Aneroksiya Nevroza Ani Ölümle Sonuçlanabilir

Son günlerin konuşulan ismi Süreyya Yalçın'ın aşırı zayıf olmasından dolayı bazı kişiler, sosyetik ismin anoreksiya hastalığına ya da blumia hastalığına yakalandığını düşünüyor. Ünlü isim ise tüm bu iddiaları yalanlayarak gayet sağlıklı olduğunu ve zayıflığından da memnun olduğunu dile getirerek, kendisini “Mükemmelim” olarak tanımlıyor.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Aneroksiya Nevroza'nın nedenlerini, tedavi yöntemlerini ve sonuçlarını konuştuk. Tarhan'a göre yatarak tedavi şart ve tedavi sonunda kişi uzun bir takip gerektirse de yüzde yüz iyileşerek hayatına normal bir şekilde devam edebiliyor.

İşte Tarhan'ın açıklamaları:

Klasik tip Aneroksiya Nevroza’da kişi şişmanlama korkusu yaşar ve kişi sürekli kendinin kilolu olduğunu düşünür. 29 kiloysa kendini 150 kilo olarak görür. Bu kişilerde beden imaj algısı bozulmuştur. Kendilerini kilolu gördükleri için beden kitle endeksleri de düşüktür. Bu kişiler kalori hesapları yaparak, sürekli yeme konusunda düşüncelere kapılır. "Yedim, yemedim" diye düşünür ve yemeyle ilgili kaçınmalara gider.  Bulumik Aneroksiya Nevroza’da ise; kişi yemeyi durduramaz, yer ancak yedikten sonra gidip kusar, müsil içer ya da aşırı hareket eder.

Deri kemik haline gelirler ve çok mutlu hissederler

Bir de kısıtlayıcı Aneroksiya Nevroza  vardır ve beden kitle endeksleri 17’nin altına inmiştir. Bu kişilerin hormonları bozulmuştur. Beden kitle endeksleri 17’nin altına düştüğü zaman deri ve kemik haline gelirler. Ancak kişi deri kemik haline geldiği halde yemesine yine de çok dikkat eder.  Çok düşük kalorili veya sadece tek tip beslenir ve o kiloyu muhafaza ederler. Böyle yaparak da çok mutlu hissederler. Kendilerini mükemmel görürler. Aslında bu kişiler anoreksiya vakasıdır ama kısıtlayıcı Aneroksiya vakası oldukları için hasta olarak görmezler kendilerini.

Tedaviyi kabul etmezler

Aneroksiya Nevroza vakaları tedaviyi kabullenmez. En büyük özelliği doktora, hekime ihtiyaç hissetmemek ve sağlıklı olduğunu düşünmektir. Bu tarz kişilerde hastaneye yatış zorunlu olur. Aksi halde asla tedaviyi kabul etmezler.

Aneroksiya Nevroza’nın en temel üç özelliği var.

Birincisi çocukluk çağı travmaları. Bu kişilerde çocukluk çağı travması varsa bu hastalık ortaya çıkıyor. İkincisi kültürel etki. Örneğin evde sürekli beden imajı konuşuluyorsa  böyle bir hastalık ortaya çıkıyor.  Sağlıklı oldukları halde bir süreç başlıyor ve kilo almak istemiyorlar. Anne babanın yetiştirme tarzı ve ailedeki kültürel etkilenmeler  yeme bozukluğunu besliyor. Onun için Aneroksiya Nevroza batı kültürlerinde daha çok ortaya çıkıyor.

Üçüncüsü de genetik bir yatkınlık. Genetik yatkınlıkta mükemmeliyetçi anneleri görüyoruz. Bu annelerin çocuklarında Aneroksiya Nevroza çok oluyor. Ergenlik dönemi de burada ciddi bir risk oluşturuyor.

Tedavi mutlaka yatarak uygulanmalı

Aneroksiya Nevroza’nın tedavisinde genellikle üçlü protokol uyguluyoruz. Sadece ilaç  ve terapi yetmiyor. İlaç, terapi ve nöromodülasyon tedavisi dediğimiz manyetik uyarı tedavisi uyguluyoruz. Beynin yemek yeme ile ilgili açlık tokluk ödül ceza sistemi var.  Manyetik uyarı tedavisinde bu kişilerin beyninde açlık, tokluk ve yeme ile ilgili alana manyetik uyarı veriliyor. Yani provoka ettiriliyor ve kişinin aklına yemek yeme davranışı getirtiliyor. Ancak Aneroksiya Nevroza’nın tedavisi yatarak uygulanmalı.

Yüzde 15 ani ölüm riski var

Ayakta tedavi ile ancak az 2-5 sene arasını takip gerekir. Gerekli tedaviler uygulanırsa Aneroksiya Nevroza düzelmeyecek bir hastalık değil ama Aneroksiya Nevroza’da zayıflıktan yüzde 15 ani ölüm riski de var. Her 100 vakanın 15’i ölümle sonuçlanabiliyor. Aneroksiya Nevroza’da depresyon ve kaygı bozukluğu da eşlik ediyor. Aneroksiya Nevroza’da pasif intihar yaşanıyor, çünkü kişi kendine zarar veriyor. Yapılan tedavinin ardından da kişinin ruhsal durumu uzun süre takip edilmeli.

Zeynep Güçlücan

https://doi.org/10.32739/uha.id.41539