AİLELERİ BİRLEŞTİRİYOR

CUMHURİYET BİLİM TEKNİK EKİ

İnsanlar başka dünyalara bağlıyken bile yan yana olabiliyor. Teknoloji aileleri birleştiriyor.

 


Manhattan'daki bir kozmetik firmasında yönetici olan Dianne Vavra, Refinery29.com'daki bahar kreasyonlarına göz attığı iPad'inden başını kaldırdı ve eşi Michael Comb'un dizüstü bilgisayarından seyrettiği bir basketbol maçına kilitlenmiş olduğunu gördü.

8 yaşındaki oğulları Tom, geniş ekranlı televizyonlarında Wii oyunu Mario Kart oynuyordu. 10 yaşındaki kızları Eve ise, iPod Touch'ında "Aşk Hesaplayıcısı" isimli bir uygulamayla meşguldü. Vavra, "Tüm aile aynı odadaydı ama birlikte değildi" diyor. Bir aile. Bir oda.

Dört ekran. Yani dört gerçeklik. Seattle'dan çevre danışmanı Brad Kahn, karısı Erin karşı kanepede oturuyor bile olsa çoğu zaman dizüstü bilgisayarlarından e-mail aracılığıyla iletişim kurduklarını söylüyor. Manhattan'da bulunan internet şirketi blip.tv'nin reklam-satış sorumlusu Evan Gotlib, geçenlerde yaşadığı bir olayı anlatıyor. Karısı Lindsey Pollack'la birlikte yatakta uzanmış iPad'leriyle oynuyorlarmış. Gotlib, Scrabble'ın internet versiyonunu oynuyormuş.

Rakibi de oyuna uzaktan bağlanan kız kardeşi Val'miş. Gotlib oyunun bir noktasında, "Val 46 puanlık bir kelime yaptı" demiş. Karısıysa, "Bana karşı da 32 puanlık kelime yaptı" diye cevap vermiş. Gotlib o an karısının da kız kardeşiyle oynadığını fark etmiş. Brooklyn'de bir yazı l ım gelişt irme şirketi olan Ben Schippers, karısı Iowa State Üniversitesi'ndeki veterinerlik okulunda okumak için evden taşındığında bir şey keşfetmiş. Uzakta olduğu zaman Skype'tan konuşuyorlarmış. Ancak bu New York'ta beraber geçirdikleri akşamların neredeyse aynısıymış.

"Ne de olsa, o kendi ekranının başında ben kendi ekranımın" diyor. "Alone Together: Why We Expect More From Technology and Less From Each Other" (Birlikte Ama Yalnız: Teknolojiden Daha Fazla Şey Birbirimizden Daha Az Şey Beklememizin Nedeni) isimli kitabın yazarı Sherry Turkle, insanların duygusal bir yakınlık kurmak için teknolojiye olan bağımlılığının boğulma ve boşluk hislerini artırabileceğini öne sürüyor. "Yeni teknolojiler insanlarla iletişimimizi azaltmamıza, onun doğasını ve kapsamını ölçmemize imkân tanıyor" diyor. Fakat teknolojik cihazlar ilk defa şikâyetlere yol açmıyor.

Zamanında çok önemli görülen bu şikâyetlerin çok da ciddi olmadığını sonra anladık. St. Louis'teki Washington Üniversitesi'nden Medya Profesörü Lutz Koepnick, "200 sene öncesine giderseniz, teknolojik cihazlarla ilgili benzer şikâyetlerle karşılaşırsınız. Ama bunlar o zamanlar kitaplar için geçerliydi. Oturma odasında aynı anda kitap okuyan aile bireyleri endişe ve kaygı yaratırdı. Bu endişeler özellikle de kadınlar konusunda geçerliydi. Kitap okuyan kadınların kendi fikirlerini geliştirecekleri ve erkek egemen toplumun izin vermeyeceği yönlere kayacağı endişesi vardı" diyor.

Aynı şekilde televizyonun ortaya çıkması da "sit-com bağımlısı Amerikan ailesi" kavramıyla ilgili onlarca yıl süren tartışmalara yol açtı. Fakat teknolojinin toplumlar üzerindeki etkisini araştıran Toronto Üniversitesi'nden Sosyoloji Profesörü Barry Wellman, insanların teknolojinin aileleri bir araya getirdiğini düşündüğünü gösteren araştırmalar olduğunu söylüyor. Bir siber çemberin içinde davranışlar şaşırtıcı derecede interaktif olabilir. Wellman, "İnsanlar 'Şuna bak!', 'Haydi Las Vegas seyahatimizi planlayalım' gibi cümleleri çok sık kuruyor" diyor.

Gotlib, yeni online yazılım ve medya araçlarının onu ve karısı yakınlaştırdığını söylüyor. "Üç-dört sene önce ben alt katta televizyon izlerken, o üst katta kitap okurdu. iPad sayesinde beraber geçirdiğimiz zaman en az yüzde 80 arttı" diyor. Ohio'daki Akron Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Ronald Levant, bu tür davranışların ilişkinin sorunlu olduğu izlenimi doğurmaması gerektiğini, aslında beraberliğin son derece sağlıklı olduğunu gösterebileceğini söylüyor.

Levant, "Çiftlerin beraber geçirdiği her saniye birbirlerine odaklı olmasının kişileri delirteceği düşünülür. Bir çift ne kadar uyumlu olursa olsun kişilerin bir süre yalnız kalmaya ihtiyacı vardır. Bu hepimiz için geçerli" diyor. Bu, Vavra'nın vardığı sonuçtu. Tüm aile üyelerinin kendi ekranlarından birbirlerine bakışlar fırlattığı akşamların değerini takdir etmeyi öğrendi. Eskiden aileler beraber zaman geçirmek için plan yapmak zorunda kalıyordu. Vavra'ya göre teknolojinin gelişmesi aile bireylerini birbirine daha da yakınlaştırıyor.

"Geçmişte birlikte olmak bir çaba ve planlama gerektiriyordu. 'Her akşam saat 7'de şunu izleyeceğiz ya da şunu oynayacağız' derdik. Ama çocuklar, 'Anne, ben başka bir şey yapmak istiyordum' derdi. Şimdiyse kimse bunları zorunlu olarak yapmıyor. Her şey kendiliğinden gelişiyor. Kim ne istiyorsa onu yapıyor" diyor.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:16 Mayıs 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.