Kokaine uygun bir beyin

Bazı insanlar nasıl bağımlı olmadan kokain kullanabiliyor? Yeni bir araştırmaya göre bunun cevabı, beyinlerinin şeklinde yatıyor olabilir.

Bazı insanlar nasıl bağımlı olmadan kokain kullanabiliyor? Yeni bir araştırmaya göre bunun cevabı, beyinlerinin şeklinde yatıyor olabilir.

kokain_beyinBiological Psychiatry isimli dergide yayınlanan çalışmaya göre, kokaini zaman zaman kullananların beyinlerinin otokontrolle ilişkili ön lobu genelde daha büyük olurken, kokain bağımlılarının ön lobları daha küçük oluyor. Cambridge Üniversitesi'nde görev yapan araştırmacılar, uzun yıllar kokain kullanan kişilerin beyin taramalarını ve kişilik testlerini inceledi. Bunlardan bazıları bağımlıydı, bazılarıysa değildi. Bağımlı olmayanlar bağımlılar gibi daha fazla risk alma eğilimindeyken, beyinlerindeki fazladan gri madde, daha fazla oto-kontrol sağlamalarını ve daha faydalı seçimler yapmalarını sağlayarak bağımlılığa karşı koymalarını sağlıyordu. Araştırmanın başyazarı Karen Ersche, bulguların, bağımlılığın karakterden çok biyolojik yapıdan kaynaklandığına dair bağımlılık uzmanları arasında şu sıralar popüler olan görüşü desteklediğini söylüyor. "Durum, Nancy Reagan'ın 'sadece hayır deyin, yoksa eninde sonunda bağımlı olacaksınız' görüşünü yaymaya çalışan kampanyasındaki gibi değil. Uyuşturucunun nasıl etki ettiği ve ne kadar risk altında olduğunuz, nasıl bir insan olduğunuzla ve ne tür bir beyniniz olduğuyla ilgili" diyor.

BEYİN HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

FAYDA KABUKTA DEĞİL Meyve ve sebzelerin kabuklarının ana besin kaynağı olduğu sadece bir yanılsamadan ibaret. Bazı meyve ve sebzelerin zengin bir renge sahip olmalarının nedenlerinden biri, kabuk kısmındaki anti-oksidan özelliklere sahip pigmentlerdir. Örneğin resveratrol, kırmızı üzümlerin ve başka meyvelerin kabuğunda bulunur. Ancak domatese ve dolmalık bibere kırmızı rengini veren likopen, bu sebzelerin içinde de bulunur. Aslında çoğu vitamin ve mineraller, kabuk kısmında olduğu kadar içinde de bulunuyor. ABD Tarım Bakanlığı'na göre kabuğu soyulmamış, büyük bir kırmızı elma, 5 gram lif, 13 miligram kalsiyum, 239 miligram potasyum ve 11 miligram kalsiyum içeriyor. Fakat kabuğunu soyduğunuzda, hâlâ 3 gram lif, 11 miligram kalsiyum, 194 miligram potasyum ve bol miktarda C vitamini ve diğer mineralleri barındırıyor. Bir diğer örnekse, tatlı patates. Tarım Bakanlığı, kabuğu soyulmadan haşlanan 100 gramlık tatlı patatesin, 2 gram protein, 3 gram lif ve 20 miligram C vitamini içerdiğini belirtiyor. Ancak kabuğu soyulmadan (bu, besin değerinin daha da azalmasına yol açan bir işlem) haşlanan aynı miktarda tatlı patates, hala 1.4 gram protein, 2.5 gram lif, 13 miligram C vitamini içeriyor. Yani kabuğunu soysanız da, meyveden faydalanmaya devam edebilirsiniz. KAFEİN VE BEBEKLER Yeni bir araştırma, hamilelik sırasında kafeinli içecekler tüketmenin, bebeğin düşük kiloda doğma riskini artırdığını öne sürüyor. Hamile kadınlar üzerindeki kötü yan etkileri yıllardır bilinen kafein, bebek bekleyen kadınları kahve ve çaydan uzak durmaya itiyor. BMC Medicine'de yayınlanan son çalışmada, araştırmacılar 10 yıl boyunca dünyanın dört bir yanındaki 60 bin hamilenin verilerini topladı. Araştırmacılar, kafein tüketimi ve prematüre doğum arasında bir ilişki kuramadı. Ancak düşük doğum kilosuyla kafein arasıyla bir ilişki vardı. 3.6 kilogram doğması beklenen bir çocuğun, anne tarafından herhangi bir kaynaktan tüketilen her 100 miligram kafein yüzünden, 21 ila 38 gram kaybettiği anlaşıldı. Araştırmacılar analizlerinden komplikasyon riski daha yüksek olan ve kahve içenleri de kapsayan sigara tiryakilerini çıkardıktan sonra bile, bağlantı devam etti. Araştırmanın yazarlarından biri olan İsveç'teki Sahlgrenska Üniversitsesi Hastanesi'nden Doktor Verena Sengpiel, çalışma gözlemlere dayalı olduğu ve korelasyon neden-sonuç ilişkisiyle aynı anlama gelmediği için, bulguların kesin olmadığını söylüyor. Ancak araştırmacılar kadınların hamilelikleri süresinde kafein tüketimine "ara vermelerini" ya da kahveyi en azından günde iki fincandan az tüketmelerini tavsiye ediyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:12 Mart 2013Yayınlanma Tarihi:14 Mart 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.