Arjantin'deki husumet

Arjantin her şeyi hükümet yanlısı veya karşıtı diye ayırıyor. İlte Arjantin'deki husumetin perde arkası.

Arjantin her şeyi hükümet yanlısı veya karşıtı diye ayırıyor. İlte Arjantin'deki husumetin perde arkası.

İki yıl süren ekonomik krizi takiben 2003'te iktidara gelen Néstor Kirchner, göreve başlarken yaptığı konuşmada Arjantinlilere basit bir söz vererek, "normal bir ülkede" yaşayabilecekleri vaadinde bulundu. Çin'dekine benzer 8 yıllık ekonomik büyümenin ardından bugünlerde yavaşlayan Arjantin ekonomisinin büyüme oranı, yüzde 2,5'e indi. Muhalefet liderlerine göre "normallik" hedefine ulaşmanın önündeki en büyük engel, 2007'den beri devlet başkanlığı yapan ve hayatını kaybeden Kirchner'in dul eşi olan Cristina Fernández de Kirchner. Kamuoyundaki tart ışmaların tamamen Kirchnerciliğe odaklandığı bir ortamda, onsuz bir gelecek düşünmek zor. Arjantin'de her şey hükümet yanlısı veya karşıtı diye ayrılıyor. Yurtdışında 5 yıl yaşadıktan sonra 2010 sonunda Buenos Aires'e döndüğümde, Kirchner yanlısı ve karşıtı güçler aile ilişkilerimde gerilime ve mangal partilerine çağırdığım konukların listesinde değişime neden oldu. Komşulardan birinin kapı zilinde, "'K' iseniz zili çalmayın" yazıyordu. Evimden dört sokak uzakta bulunan Peroncu-Kirchnerci temalı ilk bar, üst düzey yetkilileri ağırlıyor ve muhalefet liderleriyle dalga geçiyor. Ilımlılıktan hoşlanmadığınız halde yine de kendinizi Kirchner destekçisi veya muhalifi olarak nitelemiyorsanız, başka bir zamanda yaşıyor veya en azından kendi zamanınızı anlamıyormuş gibi hissediyorsunuz. Arjantin mevcut yönetimin karşıtlarının iddia ettiği gibi faşizme doğru yol almıyor. Ama husumet yüklü bu atmosfer, sosyal eşitsizlik, verimsiz kamu taşımacılığı sistemi, "kayıtdışı" istihdamın yaygınlığı (tüm işçilerin yüzde 40'ı), düşük gelirlilerden yüksek vergi alan vergi sistemi, madencilik sektöründeki çevre sorunları, enerji bağımlılığı ve yaygın yolsuzluk gibi acil sorunları çözmemizi engelliyor. Dul olmanın acısıyla biraz tepeden bakan ve dış görünümüne kafayı takan Cristina, kamuoyu önündeki performansına aşırı önem veriyor. Cristina'nın neler söylediği ve bunları nasıl söylediği konusu haddinden fazla öne çıkıyor. Aslen avukat olan ve petrol üreten Santa Cruz eyaletinden gelen Kirchnerler, Güney Amerika'da son 10 yılda beliren bazı sıradışı liderlerin (Brezilya'da Luiz Inácio Lula da Silva, Bolivya'da Evo Morales, Venezuela'da Hugo Chávez) aksine, gerçekçi kariyer siyasetçileri olageldi. Onları özel kılan şey, uğraşmak zorunda kaldıkları kriz idi.Kirchnerler'in halk desteği, 2001'deki krizin ardından yaşanan ekonomik büyümeye dayanıyor. Bu toparlanma onların iktidarına denk geldi. Ulusal krizin en kötü döneminde Arjantin'de on günde beş devlet başkanı değişti. Ancak 2003 ile 2011 arasında yoksulluk ve işsizlik oranı düştü. Ayrıca etkili politikaların ve uluslararası piyasalardaki Arjantin ürünlerine yönelik talebin bir araya gelmesiyle, tüketim arttı. Kirchnerler liberal ve anti-liberal politikalar içeren bir gündem takip etti. Liberal politikalar arasında gevşek göçmen yasaları, eşcinsel evliliğiyle ilgili yasa, tüm yoksullara sağlanan devlet desteği, son diktatörlüğün işlediği suçlara i lişkin cezai soruşturma, Yüksek Mahkeme'yi ve bu mahkemeye seçilen yargıçların yetki lerini artırmaya yönelik reformlar, işçi haklarının savunulması ve vergi toplama konusunda daha sert kurallar getiren bir vergi sistemi var. Bu politikaların olumsuz yönlerine gelince, ekonomik düzenlemelerin bazı kısımlarının keyfi olması ve vergi yetkililerinin muhaliflere karşı silah olarak kullanılması göze çarpıyor. Hükümet ayrıca bazı özel şirketleri millileştirdi, halka açık bilgilere erişimi sınırladı ve döviz işlemlerine kısıtlamalar getirdi (vatandaşların tasarruflarını dolara çevirmesini ve merkez bankasının rezervlerini korumayı amaçlayan bir girişim). Bu arada Kirchner yanlısı valiler, milletvekilleri ve aydınlar, Kirchner'in üçüncü kez devlet başkanı seçilebilmesi için anayasayı değiştirme niyetinde. Etkili bir muhalefet olmadığı için, Kirchner hükümeti kendi programını zorlanmadan yürütüyor. Muhalefet rolünü ise medya üstleniyor. Resmi istatistiklere göre yıllık enflasyon yüzde 8. Ama gayrı resmi kurumlar bu oranın yüzde 25'e yakın olduğunu belirtiyor. Pazarlık yapan sendikalar, gayrı resmi enflasyon oranı üzerinden maaş zammı alıyor. Bu da hükümetin kendi rakamlarına inanmadığını gösteriyor. Resmi istatistiklere bakılırsa nüfusun yüzde 6,5'i yoksul, yüzde 1,7'si de aşırı yoksul. Ancak Katolik Kilisesine göre yoksulların oranı yüzde 21,9, aşırı yoksulların ise yüzde 5,4. Rakam vermeyi kabul eden tek özel danışmanlık şirketi Equis'in verileri, yoksulların oranını yüzde 16,8, aşırı yoksullarınkini de yüzde 4,7 olarak gösteriyor. Venezüella'da katı Chávez yanlısı veya karşıtı yaftasından kaçınmak isteyen küçük bir yurttaş topluluğu, 2004'te kendilerine Bağlantısızlar adını verdi. Siyasi açıdan kararsız seçmenleri anımsatan çok çeşitli yurttaşlardan oluşan Bağlantısızlar bugünlerde, Ekim'de yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinde önemli bir rol oynayacak. Arjantin'de ise Kirchnerler'in mirasıyla yüz yüze kalan Venezüella'da, henüz oluşum aşamasındaki Arjantinli Bağlantısızlar'ın, iyi elmaları alıp kötülerini atmaları ve bu arada bitmek bilmeyen Kirchnercilik karşıtlığından uzak durmaları gerekecek. Onların görevi, "normal bir ülke"den daha fazla cesaret isteyen bir şeyi hayal etmek. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:03 Eylül 2012Yayınlanma Tarihi:17 Eylül 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.