Yıldızlar arasında madencilik

Bir şirket asteroit kuşağında maden aramayı planlıyor. İşte yıldızlar arasında madencilik.

Bir şirket asteroit kuşağında maden aramayı planlıyor. İşte yıldızlar arasında madencilik.

Seattle'ın doğusundaki sıradan bir iş merkezinde, iş unvanı "Baş Asteroit Madencisi" olan Chris Lewicki ve Planetary Resources şirketinin yaklaşık 30 çalışanı, bir sonraki büyük altına hücum akını için Dünya'nın ötesini hedefliyor. Aslında bu insanlar, altından daha nadir bulunan ve ondan pahalı olan platin grubundaki metallerin peşinde. Şirket yetkilileri asteroit kuşağına yaklaşık on yıl içinde insansız bir madencilik robotu göndermeyi planlıyor. Bu yeni bir fikir değil. Uzay araştırması meraklıları en azından 1920'lerden beri, maden dolu olan çok eski kaya parçalarından yararlanmaktan söz ediyor. Yeni olan şey, Planetary Resources'ın uygun olanaklara sahip olduğunu düşünen dünyaca ünlü kişilerin bu fikre para ve destek sağlaması. Ünlü film yönetmeni James Cameron, 2010'da kurulan şirkete danışmanlık yapıyor. Bu yeni şirkete para yatıranlar arasında, Google'ın üst düzey yöneticileri Larry Page ve Eric E. Schmidt de var. Yöneticilere göre şirketin iş modeli, yolculuğun kendisine dayalı olacak. Uzayın bilinmeyen karanlığına ileride uzay aracı gönderebilen ve ganimet dolu şekilde geri dönmesini bekleyen bir şirket kurmak, bu rüyaya kaynak sağlamak için süreç içinde ( çoğunluğu h enüz i cat edilmemiş) uzay teknolojileri satmak demek. Şirket uzak asteroitleri inceleyip neler içerdiklerini bulacak yörüngesel bir teleskop geliştiriyor. Cihazın iki yıl içinde uzaya gönderilmesi planlanıyor. Şirket ayrıca ticari amaçla şirketler, devletler ve bireyler için fiyatı 10 milyon doların altında cihazlar üretmeyi planlıyor. Şirket yöneticilerine göre amaç bir anlamda, çeşitli araçlar satarak asteroit keşfi ve madenciliği için kaynak yaratmak. Şirketin başkanı Chris Lewicki, "Çoğu açıdan işin mühendislik kısmı çözüldü. Bu yarışta kazananlar ile geri kalanları belirleyecek olan şey, en iyi ekonomik modeli kimin bulacağı" diyor. Şirket yetkilileri su konusunda da çok heyecanlı. Evrenin yakın bölgelerinde geçmişte düşünülenden daha çok su bulunduğu yönündeki son bulgular da şirketin planlarını etkiliyor. Zira suyu ayrıştırıp hidrojen elde etmek mümkün. Bu da (en azından teoride) bir asteroit gemisinin daha hafif yükle seyahat etmesine ve dönüş yolculuğu için kendi yakıtını üretmesine en azından teoride olanak tanıyacak. Ancak bazılarına göre gidişgeliş yolculuğunu yapmak ve dönüşte satılabilecek bir şeyler getirmek, şirket yetkililerinin düşündüğünden çok daha uzun ve masraflı olabilir. Arizona Devlet Üniversitesi'nde asteroitleri araştıran Profesör Erik Asphaug'a göre bir gemi, çoğunun iç kısımları değişken ve gevşek olan ve hiçbirinde yerçekimi bulunmayan yakın asteroitlere klasik anlamda inemez. Gemi uzaya geri sıçramamak için uzay istasyonuna yanaşır gibi yaklaşarak asteroite kenetlenmeli. Karışık ayrıntıların çözülmesi on yıllar hatta yüz yıl alabilir. Asphaug, "Asteroit ler elinizi uzatsanız bir parça koparabileceğiniz kayalar gibi görünür. Ama bunlar aslında moloz yığınları" diyor. THE NEW YORK TIMES