5 üründen biri kanser riski taşıyor

İstanbul, 10 Haziran (DHA) - Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye genelinde tüm ürünlerde yaptığı denetimlerde 2012’de yüzde 8.73 olan güvensizlik oranı 2013’te yüzde 17.5’e yükseldi. Böylece denetimi yapılan her 5 ithal üründen birinde kanser ve güvenlik riski tespit edildi.

İstanbul, 10 Haziran (DHA) - Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye genelinde tüm ürünlerde yaptığı denetimlerde 2012’de yüzde 8.73 olan güvensizlik oranı 2013’te yüzde 17.5’e yükseldi. Böylece denetimi yapılan her 5 ithal üründen birinde kanser ve güvenlik riski tespit edildi.

kanserriskiTüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tekstilden oyuncağa, dayanıklı tüketim maddelerinden ayakkabıya kadar kanserojen içerikli ürünler insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Gıda maddelerinden sonra insan bedeniyle en çok ilişkide olan standart dışı tekstil ürünleri ve oyuncaklar sağlığımızı en az gıda maddelerindeki kimyasallar kadar etkiliyor. Almanya, İspanya ve Türkiye’den dünya çapındaki uzmanlar, 7. Uluslararası Ekoteks Tekstil Sempozyumu’nda "Güvenli Üretim Güvenli Ürün" başlığı altında Türkiye’nin "kanser ve riskli ithalatını" alınan ve alınması gereken önlemler çerçevesinde masaya yatırdılar. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Ekoteks İcra Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir’in açılış konuşmalarını yaptığı sempozyumda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan da Türkiye çapındaki inceleme ve kontrol sonuçlarını açıkladı.

"HER TEKNOLOJİK GELİŞME İNSAN DOĞASIYLA BARIŞIK DEĞİL"

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi konuşmasında, tasarım, markalaşma, pazarlama gibi operasyonların küresel rekabet açısından belirleyici olduğu tekstil ve hazır giyim sektöründe güvenilirlik, sağlık konularının her geçen gün daha çok öne çıktığını belirtti. Sektörün, hızla fiyat-maliyet rekabetinden kalite rekabetinin belirleyici olduğu bir yapıya doğru yol aldığına dikkat çeken Tanrıverdi, "Buruşmayan, kirlenmeyen, su tutmayan gibi artık hemen hiç kimsenin yabancısı olmayan ürünler yaşamımızın birer parçası oldu. Ancak her teknolojik gelişmenin insanın doğasıyla, kimyasıyla barışık olduğunu da söyleyemeyiz. Bir yandan AR- GE çalışmaları, inovasyona yönelik sürdürülen uzun soluklu programlar insan sağlığı konusundaki birçok soru işaretini ortadan kaldırırken, öte yandan özensizlik, bilgisizlik, daha kolay ve ucuz yoldan daha çok kazanma hırsı geleceğimizi tehdit eder hale geldi" dedi.

"EKOLOJİK DENGEYİ BOZMAYAN ÜRÜNLER OLMASI GEREKİYOR"

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kanserojen içerikli tekstil ürünlerinin insan sağlığını ve gelecek nesilleri ciddi boyutlarda tehdit ettiğine dikkat çeken Tanrıverdi, "Özellikle sürekli artan maliyet unsurlarının yanında devam eden kıran kırana rekabet bu alanda çok daha titiz ve dikkatli olmamızı zorunlu kılıyor. Özellikle kullanılan kimyasalların yarattığı olumsuz etkiler insanlara deri teması, solunum veya sindirim yoluyla zarar verebiliyor. İnsanların ekoloji konusunda gittikçe hassaslaştığı günümüzde, tekstil ürünlerinin birey ve çevre sağlığına zarar vermeden üretilip kullanılabilen yani ekolojik dengeyi bozmayan ürünler olması gerekiyor" diye konuştu.

A’DAN Z’YE HEMEN HER ŞEY DENETLENİYOR

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan da sunumunda Türkiye genelinde yaptıkları denetimlerde tekstil, hazır giyim, ayakkabı, çanta ve çocukların kullanımına ve bakımına yönelik ürünler de dahil birçok ürünün incelendiğini söyledi. Güvensizliği tespit edilen ürünün piyasaya arzının yasaklanmasının yanında, dağıtılan ürünlerin piyasadan toplatıldığına işaret eden Karaaslan, sonuçlar hakkında ise şu bilgileri verdi: "2012 yılında denetlenen 27 bin 220 adet üründen 3 bin 17’si güven testini geçemedi. 2013 ‘te yapılan denetimlerde ise, denetlenen toplam 73 bin 672 adet ürün içinde bin 888 adet ürün güvensiz bulundu. 7 bin 752 ürüne ise düzeltici faaliyet uygulandı."

OYUNCAKLAR MERCEK ALTINDA

Meral Karaaslan, Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda bulunan "oyuncak, deterjan, emzik, biberon, havuz kimyasalları, kuvvetli asit bazlar, diş fırçaları ve hijyenik kağıt ürünlerinin" piyasa gözetimi yetkisinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na geçtiğini hatırlattı. 2014 yılında deterjanlar ve oyuncaklara yönelik geniş kapsamlı denetimlerin sonucunda açıkta deterjan satan 664 İşyerine idari yaptırım uygulandığını söyleyen Karaaslan, oyuncak denetimi hakkında ise şu bilgileri verdi: "18 büyük ilimizde oyuncaklara yönelik piyasa gözetimi ve denetimi yapıldı. Kimyasal riskler açısından azo boyar madde, fitalat ve ağır metal yönünden ürünler kontrol edilirken, dolgulu oyuncaklarda ve bebeklerde ise yanmazlık testleri yapıldı. Toplamda 18 İlde 10 bin 365 ürün denetlendi. 7 bin 616 ürün gerek belge gerekse test kitleri ile yapılan ön incelemede güvenli bulunurken, 2 bin 749 ürün ise güvensizlik şüphesi ile laboratuvara gönderildi. Laboratuvar analizleri sonucunda 855 ürün güvenli bulunurken, bin 039 üründe çeşitli düzeltilebilir aykırılıklar tespit edildi ve düzeltme süresi verildi."

"BATI BOYAYI ÜRETİP, ÜLKESİNDE KULLANMIYOR"

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nden Dr. Yavuz Dizdar da, azo boyarların insan cildinde bulunan bakterilerle etkileşime girmesiyle tehlikeli hale geldiğini belirterek, özellikle tekstil boyamada çalışanların risk altında olduğunu söyledi. Bu sektörde çalışanlarda mesane kanserinde artış gözlemlediklerini ifade eden Dizdar, "Avrupa ülkeleri boya üretmesine rağmen boyama işlemini kendi ülkelerinde yapmıyorlar. Boyama işlemini Çin’de, Hindistan’da Pakistan’da yapıp, çevresel atıkları o ülkelerde bırakıyorlar. Kendi çevrelerini kirletmiyorlar. Özellikle çocukların tenleri çok daha hassas ve cilt geçirgenlikleri çok daha yüksek. Bu nedenle çocuk kıyafetinde çok daha hassas olmalıyız" dedi.

ÖNE ÇIKAN ZARARLI MADDELER

AZO BOYAR MADDELER: Tekstil, plastik ve deri mamullerin boyanmasında kullanılır. Bazı azo boyar maddeler boyama sırasında serbest amino gruplarının oluşmasına sebep olurlar. Bu serbest amino gruplarının 4 tanesi kesin kanserojen diğer 20 tanesi ise muhtemelen kanserojen olarak adlandırılıyor. Tekstil ve deri ürünlerinde azo boyar maddelerle ilgili olarak 30 mg/kg sınırlama bulunuyor. FİTALATLAR: Tükürük, ter gibi yollar aracılığıyla temas halinde plastikten vücuda geçebiliyorlar. Plastik ürünlerde ve baskılarda yumuşatıcı olarak; boyar maddelerde, PVC ile temas halinde olan tekstil ürünlerinde yardımcı olarak; boyalarda, yapıştırıcılarda, kozmetiklerde çözücü olarak kullanılıyor. Kanserojen olan fitalatlar, insanlarda ve hayvanlarda hormon sistemine zarar veriyor. Fitalatlara yüzde 0.01 kısıtlama getirildi. Özellikle bebek giysilerindeki plastik baskı ve aksesuarlar ile mama önlükleri, alıştırma külotları, alt açma minderi , emzirme yastığı gibi ürünlerde fitalat kontrolleri yapılıyor. ALEV GECİKTİRİCİLER: Alev geciktiriciler tekstil ürünlerinin yanmazlığını artırmak amacıyla kullanılıyor. Bu bileşikler bağışıklık sistemini ve üreme sistemini etkiliyor. Cilde direkt temas eden çarşaf, iç çamaşırı vb. tekstil ürünlerinde; Tris (dibromopropyl) fosfat Polybrominatedbiphenyls (PBB) Tris-(aziridinil)-fosfinoksit kullanımı tamamen yasaklandı. DHA

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:10 Haziran 2014Yayınlanma Tarihi:12 Haziran 2014

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.