Yemeğinizi burnunuzla tadın

Korkmayın, koklayın: Soğanı, maydanozu, kerevizi, baharatı, sosları, yağları, sirkeleri, meyveleri... Yemeği gerçekten tatmanın yolu ağızdan geçmiyor çünkü.

Herkes yemek yer. Zorunlu bir eylemdir bu. Yapılan bir araştırmaya göre, ortalama ömrü 72 yıl olan insan 39.420 saatini sofrada geçiriyor. Ama yemekten tat almak ustalık işidir. Bunu edinmek için konuşmak, okumak, bilmek, seçmek, en önemlisi de tatmak gerekir.

Yemek yemek duyulara keyif verir. Bu duyular ihmal edilirse, kullanılmayan organlar gibi körelir. Beyin onları unutur.

Tat almak beyni ve düşünceyi diri tutar. Yazar Guy de Maupassant da benim gibi düşünüp şunları söyleyivermiş: “Tat almanın sırrına vakıf olabilmek için belli bir zekâya ihtiyaç vardır. Aptal insanlar asla ağzının tadını bilmezler.” Daha da ileri gidip, “Tat almak, insan olmanın bir parçasıdır” diyelim. Hatta, tat almanın şehvetle de ilişkili olduğunu söyleyerek işi bir adım daha ileriye taşıyalım.

NASIL TAT ALIRIZ? TAT ALMAK ÖĞRENİLEBİLİR Mİ? TAT ALMANIN SIRRI NEDİR?

Sanırız ki tat alma organı ağzımızdır! Yanlış değildir ama tam olarak doğru olduğu da söylenemez. Çünkü tat almada öncelik burundadır. Yani koklayarak yiyeceğin tadı anlaşılır. Bilim insanları, insanın tat aldığına inandığı her şeyin gerçekte kokusunu aldıklarını öne sürer.

Burnun içindeki milyonlarca duyu hücresi, kokuları çözümleyerek lezzet hakkında ipuçları verir.

Gerçek tadı anlayabilmek için burnun hassas olması gerekir. İyi bir burun on bin farklı kokuyu algılayabilir. Ama ne yazık ki, sigara ve kirli kent havası koklama duyusunu zedeliyor. Hatta algılanan koku miktarı 30-40’a kadar düşüyor.

Kokular anıları da tazeler. Örneğin ne zaman sıcak pide kokusu duysam, aklıma çocukluk anılarım üşüşür. Annemi, iftar sofrasındaki yemekleri, onların tatlarını hatırlarım. Aradan onca yıl geçmesine rağmen pide kokusu hâlâ ağzımı sulandırır.

Mangaldan yükselen isli, yağlı dumanın kokusu burnuma ulaştığında, kızaranın pirzola mı, ciğer mi, böbrek mi olduğunu hemen ayırt ederim. Onların lezzeti hakkında ahkâm kesebilirim.

Midye tava kokusu burnuma ulaştığında, kendimi birden Çiçek Pasajı’nda bulurum. Fırının önünden geçerken burnunuza ulaşan ekşi maya kokusunun dünyanın en lezzetli kokusu olduğu hiç aklınıza geldi mi?

MEHMET YAŞİN


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:22 Nisan 2016Yayınlanma Tarihi:18 Nisan 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.