Panik Bozukluğun Tedavisi

E.Ü.T.F. Psikiyatri Anabilim Dalı, Ocak 2002

Prof. Dr. Nuri Doğan Atalay, Prof. Dr. Erkan Bayraktar

Panik Bozukluğun Tedavisi

Panik Bozukluğu tedavisi mümkün olan bir hastalıktır, ancak genellikle uzun süreli bir tedaviyi gerektirir. Bu tedavi, panik ataklarının tekrarlayıcı özelliği göz önüne alınarak hem ilaçlarla hem de psikoterapi yöntemleriyle yapılmalıdır. Tek taraflı bir tedavi, eksik kalmış sayılır.

Hekim tedaviye başlamadan önce ya da tedaviyi yürütürken, hastalığınıza yol açabilecek etkenlerin araştırılmasına yönelik bazı tıbbi tetkiklerin yapılmasını isteyecektir. Tiroid tetkikleri, kalple ilgili bir tetkik olan ekokardiografi vb.

İlaç Tedavisi: Panik Bozukluğu'nun tedavisinde; başta antidepresan ilaçlar olmak üzere, trankilizan ilaçlar ve hastanın özelliklerine göre diğer bazı ilaçlar kullanılmaktadır.

Bu amaçla kullanılan antidepresanlar; bağımlılık yapıcı özelliği olamyan, uyku verici özellikleri çok belirgin olmadığı için günlük yaşantıyı kısıtlamayan ilaçlardır. Bu nedenle herhangi bir sakınca yaratmadan uzun süre kullanabilirler. Her ilacın olduğu gibi bunların da bazı yan etkileri vardır. Mide bulantısı, iştah azalması, ağız kuruluğu, kabızlık, cinsel işlevle ilgili bazı yan etkiler gibi... Ancak bunlar herkeste görülmediği gibi; kullanımdan bir süre sonra geçebilen, katlanılabilen ya da iyileşme adına katlanılması gereken yan etkilerdir. Önemli olan tedaviden alınacak iyi sonuçlardır ve bu ilaçlarla panik ataklarının azaltılması ve önünün alınması mümkündür.

Çarpıntı şikayetiniz oldukça fazla ise ve de panik atakları arasında kalan dönemlerde de çarpıntınız oluyorsa, hekiminiz beta-bloker olarak adlandırılan gruptan bir ilacı da tedavinizde bulundurabilir. Bu ilaçlar, ayrıca sıkıntınızın hafiflemesinde ve panik atakların azalmasında da yararlı olabilirler.

Tüm bu ilaçların düzenli kullanılması, sonuç almada çok önemlidir. ilaçları kendiliğinizden azaltmayınız, kesmeyiniz. Özellikle tedavinin ilk günlerinde, ilaçla ilgili konuları sormak için hekiminizi arayınız. Tedavinin her aşaması hekim denetiminde yürütülmelidir.

Hastalığın ortalama tedavi süresi 6-8 aydır. iyilik halinin sürdürülmesi ve nüksü önleme amacına yönelik olarak 12 aya kadar da devam edilebilir. Belirgin bir iyileşme sağlandığı zaman tedavi kesilebilir. Ancak hastalığın yine de tekrarlama olasılığı olduğu unutulmamalıdır. Bu durumda tedaviye yeniden başlanır. Ve bazı hastalarda ilaca hiç ara vermemek gerekebilir.

PANİK BOZUKLUĞUNUN PSİKOTERAPİSİ

Kısaca "panik ataklarını kontrol altına almayı öğrenmek" olarak tanımlanabilir. Bunlar davranışçı ve bilişsel yöntemlerdir. Davranışçı psikoterapi; aşırı soluk alıp vermenin kontrolü, kas gerginliğinin giderilmesi ve üstüne gitme alıştırmaları yapma temellerine dayanır. Bilişsel psikoterapi ise hastalık hakkında bilgi sahibi olma ve bunun sonucu olarak mantıklı düşünme anlamındadır.

AŞIRI SOLUK ALIP VERMENİN KONTROLÜ

Panik atağı sırasında nefes darlığı ve boğulacakmış gibi olma yakınması görülmektedir. Bunun sonucu olarak da hasta aşırı soluk alıp vermeye başlar. Bu ise panik ata­ğın hasta tarafından daha yoğun bir düzeyde yaşanmasına yol açar. Oysa ki solunum, istemli olarak kontrol edilebilecek bir işlevdir ve bunun yapılabilmesi halinde panik atağını kontrol altına almak mümkündür.

Aşırı soluk alıp vermeyi nasıl kontrol altına alacaksınız?

-Günün değişik zamanlarında, bir dakikada kaç kez yaptığınızı saptayınız. Bir kişi istirahat anında dakikada ortalama 10-12 kez soluk alıp vermektedir. Eğer hasta bundan daha fazla sayıda soluk alıp veriyorsa, bu sayı mutlaka azaltılmalıdır.

"-Yavaş solunum tekniği (Panik atağın ilk belirtilerini farkettiğinizde)

1. istirahat durumuna geçiniz.

2. Nefesinizi tutup, 10'a kadar sayınız.

3. 10'a geldiğiniz zaman nefes verip, kendinize "rahatla, gevşe" komutunu veriniz.

4. 3 saniye nefes alınız, ardından 3 saniye nefes veriniz ve nefes alıp vermeyi bu tempoyla sürdürünüz. Böylece dakikada 10 solunum yapmış olacaksınız. Her nefes verişte "rahatla, gevşe" komutunu tekrarlayınız.

5. Her 1 dakika sonunda, 10 saniye boyunca nefesinizi tutup, daha sonra 3'er saniyelik döngülerle solunumunuza devam ediniz.

6. Panik atağı hafifleyinceye ya da ortadan kalkıncaya kadar bu alıştırmaya devam ediniz.

Bunları yaptığınız zaman, belirtiler 1-2 dakika içinde hafifleyecek ve panik atağını yaşamayacaksınız. Yavaş solunum tekniği uygulayarak, panik ataklarınızı her zaman kontrol altına alabilirsiniz.

KAS GERGİNLİĞİNİN GİDERİLMESİ

Birçok işi daha dikkatli ve iyi yapmamıza olanak sağlayan kas gerginliği, insan kendisini bir tehlike karşısında ya da stres altında hissettiği zaman belirgin olarak artar. Bu durumda önemsiz uyaranlar bile solunum hızını artırabilir ve bir panik atağın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Panik atağı sırasında kontrolünü kaybetmekten, delirmekten ya da bayılmaktan korkan kişiler, bu korkularıyla baş edebilmek için bedenlerini aşırı derecede kasmakta ve zorlamaktadırlar. Bunu önlemek için kas gerginliği halini iyi tanımalı ve gevşemeyi öğrenmelisiniz. Gevşeme durumunda kalp atış sayısı ve solunum hızı azalır kan basıncı biraz düşer, tehlike ve stres altında aşırı miktarda salgılanan hormonlar azalır ve sakinlik hali oluşur. Hekiminizin size önereceği gevşeme alıştırmaları, tedavinizin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bunları iyi öğrenip uyguladığınız zaman: panik atağınızın üstesinden gelmede, ilaçlar dışında çok değerli bir beceri edinmiş olursunuz. Gevşeme alıştırmalarını sadece panik atağı ile başa çıkmak için değil, sizi olumsuz olarak etkileyen herhangi bir sorun karşısında da uygulayabilir ve sağlı­ğınıza katkıda bulunabilirsiniz.

AŞAMALI ÜZERİNE GİTME ALIŞTIRMALARI

Panik atağı ile bağlantılı hale gelmiş bulunan "yalnız kalamama, sokağa çıkamama, kalabalık ortamlara girememe" gibi durum ve davranışlarla ilgili aşamalı alıştırmalar yapmak ve panik belirtileri azalıncaya kadar o ortamda kalmak, yani alıştırmaları tekrarlamak temeline dayanır.

Bunun için, panik atağı yaşama olasılığı bulunduğunu düşündüğünüz tüm durumların bir listesini yapınız. Daha sonra bunları, kaçınma davranışınızın derecesine göre hafiften şiddetliye doğru sıralayınız. Daha sonra listedeki sıraya göre en az sıkıntı oluşturanından en çok sıkıntı oluşturanına doğru, bu durumlarla yüzleşmeye başlayınız. Her durumun içinde bunun sıkıntı yaratma özelliği kayboluncaya kadar tekrar tekrar kalarak alıştırma yapmaya çalışınız. Temel amaç, gitgide ilerlemek ve her alıştırmada bir önceki rekorunuzu kırmaktır.

Unutmayınız! Panik atağı yanınızda çok sayıda insan varken de ortaya çıkabilir, yalnızken de... Sokakta da panik atağı geçirebilirsiniz, evde de... Dağ başında da panik atağı geçirebilirsiniz, en modern bir sağlık merkezinin göbeğinde de...

BİLİŞSEL TEDAVİ

Mantıklı Düşünme: Panik Bozukluğu tanılı hastalar, hastalıklarıyla ilgili belirtileri yanlış bir biçimde yorumlamak eğilimindedirler. Bilişsel tedavi; panik atağı öncesinde, sırasında ve sonrasında akıldan geçen ve panik atağı ile ilişkilendirilen bu yanlış yorum ve varsayımların, mantıklı düşünülerek düzeltilmesi temeline dayanır. Bu konuda özellikle bilinmesi gerekenler yani hastalık hakkında doğru bilgiler şunlardır:

1. Panik Bozukluğu, bir KALP HASTALIĞI DEĞİLDİR.

2. Panik Bozukluğu, ÖLÜME YOL AÇAN BİR     HASTALIK DEĞİLDİR.

3. Panik Bozukluğu, bir AKIL HASTALIĞI DEĞİLDİR, akıl hastalığına da dönüşmez.

4. Panik atağı sırasında insanların öldüklerine, delirdiklerine ya da kontrol dışı davranışlarda bulunduklarına ilişkin hiçbir tıbbi bilgi yoktur. Bu nedenle atak sırasında; bunun ölümcül olmadığını, delirmeye yol açmayacağını, kontrol dışı davranışların ortaya çıkmayacağını, bunların sadece duygusal sınırda kalacağını ve atağınızın eninde sonunda geçeceğini kuvvetle düşünmelisiniz.

5. Panik atağı, kişiyi hem bedensel hem de duygusal yönden aşırı derecede zorlayan bir yaşantıdır. Bu nedenle hastalığınızdan utanmayınız ve başkalarının yanında küçük düşeceğinizi düşünmeyiniz. Bu atağı ancak yaşayan bilir.

6. Panik atağı sırasında görülen nefes alamıyormuş ve boğulacakmış gibi olma durumu, kişiyi çok zorlar. Buna önlem olarak hasta aşırı derecede soluk alıp vermeye başlar. Bu ise, panik atağı sırasında ortaya çıkan belirtilerin en önemli sebebidir. Bu nedenle aşırı soluk alıp vermenin kontrol altına alınması, panik atağınızla başa çıkmada çok değer taşımaktadır.

7. Atak geçirme kaygısıyla yalnız kalamama, tek başına sokağa çıkamama, kalabalık yerlere girememe gibi davranışların gelişmesine izin vermeyiniz. Bu konudaki temel davranışınız; hastalıktan önce neleri yapabilmekteyseniz, onları yapmayı sürdürmek olmalıdır.

8. ilaç tedavisi panik ataklarını kontrol altına almakta oldukça etkilidir. Böylece atakların sayısı, süresi ve şiddetinde belirgin bir azalma elde edilir. Ancak sadece ilaçlarla iyileşemezsiniz. ilaçlar kadar ya da daha çok hekiminizin size vereceği bilgiler ve önereceği gevşeme ve üzerine gitme alıştırmaları, hastalığınızla başa çıkmada size yardımcı olacaktır.

9. Panik atağı yineleyici doğadadır ve herhangi bir zaman veya mekanda aniden ortaya çıkabilir. Bu nedenle tedavi sürerken ve durumunuz iyi gidiyorken bile atak yaşayabilirsiniz. Bu durum, iyi tedavi edilmediğiniz anlamına gelmez. Hastalığınızın hal ve gidişi böyledir.

10. İlk ataktaki etkilenme dereceniz ile daha sonraki ataklardaki etkilenme dereceniz aynı olmamalıdır; yani daha deneyimli, daha pişkin ve nöbetin önünde sonunda geçeceğini bilen bir tavır geliştirmelisiniz.

11. Atak başladığında belirtilerin en yoğun yaşandığı süre 10 dakikadır. Herhangi bir sağlık kurumunun acil servisine ulaşıncaya kadar atağınızın hükmü geçer. Bu açıdan hekime ya da hastaneye yakın olmanızın bir anlamı yoktur. Aksine hastalığınızla savaşabilmek için buralardan uzak durmalısınız. Aynı nedenle, çok gerekmedikçe hastaneye yatırılmanız da gerekmez.

12. Atak geçirme kaygısıyla, bağımlılık yapan ilaçların aşırı ve de gereksiz kullanımından kaçınınız. Özellikle alkolden uzak durunuz.

Aşırı miktarda alkol alımının ardından, panik atağı geçirme olasılığınız yüksektir. Alkol, bazı hastalarda panik ataklarını hafifletebilir hatta ortadan kaldırabilirse de, bu durum sizi bir kısır döngü içine sokar ve önünde sonunda alkol bağımlılığına götürür. Alkol dışında esrar, kokain, uyarıcı ilaçlar ve diğer bazı maddeler de panik ataklarına yol açabilmektedir.

 

KAYNAKLAR

1. Amerikan Psikiyatri Birliği: Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Dördüncü Baskı (DSM-IV), Amerikan Psikiyatri Birliği, Washington De. 1994'ten Çeviren Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 1998.

2. Atalay ND, Bayraktar E: Panik Bozukluk. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi   Yayınları. No:141, Bornova, ızmir, 1992.

3. Brown TA, Barlow DH: Long-term outcome in cognitive-behavioral treatment of panic disorder: Clinical predictors and alternatlye strategies for assessment. J Consult elin Psychol, 754, 1995.

4. Faravelli e. Pallanti s: Recent events and panic disorder. Am J Psychiatry 146:622-626,1989.

5. Otto M, Pollack M: Treatment Strategies for Panic Disorder: A Debate.    Harvard Review of Psychiatry, 166, 1994.

6. Servant D, Bailly D, Allard e. et al: Major depression in panic disorder:     Role of recent life events. J Affect Disord 22:79-82,1991.

7. Schatzberg AF, Nemeroff CB: Textbook of Psychopharmacology. Second          Edition, American Psychiatric Press, Washington, DC, 1998.

8. Schatzberg AF: Overview of anxiety disorders: prevalance, biology, course and treatment. J Elin Psychiatry 52 (7, Suppl):5-9,1991.

9. Stein MB, Uhde TW: Thyroid indices in panic disorder. Am J Psychiatry   145:745-747,1988.

10. Stein MB, Uhde TW: Autoimmune thyroiditis and panic disorder. Am J   Psychiatry 146:259- 260,1989.

11. Thyer BA, Nesse RM, Curtis GG, et al: Panic disorder: A test of the       separation anxiety hypothesis. Behav Res Ther 24:209-211,1986.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:07 Ekim 2006

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.