

Bilim insanları, kişinin genetik yapısına göre hangi antidepresan veya anksiyete ilacının işe yarayacağını önceden tahmin eden bir DNA testi geliştirdi. Bu yenilik, depresyon ve anksiyete tedavisinde deneme-yanılma dönemini sona erdirebilir.
Dünya genelinde 600 milyondan fazla insan, depresyon ve anksiyete bozuklukları ile mücadele ediyor. Ancak hastaların yarısına yakını, ilk reçetelerinde verilen ilaçlardan hiç fayda görmüyor. Doğru ilacı bulmak, bazen aylar süren deneme-yanılma süreci gerektiriyor.
Bilim insanları şimdi bu süreci kökten değiştirebilecek bir gelişmeye imza attı: DNA testiyle doğru antidepresanı bulmak mümkün olabilir.
İsveç, Danimarka ve Almanya’daki bilim insanları, kişiye özel tedavi için poligenik risk skorları (PRS) adı verilen genetik bir yöntem geliştirdi. Bu test, bir kişinin DNA varyasyonlarını analiz ederek hangi antidepresan ya da anksiyete ilacına daha iyi yanıt vereceğini öngörebiliyor.
Yöntem, şu anda araştırma veritabanları üzerinde test ediliyor olsa da, ilk sonuçlar umut verici.
Projenin baş araştırmacısı Prof. Fredrik Åhs, bu teknolojinin yakında klinik ortamlarda kullanılabileceğini söylüyor:
“Uzun vadeli hedefimiz, doktorların hastalarına en uygun ilacı genetik veriler üzerinden seçebilmesi. Bu sayede tedavi süreci hızlanacak ve insanların acısı daha kısa sürede hafifleyecek.”

Poligenik risk skoru (PRS), bir kişinin genlerinde yer alan binlerce küçük varyasyonu analiz ederek belirli bir hastalığa ya da tedaviye yatkınlığı ölçüyor. İnsan genomunda yaklaşık 20.000 gen bulunuyor ve her genin farklı versiyonları var. Bazı varyasyonlar, ilaçlara verilen tepkiyi doğrudan etkileyebiliyor.
Bu veriler, genetik testlerle birleştirildiğinde, kişiye özel ilaç seçimi mümkün hale geliyor.
Proje, Aarhus Üniversitesi’nden Prof. Doug Speed ve Mid Sweden Üniversitesi’nden Prof. Åhs iş birliğiyle yürütülüyor. Speed, yıllardır genetik verilerle psikiyatrik hastalıkları analiz eden modeller üzerinde çalışıyor:
“Poligenik risk skorlarını hastalık tahmini için geliştirmiştik, ancak ilaç tepkisini de öngörebildiğimizi keşfettik. Bu, kişisel tedavide devrim niteliğinde bir adım.”
Speed’in geliştirdiği modeller daha önce şizofreni, bipolar bozukluk, anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklarda başarıyla uygulanmıştı.
Araştırmacılar, dünyanın en büyük ikiz veri tabanı olan İsveç İkiz Kayıtları’nı kullanarak genlerin ilaçlara etkisini test etti. 2.515 kişi üzerinde yapılan analizde, yüksek genetik risk skoruna sahip bireylerde benzodiazepin ve antihistamin gibi ilaçların daha az etkili olduğu belirlendi.
Bu da genetik yapının, hangi ilacın işe yarayacağını doğrudan etkilediğini gösteriyor.
Araştırma umut verici olsa da, bilim insanları bazı sınırlamalara dikkat çekiyor. Veriler reçetelere dayandığı için, ilaç değişikliklerinin nedenleri (örneğin yan etki ya da etkisizlik) tam olarak bilinemiyor. Ancak sonuçlar, klinik gözlemlerle yapılan diğer çalışmalarla tutarlı bulundu. Bilim insanları şimdi bu çalışmayı klinik denemelere taşımayı planlıyor.
Gelecekte, bir DNA testi sayesinde doktorlar en baştan doğru ilacı seçebilecek ve tedavi süreci haftalar yerine günler içinde etkili hale gelebilecek.
DNA testi depresyonu tedavi eder mi?
Hayır. DNA testi bir tedavi yöntemi değil, yalnızca hangi ilacın daha etkili olacağını öngörmeye yarar.
Test kimler için kullanılacak?
Depresyon, anksiyete ve diğer ruhsal rahatsızlıklar için ilaç tedavisi gören herkes için uygulanabilir.
Bu test ne zaman kullanılacak?
Bilim insanları klinik denemelerin önümüzdeki birkaç yıl içinde başlayabileceğini söylüyor.
Test nasıl yapılacak?
Sadece bir DNA örneği (örneğin tükürük veya kan) ile genetik analiz yapılabilecek.
https://www.sciencedaily.com/releases/2025/11/251109013242.htm
Paylaş