

Çocuğunuz aldığı bir oyuncağı bir daha bir türlü bırakmıyor mu? Alışverişe giderken bir anda “oyuncak istiyorum”, “parka gitmek istiyorum” gibi söylemlerle karşılaşıp, siz de “yine mi tutturma başladı?” diye düşünüyorsanız yalnız değilsiniz. Bu yazıda “ısrarcı çocuk”, “tutturma davranışı”, “inatçı çocuk”, “çocukta ısrar davranışı”, “çocuk neden tutturur” gibi aramalarda bir rehber sunuyoruz. Çünkü bu davranışlar, ebeveynler için çok sık baş etme gerektiren bir durumdur, ancak çoğu zaman çözümsüz değildir.
“Israrcı çocuk” terimi; çocuğun bir isteğini yeniden yeniden dile getirmesi, reddedilmesine rağmen vazgeçmemesi, aynı isteği farklı biçimlerle denemesi ve bazen ağlayarak, tepki göstererek ya da tutturma davranışı sergileyerek isteğini kabul ettirmeye çalışması durumlarını kapsar. Bu tutum bazen “inatçılık” ya da “karşı gelme” olarak adlandırılır, ancak tam olarak aynı şey değildir.
Israr: Tek bir isteği birden çok kez dile getirmek, hatta engellendiğinde tekrar etmek.
İnat: Kendi isteğini veya davranışını sürdürmeye kararlı olmak, direnç göstermek.
Tutturma: Özellikle küçük yaşlarda, bir isteğin peşin bırakılmaması ve “ben bu oyuncağı almak istiyorum” gibi tekrarlarla kendini göstermesi.
Uzmanlara göre, 3–6 yaş arasında bu tür ısrarcı davranışlar gelişimin normal bir parçası olabilir. Ancak ebeveyn tutumlarının belirsizliği ya da tutarsızlığı, bu davranışları alışkanlığa hatta çatışmaya dönüştürebilir. Dolayısıyla, “ısrarcı çocuk” derken yalnızca kötü niyetli ya da bilinçli direnç gösteren bir çocuk değil; bağımsızlık kazanma dönemi içinde, sınırları test eden, isteklerini dile getiren bir çocuğu da kastediyor olabiliriz.
1,5 – 3 Yaş
Bu yaş grubunda çocuk, “ben de yapabilirim” duygusuyla hareket eder. Yardım istemeden bir şeyleri denemek, kendi başına olmak ister. Bu bağımsızlık isteği, arkasında ısrarcı istek ve davrandırma davranışı bırakabilir.
3 – 6 Yaş (Okul Öncesi Dönem)
Belki de en sık görülen dönemdendir. Çocuk “ben bireyim”, “ben de yapmak istiyorum” mesajı verir. Bu dönemde oyun, sosyal etkileşim, akranlarla ilişki kurma ve kendini tanıma süreci yoğunlaşır. Bu süreçte sınırlar test edilir, istekler artar, ısrarlar görülebilir.
3 6 Yaş ve Üzeri
Okula başlama, kurallı ortamlar, sosyal beceri gereksinimleri ile birlikte çocuk artık “benim isteğim olacak mı, ne kadar kontrolüm var” gibi sorularla baş edebilir. Bu dönemde ısrarcı davranışlar daha mantıksal gerekçelerle ortaya çıkabilir: “Arkadaşım aldı, ben neden alamıyorum?” gibi. Ancak bu dönemde tutarsız sınırlar, açık iletişim eksikliği gibi etkenler davranışı kalıcı hale getirebilir.
Özetle: “Israrcı çocuk” davranışı kesin bir yaş aralığına bağlı olmamakla birlikte, özellikle 3–6 yaş döneminde yoğunlaşır. Ailelerin bu dönemde bilinçli olması fayda sağlar.
Çocuğun ısrarcı davranışlarına sadece “inat ediyor” demek yerine arkasındaki psikolojik, gelişimsel ya da iletişimsel dinamikleri görmek daha faydalıdır. İşte sık rastlanan nedenler:
Gelişimsel Bağımsızlık İsteği
Çocuk büyümek, kendi kararlarını almak, kendi isteklerini ifade etmek ister. Bu da “oyuncağı ben seçeceğim”, “ben parka gitmek istiyorum” gibi ısrarlı mesajlarla kendini gösterebilir.
Sınırları Test Etme
Çocuk, “anne-baba ne zaman pes ediyor?”, “kurallar değişiyor mu?” gibi sorularla karşı karşıyadır. Eğer sınırlar net değilse ya da ebeveynler tutarsız davranıyorsa, çocuk ısrar yoluyla isteğini kabul ettirebilir.
Duygusal İfade ve Dikkat Arzusu
Çocuk bazen yalnızca istediğini alabilmek için değil, duygusal anlamda “beni duyuyor musun?” mesajı vermek için de ısrar eder. Özellikle ebeveynlerin meşgul olduğu, dikkatinin başka yerde olduğu zamanlarda bu durum artabilir.
Tutarsız Ebeveyn Tutumu
Ebeveynin bazen “hayır” demesi, bazen esnemesi, bazen kuralları uygulamayı bırakması çocuğun kafasını karıştırır. “Bugün oyun zamanı olur” dediğiniz halde yapılmazsa ya da “hayır” dediğiniz halde sonradan “tamam alalım” denirse, bu durum ısrar davranışını besler.
Reklam, Sosyal Çevre ve Arkadaş Etkisi
Oyuncak reklamları, arkadaşlarının sahip olduğu eşyalar, sosyal medya ya da YouTube’da gördükleri bunlar çocukta “ben de istiyorum” duygusunu tetikler. Bu his genişledikçe ısrar davranışları artabilir. Bu nedenlerin bir ya da birkaçı birlikte olabilir. Ebeveyn olarak bu dinamikleri anlamak, “çocuğum neden tutturuyor?” sorusunu yanıtlamada ilk adımdır.
Israrcı çocuk davranışlarını tamamen yok etmenin yolu yoktur — çünkü gelişimsel süreçlerin bir parçasıdır. Ancak bu davranışların alışkanlık haline gelmesi, aile ilişkilerini zorlaması, çocuğun duygusal becerilerinin geri kalmasına yol açabilir. İyi haber: somut, uygulanabilir adımlar var.
Park veya oyuncakçı gibi tetikleyici ortamlara girmeden önce çocuğunuzla birlikte net bir kural koyun: “Bugün oyuncak almayacağız, ihtiyaç alacağız”, “Oyuncakçıya girersek sadece bakacağız”. Bu hazırlık, çocuğa “yaklaşan bir kural” olduğunu hissettirir ve tutturma davranışını azaltabilir.
Olumlu Dil Kullanın – “Ne Yapmalı?” Odaklı
“Hayır, oyuncağı alamazsın” demek yerine, “Bugün ihtiyacımız olan şeyleri alacağız, sonra birlikte oyun hamuru oynayabiliriz” gibi cümlelerle yaklaşın. Olumlu dil, çocuğun “iş yapmalı” kısmına odaklanmasına yardım eder.
Seçenek Sunun ve Kontrol Hissi Verin
“Bu oyuncağı alamayız ama eve gidince hangisini birlikte seçelim?” ya da “Bu kez şeker yerine sağlık atıştırmalığı seçelim mi?” gibi seçeneklerle çocuğa kontrol duygusu verin. Bu da ısrarı azaltabilir.
Tutarlı Olun – Sözünüzü Tutun
“Hayır” dediyseniz arkasında durun; eğer bir kez “tamam alalım” derseniz çocuğa “ısrarla istediğimde kazanırım” mesajı verir. Ebeveynler arasında birlikte karar alın, tutarsızlık göstermeyin.
Model Olun – “Ebeveyn + Kurallar = Tutarlılık”
Çocuklar söylediklerinizden çok yaptıklarınızı gözlemler. Siz sabırlı, kural ve sınır koyan, net davranan bir model olursanız, çocuk da bu davranışı öğrenir.
Kriz Anında Sakin Kalmayı Öğrenin
Çocuğunuz ağlıyor, ısrar ediyor ya da tutturuyorsa hemen tepki vermek yerine “Seni anlıyorum” diyerek önce onun sakinleşmesini bekleyin. Duyguların tanındığını hisseden çocuk, daha kolay sakinleşebilir.
Olumlu Davranışı Ödüllendirin
Kurallara uyduğunda ya da ısrar etmeyi bıraktığında “Aferin, harika seçim yaptın” gibi sözel övgüler ekleyin. Bu, çocuğun motivasyonunu artırır ve istenmeyen davranış yerine istenen davranışı pekiştirir. Bu 7 adımı düzenli biçimde uygulamak, “ısrarcı çocuk” davranışını tamamen ortadan kaldırmasa da büyük ölçüde yönetilebilir ve aile içi stresi azaltabilir.
Senaryo A: Market Oyuncak Reyonu
Durum: Alışveriş sırasında çocuk reyon önünde durdu, “Bu oyuncağı alalım” dedi ve tekrar tekrar “lütfen, lütfen” diyerek ısrar etti.

Doğru Yaklaşım:
Girişte çocukla kuralı konuşun: “Bugün sadece ihtiyaçlarımızı alıyoruz, oyuncak reyonuna geligör bir bakarız ama almıyoruz.”
Oyuncak reyonuna gelindiğinde: “Güzel gördüğün oyuncağı fark ettim. Şimdi biraz sonra listemize bakarız. Oyuncak almayacağız ama evde birlikte oyuncakla ne yapabileceğimizi konuşabiliriz.”
Çocuk ısrar ederse, sakin kalın, dikkat dağıtın (“Birlikte meyve seçelim hâlâ bir şey eksik”), seçenek sunun.Kararınızdan dönmeyin; tutarlılığı koruyun.
Senaryo B: Parktan Gönderilmek İstemez
Durum: Parkta oynamaya gelen çocuk, “Biraz daha oynamak istiyorum” diyerek ısrar ediyor ve ağlıyor.
Doğru Yaklaşım:
Çıkmadan önce: “Parkta 30 dk oynayacağız, sonra evde oyun hamuru oynayabiliriz” gibi ön hazırlık yapılmış.
Süre dolduğunda: “Tamam oyun molamız bitti, şimdi eve dönüyoruz. Dilersen evde oyun planını birlikte yapabiliriz.”
Ağlarsa: “Üzülmüş olman normal, ben de böyle isterdim. Ama sözümüz var, şimdi çıkıyoruz, sonra birlikte eğleneceğiz.”
Alternatif sunulmuş, süre önceden belirlenmiş, tutarlılık korunmuş oluyor.
Bu örnekler, “ısrarcı çocuk” ile baş etme konusunda ebeveynlere pratik bir yol haritası sunar.
Tutarsız davranmak: Bugün “hayır”, yarın “olabilir” demek çocuğa “ısrar işe yarar” mesajı verir.
“Kolay çözüm” aramak: Çocuğun ısrarı karşısında aceleyle oyuncak almak ya da ödül vaadiyle durumu geçiştirmek uzun vadede problemi büyütür.
Duyguları yok saymak: “Hemen dur, ağlama artık” gibi yaklaşım çocuğu yalnızlaştırır, duygularını bastırmasına neden olabilir.
Emir ve ceza diline başvurmak: Sürekli “Hemen yap!”, “Yapmazsan cezası” gibi cümleler çocuğun güvenini zedeleyebilir. Olumlu ve işbirlikçi dil daha etkili.
Ebeveynin stresli olması: Ebeveynin sabırsız, sinirli olması çocuğa yansır ve tutturma davranışını tetikleyebilir. Ebeveyn olarak sizin içsel duruşunuz, bu konuda en büyük etkiyi oluşturur. Yani çocuk değil siz değiştiğinizde durum da değişmeye başlar.
Çoğu zaman “ısrarcı çocuk” davranışı gelişim sürecinin bir parçasıdır ve yukarıdaki stratejilerle yönetilebilir. Ancak aşağıdaki durumlar varsa bir uzmana başvurmakta fayda vardır:
-Israr ve tutturma davranışları günlük yaşamı ciddi biçimde etkiliyor (okula uyum, uyku, beslenme bozulmuş).
-Çocuğun ısrarları ve inatları sürekli hale gelmişse ve normal sınırların ötesinde şiddetli ise.
-Ebeveynlerin uygulamaları tutarsız ve sürekli çatışma varsa.
-Çocuğun duygusal olarak çok yoğun tepkiler vermesi (örneğin aşırı ağlama, öfke patlamaları, geri çekilme).
-Ayrıca, ısrar davranışı ile birlikte dikkat eksikliği, hiperaktivite, duygulanım problemleri gibi başka belirtiler de varsa.
-Bu tür durumlarda bir çocuk psikoloğu ya da gelişim uzmanı ile görüşmek yerinde olur.
“Israrcı çocuk” davranışı normal mi?
Evet. Özellikle 3–6 yaş aralığında çocuklar bağımsızlık kazanma, sınırları test etme, isteklerini ifade etme gibi süreçler yaşarlar. Bu dönemde tutturma, ısrar, inatlaşma gibi davranışlar sık görülür.
Sürekli “hayır” demek doğru mu?
Sürekli “hayır” demek tek başına yeterli değildir. Önemli olan neyi yapabileceğini belirtmek (olumlu dil), tutarlı olmak ve çocuğun duygularını görmek. “Hayır” yerine “şu anda bu mümkün değil ama şöyle yapabiliriz” gibi yaklaşmak daha etkilidir.
Bu davranışı tamamen ortadan kaldırabilir miyiz?
Tamamen ortadan kaldırmak gerçekçi bir hedef değildir; zira ısrar davranışı gelişimsel süreçlerin parçasıdır. Ancak düzenli ve tutarlı bir yaklaşım ile bu davranışı yönetilebilir hale getirmek mümkündür.
Ebeveyn olarak en büyük etkim nedir?
Tutarlılık, model olma, olumlu dil kullanma ve duyguları kabul etme. Siz nasıl davranırsanız çocuğunuz da o tutumu öğrenir.
7 yaş ve üzerindeki çocuklarda bu ne zaman normalin dışına çıkar?
Eğer ısrar davranışı sürekli, yoğun, çocuğun sosyal, okul ,aile yaşamını etkiliyorsa; ya da bu davranışla birlikte öfke, saldırganlık, içe kapanma gibi başka sorunlar varsa uzman değerlendirmesi gerekir.
-Güçlü ebeveyn-çocuk ilişkisi: Tutarlı sınırlar ve olumlu iletişim çocuğun aile içinde güven duygusunu artırır.
-Duygusal regülasyon becerisi: Çocuk, “istediğim olmadı, ama sakin kalabilirim” duygusunu öğrenir.
-Sabır ve erteleme öğrenimi: İsteklerini hemen yerine alamayan çocuk, bu becerileri gelişir.
-Toplumsal uyum: Okulda, arkadaş ilişkilerinde sınırları kabul etme, sıraya girme gibi beceriler kolaylaşır.
Azalan aile içi stres: Israr-inat tutturma döngüsü azalınca hem ebeveyn hem çocuk için daha huzurlu bir ortam oluşur.Uzun vadede bu küçük çabalar büyük fark yaratır: “Israrcı çocuk”tan “sakin, esnek ve kendini ifade edebilen çocuk” profiline geçiş yapabilirsiniz.
“Israrcı çocuk” davranışı çoğu zaman gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Özellikle 3–6 yaş aralığında ve bağımsızlık kazanma sürecinde sık görülür.Bu davranışın temelinde bağımsızlık isteği, sınır test etme, dikkat arayışı, tutarsız ebeveyn tutumu gibi etkenler yer alır.
Ebeveynler için en etkili stratejiler: önceden kural koyma, olumlu dil, seçenek sunma, tutarlılık, model olma, kriz anında sakinlik ve olumlu davranışı ödüllendirme.
Kaçınılması gerekenler: “her zaman hayır”, tutarsızlık, aceleyle ödül verme, duyguları görmezden gelme, sinirli tutum.
Profesyonel yardım gerektiren durumlar vardır ve normal sınırları aşan davranışlarda uzman desteği önemlidir. Ebeveyn-çocuk ilişkisi, çocuğun duygusal gelişimi ve sosyal becerileri için bu süreci yönetmek büyük etkiler yaratır.
Anne-baba olarak siz değişirseniz, çocuk da size uyum sağlama yönünde adım atar. “Israrcı çocuklarla nasıl baş ederim?” diye düşündüğünüzde unutmamanız gereken: Tutarlılık + Sevgi + İletişim = Başarı.
Paylaş