2020 bize ne öğretti

2020 bize ne öğretti? Kış Uykusunda Olan İnsanlık Ve Birbirimize Aramızdaki Görünmez Bağ Nedir? Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Kln. Psk. Merve Umay Candaş Demir anlattı...

Coronavirüs pandemisi sebebiyle çoğu kişi evlerde kimi zaman isteyerek kimi zaman da istemeden vakit geçirmek durumunda kaldı. 2020’nin son günleri de 2021’in ilk günleri de karantinada geçti. Peki hayatın durduğu bugünlerde düşünsel dünyamıza yatırım yapma imkanı bulabildik mi?
Dünya bize 2020 yılında çok şey anlatmak istedi. Avusturalya yangını ile başlayan yıl, tüm dünyanın etkilendiği pandemi gölgesinde hayatımızdan çıkıp giderken insanlık tüm ruhsal savunmalarını devreye sokmuş, eyleminin sorumluluğunu almayan çocuklar gibi suçunu yansıtarak, çoğu zaman elden bir şey gelmez mantığı ile pasif bir şekilde 2021’den medet umarak yeni yıla giriş yaptı.
2020 bize ne anlatmak istedi? Bunu anlamak belki de kış uykusundan uyanmamızı sağlayacak, aydınlanma çağının zamanında yarattığı etkiyi yaratacak. 2021 bize neyi vermez, neyi kendimiz almalıyız?

Bu noktada Platon’un mağara benzetmesinde kendimizi nereye koyduğumuzu düşünerek işe başlayabiliriz. Platon, Devlet adlı eserinde bu alegoriden bahseder. Ona göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya yüzleri duvara dönük olacak şekilde zincirlenmişlerdir. Doğumlarından bu yana burada bulunan insanlar mağaranın duvarında çeşitli gölgeler görürler. Bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Ancak mağaranın dışında güneş vardır ve önünden gelip geçenlerin gölgesi duvara yansımaktadır. Bir gün bu insanlardan biri zincirlerinden kurtulma cesareti gösterir ve mağaranın dışına çıkar. Gördüğü gerçeklik o kadar aydınlıktır ki önce  gözleri ışıktan kamaşmıştır sonra bu gerçekliğe alışır. Geriye dönüp mağaradaki arkadaşlarına bunu anlatır. Ancak onlar dışarıda farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar.

İşte bazen bu gölgeler dünyasında yaşayan insanlara (platonun deyimi ile fenomenler dünyası) gerçekliği, yine platonun deyimi ile idealar dünyasını anlatmak imkansızdır.

Dünya bize, ona karşı daha nazik, anlayışlı, empatik olmamız gerektiğini artık şiddetle anlatıyor. Bazılarımız bunu anlıyor, duyumsuyoruz. Çevremizdekilere anlatmaya çalıştığımızda tıpkı mağarada zincirlerini kırıp dışarı çıkmaya cesaret eden ancak sonrasında gelip gerçekliği anlatmaya çalışan kişi gibi zorlanıyoruz. Platon’a göre bu kişi filozof kişidir. Bizler de 21. yüzyılda dünyayı ister kendi deneyimimiz ister düşünürlerin deneyimi ile anlamaya çalışalım, ancak artık anlayalım.

Çoğumuz yeni yıla kar hatta sadece yağmur beklentisi ile girdik. Barajlarımız boşalıyor. Yenilenebilir kaynaklar yerine, yerine yenisi koyulmayacak kaynakları tüketmeye, lüksümüz için elimizin altına tüm konfora çaba harcarken dünyanın değerlerini yok sayıyoruz. Tıpkı kış uykusunda gibiyiz. Birileri gelip bize bunun uyku olduğunu söylüyor, dünya gözümüze sokuyor. Ne kadarını görüyoruz?

Sokağa çıkma kısıtlamalarında sıkılmak yerine düşünsel dünyamıza dönmek her zaman için olumlu olmasa da verimli olacaktır. Bunun için yeni yıl kısıtlamasında belki bu dünyamıza dönmemizde en yardımcı filmler Nuri Bilge Ceylan’ın filmleri. Özellikle Kış Uykusu ve Ahlat Ağacı, sahnelerinin akışkan bir o kadar da sorgulatan havası bir anda ruhunuzu sarıyor.

Kış Uykusunda “kötülüğe karşı koymamak nedir sence?” şeklinde iki kardeşin arasında geçen diyalog, karakterlerin kendi içinde temsil ettiklerine dair eleştirinin yanı sıra izleyicinin de kendi iç dünyasında kendisine bu soruyu sormasına sevk ediyor. Sizce ne demek?

Kötülükle savaşmamızda bir takım sahtelikler mi mevcut?

Kötülükle savaşırken güç kullanmak yerine başka ne yapılabilir?

Tepkisiz kalmak, susmak, bazen de karşındakinin kendisini daha da haklı hissetmesine yol açmaz mı?

İnsan ruhunun anlaşılmazlıklarından biri olan kötülüğe eğilimi sorgulamak belki de eylemlerimizi değiştirmemiz için bir adım olacak.

Ahlat Ağacı’nda ise psikoloji çerçevesinden baktığımızda ana karakterin ailesi ile olan çatışmasını birincil basamakta görüyoruz. Kişinin aile ilişkileri, aile paylaşımlarının derinliği, yaşanılan çıkmazlarda aile bireylerinin desteğinin önemini somut şekilde gözlemliyoruz. Kişinin kendini gerçekleştirmesinde önemli nokta aile bireyleri ile uzlaşması olduğunu filmi sonunda umut ışığı belirdiğinde anlıyoruz.

Ev karantinası sürecinde sosyal medyada belki de bu kadar fazla aile içi ilişki yayını yapılmasının altında dört duvar arasında uzun saatler geçirmek, birbirimize dönmek zorunda kaldığımız ailemizle bir türlü barışamamamızın getirdiği çatışma ile başa çıkma isteği mevcut. Ancak maalesef genel geçerliğin getirdiği yüzeysellik ile öznel aile içi ilişkilerimizi anlamlandırmamızın zorluğu işte bunca yayına, bunca uzman yorumuna rağmen çatışmaların sürmesini açıklıyor. Aile ilişkilerinin yanında kader mi nedensellik mi sorusu üzerine uzun sahnelerden en akılda kalıcı olanı ise bence “Hatalar, suçlar, günahlar kader mi olmaya başladı yine? Ortada hayal kırıklığı varsa kader, başarı varsa biz yaptık ettik oluyor nedense.’’ cümlesi idi. İnsanın en basit savunma mekanizmalarından olan inkar ile pandemiye rağmen keyfi olarak gündelik rutinlerine devam etme isteğinin yanında dünyaya zarar veren davranışlarının sorumluluğunu almadan ötekine yansıtma sıklıkla karşımıza çıkıyor. Oysaki sanırım artık yüzleşme ve sorumluluk alma zamanı.

Yine filmde dikkat çekilen en önemli nokta bu dünyada herkesin görünmez iplerle birbirine bağlı olma durumu ve bunun ister kader ister nedensellik ile açıklanmasının farketmeyeceği noktasını, dünyanın bir noktasındaki viral enfeksiyonun tüm dünyayı etkilemesi ile somut bir şekilde görüyoruz. O halde küçük adımlar büyük etkiler yaratır anlayışı ile 2021’den medet ummaktansa, bizim 2021’e vereceğimiz şeylere… Bu sefer eylemlerimizin sorumluluğunu alarak belki de…

Kln. Psk. Merve Umay Candaş Demir


Paylaş

Yayınlanma Tarihi:11 Ocak 2021

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.