayabilir. Uzmanlar, aşırı uyumluluğun hem özel ilişkileri hem de iş yaşamını zora sokabileceğini söylüyor. Peki, nerede durmalı? İyilik dozunu nasıl ayarlamalı? İşte detaylı psikolojik analiz ve bilimsel araştırmalara dayalı öneriler...
İlişkilerde çoğu insan nazik, uyumlu, anlayışlı bir partner ya da arkadaş olmak ister. Ancak bu özellikler bazen otantiklikten, duygusal dürüstlükten ve hatta kişisel sınırların korunmasından ödün vermek anlamına gelebilir.
Psikolog Dr. Seth J. Gillihan, “fazla iyi” davranışların ilişkileri içten içe çürütebileceğini belirtiyor. İşte dikkat etmeniz gereken o "iyi" ama tehlikeli davranışlar:
1. Sürekli Mutlu Etmeye Çalışmak
Partnerinizin her an ruh halinizi izleyip sizi neşelendirmeye çalışması boğucu olabilir. Duygusal çeşitlilik sağlıklı bir ilişkinin parçasıdır. Üzüntü, öfke, hayal kırıklığı gibi duygular bastırıldığında gerçek bağ kurulamaz.
2. Çatışmadan Kaçınmak
Tartışmalardan kaçınmak kısa vadede huzurlu görünse de, uzun vadede birikmiş öfke ve yabancılaşmaya neden olur. Uzmanlar, yapıcı çatışmaların sağlıklı ilişkilerin temel taşı olduğunu vurguluyor.
3. Sürekli Kararları Size Bırakmak
"Ne izlemek istersin?", "Sen seç" gibi ifadeler sürekli hale geldiğinde, bu pasif bir davranış kalıbına dönüşebilir. Gerçek bir işbirliği ve paylaşım için partnerinizin de kendi isteklerini açıkça dile getirmesi gerekir.
4. Gerçeği Şekerle Kaplamak
Partnerinizin her zaman size hak vermesi veya duymak istediklerinizi söylemesi başta hoş gelse de, uzun vadede gerçeklikten kopma, gelişememe ve güvensizlik yaratabilir.
5. Sizi Hayatının Merkezine Koymak
Birinin dünyasının merkezi olmak romantik görünebilir; ancak bu hem sizin için baskı yaratır hem de partnerinizin bireysel gelişimini ve özsaygısını zedeler. İlişkide iki tarafın da bağımsız tutkulara ve hedeflere sahip olması gerekir.
Psikoterapist Amy Morin, aşırı nazik olmanın çoğu zaman iletişim kazalarına neden olduğunu belirtiyor. Gerçek düşünceleri saklamak, karşı tarafı kırmaktan korkmak ve sürekli “iyi görünme” çabası, uzun vadede:
- Yanlış anlaşılmalara,
- Çözülemeyen sorunlara,
- İçsel öfke ve kırgınlıklara yol açabilir.
Morin’in önerileri arasında net ve nazik konuşmalar, empatiyle iletişim, ve doğrudanlıkla saygının dengesini kurmak yer alıyor. Yani mesaj net olmalı ama karşı tarafı küçümsemeden, açık ve sıcak bir tonla verilmelidir.
Organizasyonel davranış uzmanı Dr. Nadav Klein, iş dünyasında “fazla iyi” yöneticilerin, verimliliği düşürdüğünü savunuyor. İş delegasyonu yerine her işi kendi yapan yöneticiler, hem ekip gelişimini engeller hem de liderlik vasıflarını zayıflatır.
Klein’e göre, iyilik tek başına yeterli değil. Liderlikte asıl önemli olan şey yetkinliktir. “İyi olmak güzeldir ama etkili olmak şarttır,” diyor.
2021 yılında İsveçli araştırmacılar, “aşırı uyumlu” insanların daha düşük yaşam doyumuna sahip olabileceğini ortaya koydu. Nazik bireyler genellikle saygıdan çok beğenilme ihtiyacı duyuyor ve bu da statü kazanımlarını kısıtlıyor.
Araştırma, en mutlu bireylerin hem beğenilen hem de saygı duyulan kişiler olduğunu ortaya koyuyor. Yani sadece “iyi” olmak, kişisel tatmin için yeterli değil.
İyi bir insan olmak asla kötü değildir. Ancak sürekli başkalarının ihtiyaçlarını kendinizin önüne koymak, uzun vadede duygusal tükenmişlik, ilişkisel doyumsuzluk ve özdeğer kaybına neden olabilir.
E-psikiyatri olarak önerimiz:
- Kendinize dürüst olun.
- Gerektiğinde “hayır” deyin.
- Çatışmalardan kaçmayın, yönetin.
- Başkaları kadar kendinize de nezaket gösterin.
Kaynak:https://www.psychologytoday.com/us
Paylaş