

İklim değişikliği, sadece çevresel değil, aynı zamanda ruhsal bir kriz haline geldi. "İklim kaygısı" ve "eko-anksiyete" terimleri, günümüzde terapistlerin sıkça karşılaştığı konular arasında yer alıyor. Peki, bu yeni nesil ruhsal krizle nasıl başa çıkabiliriz?
İklim kaygısı, modern dünyanın karşılaştığı yeni bir ruhsal krizdir. Ancak, bu kaygıyla başa çıkmak mümkündür. Bireyler, duygularını kabul ederek, topluluk desteği alarak ve aktif olarak çevresel sorunlara çözüm arayarak bu kaygıyı yönetebilirler.
İklim kaygısı, bireylerin iklim değişikliği ve çevresel felaketler karşısında hissettikleri sürekli endişe, korku ve çaresizlik duygularını ifade eder. Amerikan Psikoloji Derneği, eko-anksiyeteyi "çevresel felaket korkusunun kronik hali" olarak tanımlar. Bu kaygı, özellikle genç nesillerde daha belirgin hale gelmiştir.
İklim değişikliği, ruh sağlığını dört ana yolla etkiler:
- Aşırı Hava Olayları: Yangınlar, kasırgalar ve seller gibi olaylar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), anksiyete ve madde kullanımını artırabilir.
- Kronik Çevresel Değişiklikler: Sürekli sıcaklık artışı ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi değişiklikler, psikiyatrik acil başvurularını ve intihar oranlarını artırabilir.
- Dolaylı Etkiler: Gıda ve su kıtlığı, yerinden edilme ve ekonomik yıkım gibi durumlar, ruhsal sorunları tetikleyebilir.
- Psikolojik Yük: İklim krizine dair farkındalık, bireyde öfke, suçluluk, korku ve çaresizlik gibi duygulara yol açabilir.
Terapistler, özellikle genç danışanlarında iklim kaygısı temalı seanlarla karşılaşıyor. New Jersey'de çalışan terapist Phil Lane, "Danışanlarımda teslimiyet ve umutsuzluk duygusu gözlemliyorum" diyor. New York'lu terapist Haley Feldman ise, danışanlarının bu konuda obsesif düşünceler geliştirdiğini ve günlük işlevlerde zorluk yaşadığını belirtiyor.
Araştırmalar, iklim kaygısıyla başa çıkmanın birkaç temel dayanağı olduğunu gösteriyor:
- Duyguların Onaylanması: Kaygının meşru olduğunun kabul edilmesi, ilk adımdır.
- Topluluk Desteği: Paylaşım grupları, yalnızlık hissini azaltır.
- Doğayla Bağ Kurmak: Doğada zaman geçirmek, soyut bir sorunu kişiselleştirmeye yardımcı olur.
- Aktivizm: Sivil toplumda aktif rol almak, bireyde kontrol duygusunu artırır.
- Direnç Becerileri: Meditasyon, haber tüketimini sınırlamak ve felaket hazırlığı gibi uygulamalar, ruhsal dayanıklılığı artırır.
Paylaş