Dedikodu yapmaya böyle başlamışız

İnsan dedikoduya nasıl başladı? Dedikodu özel ve yakınlık içeren bir insan davranışıdır. Ortaya çıkışıyla ilgili ileri sürülen bazı tezlere kısaca göz atalım.

Bu tezler insanlık tarihiyle ilgili ilginç ipuçları içeriyor; işbirliğine gitmeyi ve sosyalleşmeyi nasıl öğrendiğimiz ve nasıl yeni yöntemler geliştirdiğimize dair hikayeler anlatıyor aslında. Dedikodunun gelişmesinde, insanların birbirinin bitini temizlemesi ve ateş yakmayı öğrenmesinin özel bir yeri olduğuna inanılıyor.

Dedikodu nedir? En basit ifadeyle, yaşamımızdaki insanlarla ilgili gündelik gelişmeleri tartışmaya yönelik sosyal bir araçtır. Bazen kötücül olsa da bilim insanları dedikodunun toplumu birleştiren bir tür tutkal olarak olumlu bir işlev gördüğüne işaret ediyor.

Filozof Julian Baggini dedikodunun “diğer insanları ahlaki olarak değerlendirme, insanların yaptıklarıyla ilgili doğru, yanlış, iyi, kötü gibi yargıda bulunma” anlamına geldiğini ifade ediyor.

DİLİN GELİŞMESİ

Dedikodunun gelişmesi için öncelikle dil gerekir. Dilin ilk nasıl ortaya çıktığını tespit etmesi de zor. Maymunlarla ortak atamızın 6 ila 13 milyon yıl önce ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Yeni araştırmalar maymunların sandığımızdan çok daha gelişkin iletişim kurabildiğini gösteriyor. İskoçya’da bir hayvanat bahçesinde yapılan deneylerde maymunların kısa sürede yeni bir kelime anlamına gelecek yeni sesler çıkarmayı öğrendiği görüldü. Bu durum insan dilinin nasıl geliştiğine dair ipuçları veriyor.

Atalarımız bir yandan yeni dil becerileri öğrenirken öte yandan beyinleri de gelişiyordu.1,8 milyon yıl önce yaşamış olan insan türü Homo erectus’un beyni eski türlere oranla çok daha büyüktü. Afrika’dan göç edip Avrupa ve Asya’da yeni topluluklar kurdu. Büyük beyinler daha ileri toplumların ve daha ayrıntılı bir dilin gelişmesi demekti.

Modern insan (Homo sapiens) 200 bin yıl önce ortaya çıkmaya başladığında modern dil için gereken gen türü de güncel haline evrilmişti artık. Fakat dilin gelişim süreci tek baçına dedikodunun kökenini açıklamaya yetmiyor.

KAYNAŞMA ARACI

1990’larda ortaya atılan popüler bir teoriye göre dil sosyal bağların devamını sağlamaya yardımcı oluyor. İnsanın da dahil olduğu primat gruplarında bireyler arasındaki bağları korumak ve güçlendirmek önem taşıyor. Maymunlar bunu birbirine dokunarak, birbirinin tüylerindeki parazitleri ve pislikleri temizleyerek yapıyor. Atalarımız da muhtemelen birbirine aynı işlemleri yapıyordu. Uzmanlar, başlangıçta bu işlemin temizlik amacıyla yapılırken daha sonra sosyal bir işlev kazandığını belirtiyor.

Bununla ilgili deliller de yok değil. Birbirinin tüylerini temizlemek sadece birkaç dakika alırken bazı primatların saatlerce bu amaçla yan yana oturduğu görülür. Birbirinin bitini ayıklarken primatlar aslında birbirine bağlılığını ifade ediyor.

İşte dedikodunun bu fiziksel kökenden geldiği, insanlar arasındaki fiziki temasın sözlü bir hal aldığı ve bireyleri birbirine yaklaştırdığı düşünülüyor. Grupların üye sayısı arttıkça teke tek ilişkiden ziyade dedikodu yoluyla birkaç insanla bağlantı kurmanın ve sosyal bilgi paylaşımının daha etkili bir yöntem haline geldiği tahmin ediliyor.

BBC EARTH


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:28 Ocak 2020Yayınlanma Tarihi:11 Mart 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.