Dünya'nın merkezindeki gizem

Bilim insanları dünya'nın merkezindeki gizemi çözdü. İşte o bilgiler.

Bilim insanları dünya'nın merkezindeki gizemi çözdü. İşte o bilgiler.

Jeologların uzun süredir bildiği üzere, Dünya'nın çekirdeği kabaca Mars büyüklüğünde olan ve ayaklarımızın 2 bin 900 kilometre altında bulunan yoğun, kimyasal yüklü bir demir topu. Buradaki basınç 3.5 milyon atmosfere ve sıcaklık 5 bin 538 santigrat dereceye, yani Güneş'in yüzeyindeki ısıya ulaşıyor. Demirin hem katı hem de akışkan halde olduğu ve sıvı olan demirin konfetiden sarmallar oluşturduğu bir yer burası. Dünya'nın çekirdeği, üstte yer alan tektonik levhaları hareket ettiriyor, dağları oluşturmaya ve deniz tabanını kabartmaya yardımcı oluyor. Aynı çekirdek Dünya'nın manyetik alanını da üretiyor ve böylece tehlikeli kozmik radyasyonu engelliyor. Fakat University College London'dan Dario Alfè ve meslektaşlarının sunduğu kanıtlara göre çekirdeğin dış katmanlarındaki demir, eski hesaplamalara kıyasla iki ila üç kat daha fazla ısı iletiyor (kondüksiyon). Bilim insanları, hesaplamalarındaki kayıp termal enerjiyi açıklayacak başka şeylerin olması gerektiğini belirtiyor ve aşağıdaki ihtimalleri veriyorlar. • Çekirdekte kimsenin tahmin etmediği kadar fazla radyoaktif malzeme var (potasyum ve toryum gibi) ve onların bozunması ısı veriyor. • İç çekirdeğin merkezindeki demir şaşırtıcı bir hızla katılaşıyor ve kristalleşme sürecinin ısısını yayıyor. • Çekirdekteki demir alaşımların ve mantodaki kayalık silikatların kimyasal etkileşimleri sanılandan çok daha şiddetli ve hareketli. Alfè, "Yeni bir mekanizmanın devreye girmiş olabileceği görülüyor" diyor. Başka araştırmacı lar da bazı anormal l ikler ve sürprizlerle karşılaştı. Örneğin, iç çekirdeğin öbür katmanlardan daha hızlı döndüğüne ait bulgulara rastladılar. Miaki Ishi i ve Harvard Üniversitesi'nden meslektaşları iç çekirdekte "en iç çekirdek" olarak adlandırdıkları bir katmanın varlığı fikrini ortaya attılar. Buna göre o katmanın çapı 604 kilometre ve belki de saf demir. Çekirdek hakkında bilinenlerin çoğu depremlerin yarattığı sismik dalgaların araştırı lmasından elde ediliyor. Washington Üniversitesi'nden John Vidale'ın açıkladığı gibi, çoğu deprem yerkürenin en üst 48 kilometresinde meydana geliyor ve 805 kilometreden daha derinde de herhangi bir sismik kaynak tespit edilmiş değil. Fakat depremlerin yaydığı enerji dalgaları gezegenin her yerine yayılarak çekirdekten de geçiyor. Ishii ve diğer araştırmacılar 20'nci yüzyılda yeraltında gerçekleştirilen nükleer silah testleri hakkındaki sismik verileri de taradılar. Ishii özellikle Rus deneylerinin "şaşırtıcı ve anlamlı veriler" sağladığını ve depremlerden farklı olarak bombaların merkez üssünün tam olarak bilindiğini belirtiyor. "Kaynaklarımız sınırsız olsa çok şey öğrenebilirdik" diye de ekliyor. Dünya'nın çekirdeği yüzeyde zayıf, ama okunaklı izler bırakıyor. O izler, fır dönen dev demir jeo-dinamonun neden olduğu ve yalnızca tüm gezegeni kaplamakla kalmayıp uzayın derinliklerine doğru binlerce kilometre uzanan manyetik alandır. Kayalarda bir hizada hapsolan manyetik parçacıklar bu alanın (ve muhtemelen onu üreten çekirdek yapılarının) 4.5 milyar yaşındaki Dünya'da 3 milyar yılı aşkın bir süredir var olduğunu gösteriyor. Her 100 bin ila bir milyon yılda bir, manyetosferin kuzey-güney yönü tersine dönüyor ve bu olayın öncesinde sık sık manyetik alanda genel bir zayıflama görülüyor. Dünya'nın temel katmanlı yapısı güneş sisteminin gençlik döneminde yerçekiminin etkisiyle oluştu. Bunun sonucu olarak demir ve nikel gibi en ağır maddeler merkeze yönelirken daha hafif, kayalı maddeler üste çıktı. Katmanlar arasında (mantonun elastiki kayasıyla çekirdeğin sıvı demirden dış katmanı arasında ve çekirdeğin sıvı dış katmanıyla katı iç çekirdeği arasında) belirgin sınırlar var. Çekirdek, Dünya hacminin altı birini, kütlesinin de üçte birini oluşturuyor. Kütlenin büyük bir bölümü çekirdeğin ısısından dolayı sıvı halde bulunan demir. Ancak iç çekirdekte bu demir katılaşıyor. Çok sıcak olan Dünya dondurucu uzayda hareket ettikçe çekirdekte saklanan ısının bir bölümü dışarı veriliyor. Bu ısı ya doğruca dışarı iletiliyor (ısının kızartma tavasında yol alması gibi), ya da konveksiyon yoluyla (sıcak havanın atmosferde yükselmesi gibi) atılıyor. İletim (kondüksiyon) yoluyla enerji naklinde ısı ziyan olur (ısı yer değiştiriyor, ama Dünya değil). Konveksiyonunsa faal bir potansiyeli var. Bu tip ısı dalga dalga mantoda yayılır ve tektonik levhaların çevresinde dolaşır; manyetik alanı oluşturan jeo-dinamoyu besler. Jeolog Bruce Buffett, Dünya'nın termal dengesinde yeryüzündeki suyun (kayalıklı levhaları hafifçe zayıflatıp onları çalkalanmaya, canlı ve sürdürülebilir bir konveksiyonel güveçte geri dönüştürülmeye daha hazır bir hale getirerek) belki de etkili olduğunu düşünüyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:11 Haziran 2012Yayınlanma Tarihi:12 Haziran 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.