Sosyal davranışların temelinde genetik var

Primatların sosyal yapısını inceleyen bir grup araştırmacı, insanlar dâhil olmak üzere tüm primatlarda sosyal davranışların temelinde genetik faktörlerin rol oynadığı sonucuna ulaştı. Primatların sosyal yapısını inceleyen bir grup araştırmacı, insanlar dâhil olmak üzere tüm primatlarda sosyal davranışların temelinde genetik faktörlerin rol oynadığı sonucuna ulaştı. sosyal_davranisİngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nden araştırmacılar, sosyal örgütlenmeleri hakkında veri olan 217 primat türünün evrimsel soy ağacına baktı. Nature dergisinde yayınlanan bulguları sosyal davranışa dair önde gelen bazı teorilere meydan okur nitelikte. Söz konusu teorilere birkaç örnek şöyle sıralanabilir: Sosyal yapı çevreyle biçimleniyor: Mesela, besinin büyük bir alana yayıldığı bölgede yaşayan bir tür, büyük gruplar halinde yaşamak zorunda. Bir teori de basit topluluklardan karmaşık topluluklara geçiş adım adım gerçekleşiyor. Ve şu meşhur toplumsal akıl hipotezi: Zekâ ve beynin hacmi grubun büyüklüğü ile artıyor, çünkü grup büyüdükçe bireyler daha fazla sosyal ilişki yürütmek zorunda kalıyor. Yeni araştırma, tam tersine, toplumsal yapının biçimlenmesinde genetiğin büyük rol oynadığını vurguluyor. Genetiğe dayalı olduğu için sosyal yapının değişmesi zor ve bir tür hangi sosyal yapıyı miras aldıysa onunla idare etmek zorunda kalıyor. Sosyal davranış büyük oranda ekoloji tarafından biçimlenseydi, farklı çevrelerde yaşayan benzer türler çeşitlilik taşıyan sosyal yapılar sergilerdi. Fakat Oxford'dan biyologlar Susanne Shultz, Christopher Opie ve Quentin Atkinson, tam tersinin doğru olduğunu buldu. Primat türleri, nasıl ve nerede yaşadıklarından bağımsız olarak, türdeşleriyle aynı sosyal yapıya sahip olma eğilimindeydi. Eski Dünya maymunları (babunlar ve makatları kapsayan bir grup) çayırlardan yağmur ormanlarına, oradan Alp Dağları'na uzanan pek çok farklı ortamda yaşıyor ve meyve veya yaprak ya da çimle beslenebiliyor. Fakat hepsi çok benzer sosyal sistemlere sahip ki bu ortak atalarının sosyal yapılar üzerinde, ekolojiden daha güçlü etkisi olduğunu gösteriyor. Shultz, "Sosyal evrimin kabul edilmiş modellerini sınamaya çalıştık ve primatlarda bu sürecin düşünülenden farklı bir yolla gerçekleştiğini gördük" diyor. Araştırmacılar sosyalleşmenin yaklaşık 52 milyon yıl önce ortaya çıktığını iddia ediyor. İlk primatlar tek başına ve gözden uzak durarak, sadece geceleri hareket ederek güvende olmaya çalıştı. Gündüzleri yaşamaya başladıklarında ise güvende olmak için gruplar oluşturmaya başladılar. Primat sosyal davranışının belli biçimleri, bu gevşek yapılı gruplardan, yaklaşık 16 milyon yıl önce evrilmeye başladı. Bunlar arasında, gorillerin ve insanların benimsediği bir düzen mahiyetinde tek eşlilik ve babunlarla şempanzelerde tipik olan çok erkekli, çok dişili gruplar vardı. Montreal Üniversitesi'nde insanların toplumsal evrimi konusunda uzmanlaşan Bernard Chapais'e göre, araştırma insan toplumunun yapısının da büyük ihtimalle genetik bir temeli olduğunu doğruluyor, zira insanlar da primat ailesine mensup. Evrimsel soy ağacına atıfta bulunan Chapais, "Herhangi bir türdeki evrimsel değişim, türün ataları yüzünden sınırlanır" diyor ve ekliyor: "Bu mantık, biz de dâhil bütün türler için geçerli. Fakat insanlarda kültürel çeşitlilik, hem insan gruplarının sosyal benzerliğini hem de biyolojik temelini gizliyor." THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:02 Ocak 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.