

Trabzon Evren Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Celal Tekinbaş, göğüs duvarı bozukluğu olarak da bilinen "göğüs duvarı deformitesi"nin erkeklerde 3 kat daha fazla görüldüğünü bildirdi.
Tekinbaş, göğüs duvarı deformitesinin iki şekilde oluşarak halk arasında kunduracı göğsü ve güvercin göğsü olarak da adlandırıldığını belirtti.
Kunduracı göğsünün iman tahtası kemiğinin omurga kemiklerine doğru arkaya çökmesi, güvercin göğsünün de göğüs duvarının ve iman tahtası kemiğinin ileriye doğru çıkması olduğunu ifade eden Tekinbaş, "Göğüs duvarı bozuklukları çoğunlukla doğuştan gelen patolojik bozukluklardır. İki önemli etkisi vardır. Aşağıya doğru çöktüğünde kalbe, akciğere, yemek borusuna baskı oluşturur ve bu baskıya bağlı şikayetler meydana gelir. Bir diğeri ise bu rahatsızlıklar iç organlarda baskı oluşturmaz ancak psikolojik olarak kişinin sosyal yaşamını etkileyen kötü bir görüntü oluşturur" diye konuştu.
Tekinbaş, göğüs duvarı deforminitesinin erkeklerde 3 kat daha fazla görüldüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu bozukluklar ortalama 400 doğumda bir görülür. Beraberinde diğer iskelet sistemi bozuklukları da oluşabilir. Bu duruma doğumsal kalp hastalıkları da eşlik edebileceğinden gerekli araştırmalar yapılmalıdır. Aile öyküsü olanlarda görülme sıklığı daha yüksektir. Kunduracı göğsü, kaburgaların kıkırdak kesimlerinin aşırı büyümesi ve aşağı doğru çekmesinden kaynaklanmaktadır. Aşırı büyümenin sebebi ise bilinmemektedir. Bu durum doğumdan itibaren ortaya çıkar ve okul çağı ile birlikte belirginleşir."
Güvercin göğsünün ise kunduracı göğsünden farklı olarak, ergenlik döneminde ortaya çıktığını anlatan Tekinbaş, " kunduracı göğsüne oranla görülme sıklığı daha azdır. Kıkırdak kaburgaların tek taraflı veya çift taraflı tutulumu ve göğüs kemiği üst veya alt çıkıntısında bozukluk meydana gelir. Karışık deformite de görülebilir. Kaburg kemiklerinin bir tarafta çöküklüğü, diğer tarafta çıkıklığı ve iman tahtası kemiğinin şekil değişikliğinden oluşabilir" dedi.
Paylaş