Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB)

Anksiyete türü bir rahatsızlık olan obsesif-kompülsif bozukluk (OKB), insanları tekrarlanan düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsederek kısıtlayan bir hastalıktır. Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) yani takıntı tedavisinde ilaçların yanı sıra bireysel psikoterapi ve aile desteği de gerekli.

 Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) nedir?

Obsesif Kompülsif Bozukluk Takıntı Hastalığı
Takıntı Hastalığı - Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB)

Obsesyonların oluşturduğu kaygıyı azaltmak amacıyla yapılan tekrarlanan davranış ya da zihinsel eylemlere ise kompulsiyon (saplantı) adı verilmektedir. Obsesyonların oluşturduğu kaygıyı azaltmak amacıyla yapılan tekrarlanan davranış ya da zihinsel eylemlere ise kompulsiyon (saplantı) adı verilmektedir.



Obsesif-kompulsif bozukluğun en temel özelliği, boş yere zaman harcanmasına neden olacak düzeyde ağır olan veya belirgin bir düzeyde sıkıntı yaratan ve kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyen obsesyon ve kompulsiyonların olmasıdır. Obsesif-kompulsif bozuklukta kişi, zihnini sürekli meşgul eden düşüncelerin abartılı, anlamsız ve saçma olduğunun farkında olmakla birlikte, bu farkındalık düzeyi değişkenlik gösterebilir. Bazen düşüncelerin saçmalığı konusunda kararsızlığa düşebilir ya da düşüncelerin saçmalığını kabullenmekle birlikte, iş eyleme döküldüğünde mantıksal yorumlar yapabilir.

Bazen de düşüncelerin verdiği sıkıntıya karşı koyamayan kişi, başka bir düşünce veya eylemle bu düşünceleri etkisizleştirmeye çalışarak kompulsiyon geliştirebilir. Tipik obsesif kompulsif bozukluklarda, kişi herhangi bir şeye her temastan sonra defalarca elini yıkar, eve geldiğinde tüm elbiselerini dezenfekte etmeye çalışır, sokağa çıkarken defalarca kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol eder. En sık görülen kompulsiyonlar yıkama ve temizlenme, sayma, kontrol etme, sıraya koyma gibi kompulsiyonlardır. Obsesyon ve kompulsiyonlar kişinin dikkatini bir yere yoğunlaştırmasına engel olur ve bu durum da kişinin zihinsel etkinliklerinde yetersizlik yaşamasına ve işlerini yapamamasına neden olabilir. Obsesif-kompulsif bozukluk durumlarında uyku düzensizliği, hastalık hastalığı, suçluluk duygusu, alkol ve madde kullanımı gibi çeşitli belirtiler de görülebilir.

Anksiyete türü bir rahatsızlık olan obsesif-kompülsif bozukluk (OKB), insanları tekrarlanan düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsederek kısıtlayan bir hastalıktır. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler  (obsesyonlar) nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin yarattığı anksiyete bazı ritüelleri ya da rutinleri acil olarak gerçekleştirme ihtiyacına (kompülsiyonlar) neden olur. Ritüeller takıntılı düşünceleri önleme veya akıldan uzaklaştırma girişimiyle yapılır. Ritüel anksiyeteyi geçici olarak durdurur, obsesif düşünceler tekrar oluştuğunda kişinin ritüeli hemen tekrar etmesi gerekir. Bu OKB döngüsü kişinin gününden saatler çalarak normal günlük işlerini yapmasını engelleyebilir. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler saplantılarının ve takıntılarının gerçek dışı veya manasız olduğunun farkında olabilirler, fakat kendilerini durduramazlar.

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) belirtileri nelerdir?

En yaygın obsesyon belirtileri:

- Olumsuz düşünceler
- Sürekli temizlik isteği
- Sürekli mutsuzluk, karamsarlık
- Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama
- El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme
- Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
- Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma
- Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme
- Belirli bir sıraya göre yemek yeme
- Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma
-  Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama
-  İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı
- Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme
- Sürekli mutsuzluk, karamsarlık
- Aşırı kuşku ve sürekli güven ihtiyacı
- Simetri, düzen ve kusursuzluk dürtüsü
- Kirlenme korkusu
- Düzenli ve simetrik olma
- Kendisini veya sevdiklerinin zarar görmesine ait düşüncelere kapılma
- Başkalarının dokunduğu nesnelere dokunamamak
- Nesneler düzenli olmadığında strese girme
- El sıkışmaktan rahatsızlık duyma
- Sürekli el yıkama
- Aşırı temizlik takıntısı
- Mikroplardan korkma
- Sürekli duş alma isteği
- Sürekli bir şeyleri kontrol etme ihtiyacı duyma
- Bir şeyleri sayma
- Kilitlendiklerinden emin olmak için kapıları tekrar tekrar kontrol etme
- Kapalı olduğundan emin olmak için ocağı tekrar tekrar kontrol etme
-  Belirli kalıplarda sayma
- Bir duayı, kelimeyi veya ifadeyi içten içe tekrarlamak
-  Günahkâr düşünmekten korkma
- Sosyal açıdan kabul edilmez bir davranışta bulunmaktan ya da rezil olmaktan korkma
- Hata yapmaktan korkma
- Başkasına zarar vermekten korkma
- Pislik ya da mikrop bulaşmasından korkma
- El sıkışmamak, kapı tokmağını tutmamak
- Tekrar tekrar ellerini yıkama, duş alma
- Değeri olmayan nesneleri toplama ve biriktirme
- Yapılacak işleri belirli bir sayıda ve belirli sıraya sokarak yapma
-  Belirli cümleleri, kelimeleri ya da duaları tekrarlama
- Rahatsız edici, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen görüntülere, kelimelere ya da düşüncelere takılma
- Yemeklerini belirli bir sıraya göre tüketme
-  Evdeki eşyaları ya da kişisel eşyalarını belirli bir biçimde düzenleme
- Günlük rutin işleri yaparken yüksek sesli ya da içinden sürekli sayı sayma isteği
- Kilit, ocak, ütü, elektrik gibi kapanması gerekli olan eşyaları sürekli kontrol etme

OBSESİF - KOMPULSİF BOZUKLUĞUN NEDENLERİ NELERDİR

- Taciz
- Çocukluk travmaları
- Yaşamsal değişiklikler
- Hastalık
- Sevilen birinin ölmesi
-  İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler
-  İlişkiyle ilgili kaygılar
- Genetik faktörler
- Yaşanan travmalar
- Kötü geçirilen çocuk dönemleri
- Şiddet ve baskı görme
- Biyolojik Faktörler
- Nörolojik Sorunlar
- Çok ağır travmalar

Obsesif-kompülsif bozukluğa ne neden olur?

Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir. Biyolojik faktörler: Beyin karmaşık bir yapıdır. Bedenin normal işleyişi için ihtiyaç duyulan, nöron adı verilen milyarlarca sinir hücresi vardır. Nöronlar elektrik sinyalleri yoluyla iletişim kurar. Nörotransmiter adı verilen kimyasallar bu sinyallerin nörondan nörona iletilmesine yardım eder. Araştırmalar serotonin adı verilen nörotransmiterin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptamıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompülsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir. Ayrıca beynin belirli bölgeleri serotonin dengesizliğinden etkilenir, bu da OKB’ye yol açar. Bu problemin, beynin sağduyu ve planlama ile ilgili bölgeleri ve bedensel hareketleri içeren mesajları süzen bölgeleriyle bağlantılı olan beyin yolaklarıyla alakalı olduğu görülür. Araştırmalar Streptokok bakterisinin neden olduğu belli bir tür enfeksiyon ile OKB arasında bir ilişki de saptamıştır. Eğer bu enfeksiyon nükseder ve tedavi edilmezse, OKB gelişimine ve çocuklarda diğer bozukluklara sebep olabilir. Çevresel faktörler: Bazı çevresel stres yaratıcı faktörler OKB’yi tetikleyebilir. Belirli çevresel faktörler ise kişide var olan bu rahatsızlığı kötüleştirebilir.

Obsesif kompulsif bozukluğun nedeni tam olarak bilinmese de biyolojik ve evresel faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli rol oynadı düşünülmektedir.

Obsesif kompulsif bozuklukta Çevresel faktörler:

Obsesif kompulsif bozuklukta, Kişinin sosyal ve aile çevresinde yaşadığı stres hastalığın gelişimini tetikleyebilir. Kişide var olan hastalık hafifi semptomlarla seyrederken belirli çevresel faktörler hastalık semptomlarını arttırabilir. Cinsel taciz, kişinin yaşamında köklü değişikliklere sebep olan evlilik, taşınma, çocuk sahibi olma gibi faktörler obsesif kompülsif nedenleri arasında sayılabilir. Bunlara ek olarak hastalık, kişinin sevdiği birini kaybetmesi, okul ya da iş yaşamındaki problemler, insanlarla ilişkilerinde yaşadığı travmalar ve kaygılar da hastalığı tetikleyen önemli sebeplerdendir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta BİYOLOJİK NEDENLERİ

Obsesif kompulsif bozuklukta Biyolojik faktörler: Karmaşık bir yapıya sahip olan beyin, normal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için nöron adı verilen sinir hücrelerine ihtiyaç duyar. Elektrik sinyalleri ile iletişim kuran nöronların birbirleriyle bilgi alışverişini sağlayan kimyasallar nörotransimitterlerdir. Bu transmitterler arasında yer alan seratonin seviyesindeki düşme obsesif kompülsif bozukluğun gelişimine neden olabilir. Seratonin miktarındaki değişimin ebeveynlerden çocuğa geçmesi de obsesif kompulsif bozukluğun genetik olabileceğini düşündürür. Beyindeki seratonin dengesizliği beynin planlama ve sağduyu ile ilgili bölgelerini olumsuz etkiler. Ayrıca streptokok bakterisi nedeniyle oluşan enfeksiyonun da obsesif kompülsiyon gelişimine yol açtığı ile ilgili de araştırmalar vardır.

Obsesif kompulsif bozukluk, Genellikle ergenlikte ve genç erişkinlik yıllarında başlar. Belirtiler genellikle yavaş ortaya çıksa da bazı durumlarda aniden ortaya çıkması da söz konusu olabilir. Aile bireylerinden öğrenilmesi söz konusu olabileceği gibi olumsuz bir yaşantı sonucunda da kazanılması söz konusu olabilir. Bunun yanında genetik ve benzeri biyolojik nedenlerin de etkili olabileceği bilinmektedir. Nasıl baş edilir: Obsesif-kompulsif bozukluğun tedavisinde ilaç tedavisi yanında psikolojik tedavi yaklaşımlarının etkili olduğu belirtilmektedir.

OKB yani takıntı tedavisinde ilaçların yanı sıra bireysel psikoterapi ve aile desteği de tedavi surecine katkı sağlıyor. Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver OKB hastalığının tedavisinde aileye önemli görevler düştüğünü belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi'nden Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver; “OKB, kişinin aklına takılan zorlayıcı düşünceler yani obsesyonlar ve bu düşüncelerin yarattığı gerilimi azaltmaya yönelik eylemler yani kompulsiyonlardan oluşur. Temizlik yapmak, bir yerleri düzenlemek, kapıları kontrol etmek, soru sormak, sayı saymak gibi birçok kompulsiyon hastayla birlikte yakınlarının da hayatını olumsuz etkiler. OKB hastasının yakınları hastaya yardım edebilmek için ne yapacaklarını şaşırırlar. OKB tedavisinde ilaçların yanı sıra bireysel psikoterapi ve aile desteği de tedavi surecine büyük katkı sağlar. Bazen aile destek verdiğini düşünürken OKB’nin serpilmesine katkıda bulunuyor olabilir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Tedavi Yöntemleri

OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) nasıl tedavi edilir?

Obsesif Kompulsif Bozukluk, OKB kendi kendine geçmez, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir. En iyi tedavi yöntemi ilaç ve bilişsel davranış terapisidir. Bilişsel davranış terapisi: Bilişsel davranış terapisinin hedefi, obsesif-kompülsif bozukluğu olanların ritüellerini gerçekleştirmeden korkularıyla yüz yüze gelmelerini ve anksiyetenin azaltılmasını sağlamaktır. Bu terapi obsesif-kompülsif bozukluğu olanlarda sıkça görülen abartılmış veya felaketler içeren düşünceleri azaltmaya da odaklanılır. İlaç tedavisi: Trisiklik antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri OKB tedavisinde yardımcı olabilir. Hastaların ilaç ve bilişsel davranış terapisine cevap vermedikleri şiddetli vakalarda Eloktrokonvulsif Terapi (EKT) veya beyin cerrahisi kullanılabilir. EKT esnasında hastanın başına elektrotlar takılır ve beyne nöbete sebep olan bir dizi elektrik şoku verilir, bu nöbetler beyinde nörotransmitterlerin salınmasına sebep olur. Sürekli tedavi sonucunda hastalar normal veya normale yakın yaşam sürerler. Erken teşhis her zaman tedavi süresini azaltır. *

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tedavi edilmediği takdirde kendiliğinden iyileşmeyebilir, bu nedenle tedavi almak son derece önemlidir. Kişi, zihinsel hastalıkların teşhisi ve tedavisi için özel olarak eğitilmiş bir sağlık uzmanına yönlendirilebilir. Obsesif kompulsif bozukluk  (OKB) tedavisinde en etkili yaklaşım, ilaçları uygun terapiler ile birleştirmektedir.
Davranış Terapisi

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) hastalarında sıklıkla görülen abartılı veya takıntılı düşünceleri azaltmaya odaklı bir tedavi yöntemidir. Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan kişilere, zorlayıcı davranışlarda bulunmadan kaygı yaratan inançlarıyla yüzleşmeleri konusunda yardımcı olmaktır.

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) OKB için laboratuvar testi yapılmaz. Doktor hastanın ritüellere ayırdığı zaman da dahil olmak üzere hastanın belirtilerini değerlendirerek teşhisini koyar.

Obsesif kompulsif bozuklukta İlaç Tedavisi

Obsesif kompulsif bozuklukta İlaç TedavisiObsesif kompulsif bozukluk (OKB) hastalarında beyindeki serotonin seviyelerini artırmaya yönelik ilaçlar kullanılabilir.

OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) ne kadar yaygındır?

OKB ABD’ de 3.3 milyon yetişkini ve 1 milyon çocuk ve genci etkilemektedir. Rahatsızlık ilk olarak çocuklukta, gençlikte ve yetişkinliğin ilk yıllarında ortaya çıkar. Irk ve sosyoekonomik alt yapı fark etmeden tüm kadın ve erkeklerde eşit oranda görülür.
OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) teşhisi nasıl konur?

OKB TAKINTI HASTASININ YAKINI OLMAK

Destek dendiğinde önemli olan hastayı desteklemektir OKB’yi değil. OKB'de hakim olan sorunlardan biri belirsizliğe tahammülsüzlüktür. OKB’li kişi belirsizliği giderebilmek için bazı törensel davranışlara yönelir. Bu davranışlar kişinin yakınına anlamsız ve abartılı gelebilir ama kişi bunları gerçekleştirdiğinde belirsizliği kısmen azalttığı için rahatlar.

KİŞİYİ NASIL RAHATLATMALI?

Hasta yakınlarının belirsizliğe tahammül etme konusunda takınacakları tutum kompulsiyonun devam edip etmeyeceğini de belirler. OKB'yi destekleyici yani hastalığı sürdüren ya da belirtileri şiddetlendiren önemli hatalardan biri güvence vermektir. Güvence verirken, hastanın emin olabilmek için tekrarlayan sorularına yanıt verip onu ikna etmeye çalışır ve soru sormanın devamına katkıda bulunursunuz. Bazen hasta yakininin sorulara verdiği yanıtlar da törenin bir parçası haline gelir. Örneğin kapıyı kilitleyip kilitlemediğinden emin olamayan hastanın yakini " kilitlediğine eminim" diyerek kişiyi rahatlatır.

ÖFKE DUYMAMAK İÇİN...

Güvence vererek kişinin korku duyduğu şeyin yanlış olduğu ve gerçekleşmeyeceğine ikna etmeye çalışırsınız. Sizin verdiğiniz güvence kısa sureli bir rahatlama sağlasa da OKB'nin doğası gereği hastanın zihninde gene ayni sorular oluşacak ve sizin yanıtlamanızı isteyecektir. Eğer yakınınızı sürekli rahatlatmaya uğraşmıssanız bir süre sonra onun sizi dinlemediğini ya da anlamadığını düşünmeye başlayabilirsiniz. Sizden beklenen törenler oluşabilir. Mesela hasta kapıyı gidip sizin kontrol etmenizi ya da ellerini yıkarken onu izlemenizi isteyebilir. Bütün bunlara ayak uydurmaya çalışmak tüketicidir. Aranızda gerilim oluşabilir yakınınıza öfke duymaya başlayabilirsiniz. Hastanız OKB'nin verdiği gerilimle savaşırken siz de obsesyonlara bir mantık savaşı açmış olursunuz ki, OKB düşüncesi mantıktan fayda görmez. Asil olan yakınınızın korkularıyla yüzleşmesi ve belirsizliğe tahammülü için yanında olabilmenizdir.”

Obsesif Kompulsif Bozukluk OKB hastalığı için neler yapılabilir

Çok yakın arkadaşımda obsesif kompulsif hastalığı mevcut. bu temizlik yönünde çok fazla. OKB için neler yapılabilir.

SORU: Yaklaşık 12 seneden beri hayatta tek başımayım ailemle görüşmüyorum orta okul 2 den beri hep mutsuzum 6-7 senedir ticarette önemli başarılar elde ettim.bir sene evvel çok problemli bir ilişki yaşadım 6 ay evvel bitirdim.ilk kız arkadaşımdı. Mahallemi ve tüm sosyal ortamımı terk ettim, aynı mahallede idik.6 aydan beri sabah 4’te uyanıyorum.beynim ağır çekim çalışıyor konsantre olamıyorum. Unutuyorum.saçlarım döküldü bu yaşa kadar hiç dökülmemişti.intihar düşüncesi aklımda.kullandığım ilaç insidon

CEVAP: Mutluluk birçok etkene bağlı olan ve kişiden kişiye göre farklı anlamlar taşıyan bir kavramdır. Genel olarak kişinin kendisiyle barışık olması, olumlu ve sürekli  kişilerarası ilişkiler kurması, kendisine ve çevresindeki insanlara güven duyması, başarılı olması, yaşam görüşüne göre istediklerine ulaşması, toplumsal işlevlerini tam olarak yerine getirebilmesi, mutlu olmaya layık olduğunu düşünmesi gibi özellikler mutluluk kavramında önemlidir. Maalesef, bu genel özelliklerden çoğunun sizin yaşamınızda olmadığı anlaşılıyor. Altı aydır yaşadığınızı belirttiğiniz sorunlar, iyi gitmeyen bir ilişki de olsa, kız arkadaşınızdan ayrılmayla başlamış. İntihar düşüncesi de önemli bir belirtidir ve acil bir durum olarak değerlendirilir. Bu belirtiler için hemen bir psikiyatriste başvurmanız gereklidir. Bu belirtiler geçtikten sonra tedavinizde kişilik yapınızın, bazı değer yargılarının (yaşam, mutluluk, insan ilişkileri, yaşamdan beklentileriniz gibi) ele alınması uygun olur.



SORU: Çok yakın arkadaşımda obsesif kompulsif hastalığı mevcut. bu temizlik yönünde çok fazla.nasıl yardımcı olabiliriz. teşekkürler..

CEVAP: Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) çeşitli belirti gruplarının (temizlik, kontrol, simetri, takıntı gibi) görüldüğü bir bozukluktur. Temizlik de bunlardan biridir. OKB tanısını koymak kolaydır ve tedavisi vardır. Biyokimyasal denge bozukluğu ilaçlarla düzeltilirken, yanlış düşünceler ve yineleyen davranışlar davranışlar bilişsel-davranışçı yöntemlerle iyileştirilmektedir. OKB'de en uygun ve en yararlı tedavi yöntemi, yukarıda belirttiğim tedavi yöntemlerinin birlikte uygulanmasıdır. Arkadaşınız bir psikiyatriste başvurursa, yararlı olacaktır.

SORU: Ben 2 yıllık evliyim ilk bir senesi çok iyi geçti ama bu sıralar sorun yaşıyoruz.eşim sürekli olarak annesine gitmek istiyor izinli olduğum günlerde götürüyorum ama yetmiyor. Bu yüzden sürekli kavga ediyoruz Bende çok üzülüyorum eşim şuan altı aylık hamile ve ailemle beraber oturuyoruz. Bu olayı aileme de yansıtmak istemiyorum kavga derken kesinlikle dayak yok sürekli tartışma yaşıyoruz arıca her izinli olduğum günde de götüremiyorum çünkü işlerim çıkıyor onları hallediyorum.


CEVAP: Evlilikte dengeyi tutturmak her zaman kolay olmayabilir. Eşinizin neden sürekli olarak annesine gitmek istediğini öğrenmeye çalışmanız ilk adım olabilir. Bu nedenler üzerinden gidilerek bir çözüme ulaşılabilir. Hamilelikte hormon düzeyleri değiştiği için ve hamileliğin kendi özelliğinden dolayı kadınlar daha duyarlı, daha çok ilgi bekleyen, kolayca etkilenen bir durumda olabilir. Bir yıldan sonra aranızdaki tartışmalar başladığına göre, bir yıl önce neden ve nasıl başladığını bilmek önemli olabilir. Örneğin, siz yokken eşiniz ve annenizin ilişkileri nasıldır? Sizin yanınızdayken gösterdikleri gelin-kayınvalide ilişkisi, siz yokken tamamen farklı olabilir. Tüm bunlar öğrenilip çözüm bulunmaya çalışıldıktan sonra durum değişmezse, bir evlilik-eş terapistine başvurmak gerekebilir. Bir başka çözüm yolu (ekonomik yönden sorun yoksa) ayrı bir evde eşinizle birlikte yaşamak olabilir. Bu seçeneği tercih ederseniz, hem kendi ailenize, hem de eşinizin ailesine eşit uzaklıkta davranmanız uygun olur.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:05 Nisan 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.