Hayat Başarısı mı Akademik Başarı mı?

Hayat Başarısı mı Akademik Başarı mı?Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Kim Psikoloji’nin İnstagram canlı yayın konuğu oldu.

“Eğitimde Yeni Doğrular” konusuna ilişkin söylemlerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hayat başarısı akademik başarı kadar önemlidir.

Kendi değerlerimizi yaşatarak evrensel akışta var olmamız gerekiyor. Onun için küresel değerlerimiz koruyarak evrenselliğe yönelmemiz gerekiyor. Değer kalıplarımızı bırakırsak evrenselliğin içinde kayboluruz. Bunun yolu eğitimden geçiyor. Çocuklarımızı değer kalıplarımızla birlikte yeniçağa uygun olarak yetiştirip, onları her iki yaşama da hazırlamamız gerekiyor.” Dedi.

“Hayat başarısı akademik başarı kadar önemlidir”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan küreselleşme içerisinde kültürel değerlerimizi kaybetmememiz gerektiğine vurgu yaptı. Tarhan; “Önceden değişimler otuz yılda bir olurdu ama artık 21.yy becerileriyle birlikte otuz yıllık süre beş yıllara kadar düştü. Şu an ciddi bir küresel rekabet var. Böyle durumlarda yeni meslekler oluşuyor ve bazı meslekler kaybolmaya başlıyor. Kişinin stratejik zekâsı varsa uzun vadede düşünebilir ve ona göre gelecekteki durumu öngörebilir.

Kişi geleceği öngörmeden hareket edip karar verirse hata etmiş olur. İnsana yapılan yatırım en önemli yatırımdır. Doktor, mühendis, mimar olmak önemli ama daha da önemlisi iyi bir insan olmaktır. Hayat başarısı akademik başarı kadar önemlidir. Kendi değerlerimizi yaşatarak evrensel akışta var olmamız gerekiyor. Onun için küresel değerlerimizi koruyarak evrenselliğe yönelmemiz gerekiyor. Değer kalıplarımızı bırakırsak evrenselliğin içinde kayboluruz. Bunun yolu eğitimden geçiyor. Çocuklarımızı değer kalıplarımızla birlikte yeniçağa uygun olarak yetiştirip onları her iki yaşama da hazırlamamız gerekiyor.” Dedi.

“Dijitalleşmeyi öğrenemeyen tarihin çöp sepetinde kalacak”

Covid-19’un eğitim ve sağlık alanında dijitalleşmeyi hızlandırdığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Eğer yenilik yakalanmazsa dünya dijital diktatörlüğe doğru gidecek. Çünkü Big Data’ya hâkim olanlar bütün dünyayı yönetecek. Her şey; sosyal hareketlilik, ekonomik hareketlilik big datayla yapılır duruma döndü. Şu anda eğitimde de kendi dijital platformlarımızı oluşturamazsak ve dijital çoğulculuğa gitmezsek dünya yeni bir karanlık döneme girecek. Bilginin silah olduğu toplumda dijitalleşme zorunluluk haline geldi. Bunun içinde dijital platformların üretilmesinde ve dijitalleşmede bizim kendi değerlerimizi, kültürel doğrularımızı koruyarak yenilikler yapmamız gerekiyor. Dijitalleşmeyi öğrenemeyen tarihin çöp sepetinde kalacak.” Şeklinde konuştu.

Eğitimdeki yeni nokta deneyimleyerek öğrenme!

Bilginin kalıcılığı için deneyimleyerek öğrenmenin önemine dikkat çeken Tarhan, “21.yy becerisi olarak eğitim sistemimizdeki en önemli nokta aktif yani deneyimleyerek öğrenmedir. Klasik öğrenme yönteminde sınıfta öğrenciler toplanıyor, hoca anlatıyor ve ders bitiyor. Bu öğrenme yöntemi artık yani çağda geçerli değil. Nörobilim temelli öğrenme yöntemi iki türlü oluyor. Biri problem odaklı öğrenme, ikincisi ise duyuya dayalı öğrenme. Yani kişi takıyor, söküyor, oynuyor ve hayal kuruyor. Böyle öğrenildiği zaman bilgi daha kalıcı hale geliyor. Diğer türlü ezberliyorsun fakat sonra bilgi uçup gidiyor. Onun için deneyimleyerek, projeler yapa yapa öğrenmeyi biz Üsküdar Üniversitesi olarak oldukça önemsiyoruz, bu kapsamda dersler veriyoruz.” Dedi.

“Bireysellik bencilliğe dönüşmeye başladı”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Eğitimdeki yeni doğrulardan biri de 21. yy becerisi takım çalışması. 20.yy bireyselliği çok yüceltiyordu. Bireysel olmak, özgüven sahibi olmak insan için kutsaldır gözüyle bakılıyordu. Ama bireysellik bencilliğe dönüşmeye başladı. Bu sefer şiddet, suç ve boşanma sayıları arttı. Kuzey Avrupa ülkelerinin çoğunda boşanmalar ve evlilik dışı çocuk doğması durumu yüzde ellinin üzerinde.

Açık evlilik var. Bütün bunlar aile kurumunun zayıflamasıyla yakından ilgili. Aile takım çalışmalarının en küçük birimidir. Nasıl binanın yapıtaşları varsa ve o yapıtaşlarıyla ayakta durursa toplumun yapıtaşı da ailedir. Aile kurumu olmadığı zaman çocukta sağlıklı yetişmiyor. Evin sığınak özelliği vardır, güven alanıdır. Önceden ev için sevgi yuvası deniyordu ama artık güven yuvası deniyor.” İfadelerini kullandı.

ÜHA


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:30 Temmuz 2020Yayınlanma Tarihi:29 Temmuz 2020

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.