Taciz kabusu

İstismara uğrayan çocuk fiziksel ve psikolojik tepkiler veriyor. Kabusların sıklaşması, içe kapanma, gece- gündüz alt ıslatma da belirtiler arasında yer alıyor...

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan çocuklara yönelik cinsel istismar vicdanları yaralıyor. Uzmanlar istismar edilen çocuğun her zaman yaşadıklarını anlatamadığını belirtiyor. ,

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Psikolog Duygu Barlas, taciz ya da cinsel istismara uğramış çocuğun hem fiziksel hem de psikolojik tepkiler verdiğini belirterek, şöyle devam ediyor... "Uyku bozuklukları, ebeveynlere karşı gelme, ani ve sonunu düşünmeden davranma, iştah problemleri sık görülen sorunlardır.

Bu problemlere ek olarak özellikle cinsel istismarın anlaşılmasında belirgin ipuçları vardır. Çocuğun, cinsellikle ilgili konulara fazla ilgi göstermesi, gece gündüz alt ıslatmaya başlaması, okul-akran konusunda çatışmalar yaşaması, gece sık kabus görmesi, bedenini kirli veya zarar görmüş olarak nitelendirmesi örnek olarak verilebilir.

Ayrıca cinsel istismara uğramış çocukların sıklıkla çizdikleri resimlerde, oynadıkları oyunlarda veya hayallerinde yaşamış oldukları duruma ilişkin ipuçları bulunmaktadır."

FARKLILIK GÖSTERİYOR

"Ancak, tüm bu belirtilen durumlar yüzde 100 çocuğun istismara uğradığı anlamına gelmez. Belirtiler çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Bir çocuk içe kapanıp, ağlama, bedeni ile ilgili şikayetler söyleme davranışlarını gösterirken, bir diğer çocuk önceden olmadığı kadar öfkeli, saldırgan hale gelebilir. Erkek ya da kız belirtileri diye ayırmak yerine çocuğun olağan hal ve davranışlarında değişiklik olması en büyük belirleyicidir. Bu noktada esas önemli olan annelerin ve babaların çocuğun olağan halinin dışında davranış göstermiş olup olmadığını gözlemlemektir."

SAKLAMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Çocuğun travmayı atlatabilmesinde ailesine büyük iş düşüyor. Ona asla 'günah, ayıp, saklamamız gerek' şeklinde cümleler kurulmamalı, her zaman destek olunacağının söylenmesi gerekiyor. Ancak bu korumanın aşırı düzeyde olmamasına da dikkat etmek şart. Çocuk sosyal çevresinden ve okulundan uzaklaştırılmamalı. Bu güven ve korunma çocuğu dış dünyadan soyutlamadan sağlanmalı. Yargılamadan dinle Cinsel istismara uğramış çocuk fiziksel ve psikolojik bütünlüğüne karşı tehdit almış demektir.

Bu tehdit onda azımsanmayacak bir travmaya yol açabilir. Cinsel istismarın tespit edilmesinden sonraki süreçte ilk yapılacak şey çocuğun fiziksel güvenliliğini tekrar sağlamak ve onu koruma altına almaktır. İkinci olarak ise çocuk yargılanmadan dinlenmelidir. Eğer çocuk bunu bir öğretmenine açıklamışsa öğretmen gerekli yerlere ve aileye bildirmelidir. Eğer çocuk ailesine bu durumu açıklamış ise yine aile gerekli yerlere bu durumu bildirmekle yükümlüdür. Çünkü cinsel istismar bir suçtur ve mutlaka gerekli yerlere bildirilmesi gerekir.

AİLE DESTEK OLMALI

Yaşanan durumun gizlenmesi çocuğun ileriki dönemlerde yaşayacağı travmanın etkisini daha da artırır. Aileden destek bekleyen çocuk bunun yerine olayların örtbas edildiğini görünce birçok sorunun bu şekilde çözüleceğine inanır. İleriki yıllarda kendisi de aile kurduğunda benzer çözüm yolları arayacaktır.

PROFESYONEL YARDIM ŞART

İstismara uğrayan çocuğun mutlaka travma tedavisi görmesi gerektiğini söyleyen Duygu Barlas, bu konunun önemini şöyle anlatıyor: "Cinsel istismarlar ve buna bağlı olarak oluşmuş olan travmalar tedavi edilmez ise yetişkinlikte izleri görülebilir. Cinsel kimlik gelişiminde bozulmalar, kronik depresyon, kişilik bozuklukları, yeterince sağlıklı olmayan ilişkiler, karşı cins ile ilişkili sorunlar ortaya çıkabilir.

Sadece yetişkinlikte değil, çocuğun mevcut hayatı içerisinde de aksamalara sebebiyet verebilir. Dikkat işlevlerinde bozulma, aralıklı öfke patlamaları, ciddi düzeyde unutkanlıklar, okuldan ve arkadaşlardan uzaklaşma, aile ile iletişimin azalması gözlemlenebilir. Travma çözümlenmediğinde ve tedavi edilmediğinde bu tip durumlar kaçınılmazdır. Bu yüzden çocuğa güven duygusu verilmeli. Eski düzenine geri dönmesini hemen beklememeli. Aileler kendilerini suçlamamalı. Bu durumun üstesinden gelemeyen aileler çocuklarıyla birlikte profesyonel destek almalı."

BU UYARILARA DİKKAT!

Uzman Psikolog Serkan Elçi, ailelere uyarılarda bulundu:

 * İstismarı öğrenen anne-baba öfke ve suçluluğunu çocuğu yerine bir başkasıyla paylaşmalı. 'Ben seni nasıl koruyamadım?', 'Bu bizim başımıza nasıl gelir?' gibi yakınmalar çocuğu sarsar ve suçluluk duygusunun artmasına yol açar.

 * Rutin yaşantının dışına çıkmak yani okula gitmesini, sokağa çıkmasını engellemek ya da anne-babanın işi bırakması gibi radikal değişiklikler yapılmamalıdır.

 * Hukuki sürecin başlamasının ardından uzman desteği almak en önemli noktalardan biridir. Hem çocuğun iç dünyasını daha kolay yansıtmasına yardımcı olacak hem de ileride oluşabilecek olası psikolojik hasarı minimuma indirecektir.

 * Çocukla birlikte anne-babanın da destek alması önemlidir. Destekle beraber yara daha hızlı kabuk bağlayacak ve olası kabuğu kaldırıp tekrar kanatma ihtimalinizi oldukça düşürecektir.

 


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:30 Mayıs 2019Yayınlanma Tarihi:11 Kasım 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.