Göçmenleri tehdit ediyor
Almanya'da düzenlenen konferans göçmenleri tehdit eden hastalığı ortaya çıkardı.

Almanya'da düzenlenen konferans göçmenleri tehdit eden hastalığı ortaya çıkardı.
Konferansın konuşmacısı Dr. Murat Ozankan, göçmenlerin Almanlara göre 10 yıl daha erken demansa yakalandığını belirtti. Langenfeld Kliniği Göçmenler Psikoloji Danışma Merkezi Başhekimi Dr. Murat Ozankan, AWO'nun “Gönülden” adlı projesi kapsamında Köln Başkonsolosluğu'nda düzenlenen konferansta demans hastalığını anlattı.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Dr. Ozankan, şu bilgileri verdi: “Tecrübelerimiz Almanlar'ın demansa karşı daha hazırlıklı olduğunu gösteriyor. Bizim insanımız yeterli bilgi sahibi değil. Özellikle hasta yakınlarının bilinçlendirilmesinde fayda var. İlaçlar ya da diğer tedavi çeşitleriyle hastalığın ilerlemesini önlemek ya da yavaşlatmak mümkün. Erken teşhis için hasta yakınlarına önemli görevler düşüyor. Almanya'da yaşam süresi artıyor. Doksan yaşı ve üzerindeki insanlarda demans oranı yüzde 75'lere kadar çıktığını düşünürsek, herkesin bu rahatsızlıkla bir şekilde karşı karşıya kalma ihtimali çok yüksek.”UNUTKANLIK TEK BELİRTİ DEĞİL
Halk arasında “Bunama” olarak tanınan demansın tek belirtisi olmadığını belirten Ozankan, şöyle devam etti: “Zaten bu da normal bir unutkanlık değil. Hasta çok eski zamanları iyi hatırlar. Fakat dünü, hatta o günün sabahını hatırlamaz. Bu, yeni şeyleri beynin kayıt edememesi olarak nitelendirilebilir. Kişi son aylarda yaşadığı olayları, zaman, mekanı, kişileri birbirine karıştırır. Daha önce iyi ya da düzenli olarak yaptığı bir çok şeyi artık yapamaz. Örneğin yemeği nasıl yapacağını unutur, ya da alış verişe gider kaybolur. Bunun yanında gece ve gündüz uykularında ritm bozukluğu görülür. Uyku süreleri çok kısalır. Planlayarak bir şeyler yapma fonksiyonu kaybolur. Bunları gördüğünüz zaman mutlaka uzmana başvurmakta fayda var. Tedavi için anadilinde bir uzman bulmak da çok önemli.”RUHU VE BEDENİ AKTİF TUTUN
Demansa karşı alınacak önlemleri de anlatan Dr. Ozankan, “Bunlar arasında düzenli hareket yapmak, sosyal aktivitelere katılmak, 4 saatin üzerinde televizyon seyretmemek, beyne yönelik egzersizler yapmak, sebze ve balık eti ağırlıklı bir beslenme sayılabilir. Yani, ruhunuzu ve bedeninizi sürekli aktif halde tutarsanız hastalığa daha geç yakalanırsınız. Yakalansanız da ilerlemesini yavaşlatırsınız” dedi. A.A
Bu yazı 3825 kez okundu
Yayınlanma Tarihi : 26 Ocak 2013 Cumartesi, 12:04
Güncelleme Tarihi : 24 Ocak 2013 Perşembe, 09:08