Bağımlılık kadınları daha çok etkiliyor
Psikiyatrik bozukluklar ciddi oranda yeti yitimine neden oluyor. Bağımlılık kadınları daha olumsuz etkiliyor.

Psikiyatrik bozukluklar ciddi oranda yeti yitimine neden oluyor. Bağımlılık kadınları daha olumsuz etkiliyor.


HASTANEYE BAŞVURU VE AMELİYAT SAYISI ARTIYOR
Dr. Bayazıt İlhan’ın yaptığı sunuma ilişkin bilgi veren Doğan; “Performans sisteminin daha çok hasta bakılmasını ve daha çok işlem yapılmasını özendirdiğini, tüm bu iş ve işlemlerde patlama yaşandığını belirtmiştir. Dr. İlhan, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2002 yılında 124 milyon309 bin 469 olanhastaneyebaşvurusayısının 2010 yılında 302 milyon984 bin 218 olduğunubelirtmiştir. Ameliyatsayısındakiartışındahabüyükorandaolduğunubelirten Dr. İlhan, 2002 yılında 2 milyon056 bin 005 olanameliyatsayısının 2010 yılında 8 milyon614 bin789’a yükseldiğinisöyledi” Dedi. Prof. Dr. Orhan Doğan, kongreninöneçıkanbirdiğerkonusununisepsikiyatrikbozukluklardayaşanan yeti yitimiydi. KongredeBoluİzzetBaysalRuhSağlığıHastalıklarıHastanesiBaşhekimi Dr. Hülya Ensari’ninkonuyailişkinbirkonuşmayaptığınıifadeedenDoğanşunlarısöyledi.PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR YETİ YİTİMİNE NEDEN OLUYOR!
Dr. Hülya Ensariyaptığı konuşmada, psikiyatrik bozuklukların en çok yeti yitimine neden olan hastalıklardan olduğunu belirtmiştir. Dr. Ensari: ‘DünyaSağlıkÖrgütüdünyada yeti yitimine en çoknedenolan 10 hastalıktan 5’inin (şizofreni, bipolar bozukluk, alkolbağımlılığı, depresyonveobsesifkompulsifbozukluk) psikiyatrikbozukluklarolduğunubelirtmiştir. NöropsikiyatrikhastalıklarAvrupa’dakitümhastalıklariçinde DALY (sağlıkkaybı: erkenölümveyetiyitimiilegeçenyıllar) hastalıkyükünün %35’inden sorumludur. Nöropsikiyatrikhastalıklarınmaliyetitıbbındiğerdallarıolankardiyovaskülerhastalıklar, kanservediyabetgibihastalıkmaliyetlerindendahayüksekbulunmuştur.Türkiye’de de 2000 yılındayapılanulusalhastalıkyükü, maliyetetkinlikçalışmasında yeti yitimiilegidenyıllardağılımındabirincisırada %27.83 oranlanöropsikiyatrikhastalıklaryeralmıştır.’ Prof. Dr. Orhan Doğanbağımlılığıncinsiyetlerietkilemeyönünün de kongredeelealındığınısöyledi.Cinsiyete gore dağılımdaDoğan, kadınlarınbağımlılıktandahafazlaetkilendiğinisöyledi. Kongredekonuyailişkin Prof. Dr. ErdalVardar’ınbirkonuşmayaptığınıifadeedenDoğan, Vardar’ınkonuşmasınailişkinşunlarısöyledi.BAĞIMLILIK KADINLARI DAHA OLUMSUZ ETKİLİYOR
“Bağımlı kadınların erkeklere göre daha çok ve daha olumsuz etkileniyor. Kadınların toplumsal rolünün değişmesi, iş yaşamına girmesi gibi sosyal nedenler kadının alkol ve madde kullanmasında etkili olmaktadır. Kadınlarda bağımlılık yapan maddeler açısından değerlendirme yapıldığında reçete ile satılan benzodiyazepin gibi ilaçların başta geldiği belirtilmektedir. Bağımlı kadınlarda travma sonrası stres bozukluğu, cinsel istismar, davranım bozukluğu, intihar, depresyon, yeme bozuklukları, AIDS erkeklere göre daha fazladır. Kadınlar erkeklerden daha geç yaşta madde kullanmaya başlarlar ve tedaviye daha az başvururlar. Kadınlar aile ve sağlık sorunları için tedaviye başvururken, erkekler yasal ve iş sorunları nedeniyle tedavi arayışında bulunmaktadırlar.” Kongrede dikkat çeken bir önemli konu ise madde bağımlılığının suç işleme oranlarına etkisiydi. Bu konunun da dikkat çektiğini vurgulayan Prof. Dr. Orhan Doğan bu konuyu da Dr. Yasin Erdoğan’ın anlattığını söyledi.MADDE BAĞIMLILIĞI SUÇ İŞLEME ORANINI ARTIRIYOR
“Yapılan çalışmalarda madde bağımlılığı ile suç işleme davranışı arasında anlamlı ilişkiler saptanmıştır. Madde kullanımı ile suç işleme davranışı arasındaki ilişki tek yönlü değildir. Zaten, yasalar gereği madde kullanımı başlı başına suç oluşturmakla birlikte; madde etkisi altında suç işleme, maddeyi bulabilmek amacıyla suç oluşturan eylemlerde bulunma ve suç işleyebilmek için maddenin etkisinden yararlanma gibi birçok etken madde kullanımı ile suç işleme davranışı arasındaki ilişkiye farklı boyutlar katmaktadır. Madde kullanımı ve suç işleme davranışı arasındaki ilişki açısından risk grupları incelendiğinde; erkek olma, düşük eğitim düzeyi ve düşük sosyoekonomik düzeyden gelme gibi etkenler göze çarpmaktadır. Özellikle, eğitim düzeyi ile suç ve suça eğilim arasında doğrudan bir ilişki vardır. Madde kullanımına rağmen iyi bir eğitim düzeyi bireyleri suça yönelimde koruyucu ve engelleyici bir etken olmaktadır.” Şaban Özdemir (NPGRUP)
Bu yazı 4835 kez okundu
Yayınlanma Tarihi : 10 Ocak 2013 Perşembe, 04:00
Güncelleme Tarihi : 10 Ocak 2013 Perşembe, 04:05