Yazar Sâmiha Ayverdi’ye anma

Türk mütefekkir ve mutasavvıf yazar Sâmiha Ayverdi, Üsküdar Üniversitesinde anıldı.

Mutasavvıf Meşkûre Sargut hâtırasına düzenlenen “Sâmiha Ayverdi Paneli” ve “Vefatının 20. Yılında Safer Efendi” konulu program, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü tarafından Kerim Vakfı ve Türk Kadınları Kültür Derneği’nin katkılarıyla, Üsküdar Üniversitesi'nde düzenlendi. Sanatçı Sami Özer’in verdiği bir konserin de yer aldığı programa, yoğun ilgi gösterildi. 

Üsküdar Üniversitesi, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Kerim Vakfı ve Türk Kadınları Kültür Derneği iş birliği ile “Meşkûre Sargut Hatırasına” başlıklı program kapsamında her yıl tasavvuf kültürüne, edebiyat, musiki ve birçok farklı yönden kültür tarihimize, verdikleri eserler, yetiştirdikleri öğrenciler ile kıymet katmış müstesna şahsiyetleri kamuoyunun ve öğrencilerimizin dikkatlerine sunmak üzere bir çalışma gerçekleştiriyor. Bu seneki çalışma “Sâmiha Ayverdi” konulu Panel ve “Vefatının 20. Yılında Safer Efendi” konulu program olmak üzere iki ayrı bölüm halinde düzenlendi.

Programın açılış konuşmasını, Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut yaptı. Sargut, programla ilgili duygularını şöyle ifade etti:

 “Bu enstitü, Meşkûre Sargut’un 86 yıllık ömründe hayal ettiği bir hakikati gerçekleştirdi”

“Bu enstitünün misyonu, Meşkûre Sargut’un 86 yıllık ömründe hayal ettiği bir hakikati gerçekleştirdi. Farklılıkların bir araya gelişi, aslında farklılıkların olmayışı ve her yolun Allah’a giden bir yol olduğu ve gideceğimiz yerin bir olduğu manasını öğretti annem bize. Hocam Kenan Rifai bize Tasavvufun global bir lisan olduğunu öğretti ve bu yolda en büyük çalışmayı, ben böyle diyorum affınızı niyaz ediyorum; ama devrimci olduğuna inandığım bir hanımefendi yaptı Samiha Ayverdi’yi. Kendisi bir kalıp içine girmeden, bir şekil oluşturmadan Allah yolunun inceliklerini mürid-mürşid ilişkisi içinde gerek kitaplarıyla, gerek hayatıyla, gerek yaşantısıyla her şekilde peygamber ahlakıyla yaşayan Kur’an olarak bize öğretti. Bu yolda, önemli olanın insan olmak, er makamına ermek olduğunu, cinsiyetlerin önemi olmadığını bize öğretti. Bu, biz kadınlara bir ümit verdi.

Çocuklarımız burada Tasavvuf master’ı yapıyorlar. Ama biz, 86 yıllık ömründe burada öğrenilenlerin hepsinin nasıl yaşandığını annemin hayatından öğrendik. Kendisi, hocası Sâmiha Ayverdi için ‘Biz aynı mana yastığına baş koyan iki dostuz mürid-mürşidiz’ derdi.

Hayatımızda bir tek gün annemi huzursuz ve mutsuz görmedik. Her hadiseden memnun olma sanatını mürşidinden öğrenmişti. Şikâyet yok, daima memnuniyet, şükür ve hamd vardı. Afiyet için dua ederdi.Bugün hem annemi hem de onun mübarek hocasını anmanın zevkiyle mestim.

 Sâmiha Ayverdi Paneli

Açılış konuşması ve Sâmiha Ayverdi hakkında kısa film gösteriminin ardından programın birinci bölümü olan “Sâmiha Ayverdi Paneli” başladı. Emine Yeniterzi’nin moderatörlüğünü yürüttüğü panelin ilk konuşmacısı, Doç. Dr. Zeyneb Çağlıyan İçener, “Gönül ikliminin Sultanı Samiha Ayverdi Ve Abideleşen İnsan” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Doç. Dr. İçener’in ardından Yazar Sadık Yalsızuçanlar, “Samiha Ayverdi’nin İsimlerle Hikâyesi” başlıklı konuşmasını yaptı. Türk Kadınları Kültür Derneği Başkanlarından Emekli Öğretim Üyesi İnci Palsay ise panelin son konuşmacısı olarak programda yer aldı.

Panelin moderatörlüğünü gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Sâmiha Ayverdi ile ilgili duygularını şu cümlelerle ifade etti:

“Allah aşkı ve millet sevgisiyle dolu bir gönül sultanı”

“Büyük bir insanı yad edeceğiz. Meşkûre Sargut’un yolda bir kardeşi, hâldeşi daha sonra mürşidi olan büyük bir sultan Sâmiha Ayverdi. Hocası Kenan Rifai’den aldığı feyz ile pişmiş, hocasının izlerini takip ederek Kur’an-ı Kerim’i özümsemiş biriydi kendileri. Yüzlerce öğrencisinin Sâmiha Annesi; güzel ahlak, peygamber ahlakını edebi ve Allah aşkını talim eden bir gönül eğitimcisi; roman, hikâye, hatıra, tarih, fikir yazıları ile muazzam bir külliyat oluşturmuş büyük bir sanâtkar, güzel Türkçemizin bir kelam ve kalem ustası; tarihi, mimarisi, musikisi, abide şahsiyetleri ile bir bütün olan Osmanlı Medeniyetinin sevdalısı, müthiş bir İstanbul aşığı, Allah aşkı ve millet sevgisiyle dolu bir gönül sultanı…”

“Vefatının 20. Yılında Safer Efendi” anma programı

Programın ikinci bölümünde Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Kurucu Müdürü, aynı zamanda Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorünü Araştırma ve Yaşatma Vakfı Başkanı Ömer Tuğrul İnançer  “Safer Efendi"  başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.

Konuşmasına programa ev sahipliği yapan Üsküdar Üniversitesi ve Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsüne teşekkür ederek başlayan İnançer, katılımcılara da şükranlarını sunduğunu dile getirdi.

Konuşmasının devamında Tasavvuf ve Tasavvufi yaşam hakkında katılımcılara bilgiler veren İnançer, Safer Efendi’nin hayatı hakkında bazı noktalara da değindi.

“Tasavvuf hayatında ayrılığa ağlanır, ölüme ağlanmaz”

Tasavvuf hayatında çok büyük ve önemli bir yere sahip olan Safer Efendi’nin vefatından sonra bu mecrada büyük bir boşluğun oluştuğunu söyleyen İnançer, beşeri dünyadan göç eden büyük Derviş Safer Efendi’yle buluşmalarının ebedi hayatta sonsuz şekilde olacağını söyledi. Bununla birlikte dünyadan ayrılışının hüzünlü tarafının yanı sıra ebedi hayatta buluşacak olmanın verdiği mutluluğu da dile getirerek, Tasavvuf hayatında ayrılığa ağlanacağını, ölüme ağlanmaması gerektiğini çünkü asıl buluşmanın öbür dünyada olduğunu söyledi.

“Hz. Allah, Hz. İnsanı yok olmak için yaratmadı”

Safer Efendi’yle dostluğunun ebeden devam ettiğini söyleyen İnançer, “Dünya fani, ama ben değilim. Hz. Allah, Hz. insanı yok olmak için yaratmadı” diyerek anne karnından başlayan yolculuğun ölüm, mahşer ve yeniden dirilmeyle devam edeceğini ifade ederek, insanın yok olmayacağını tam tersine asıl hayatın ebedi hayat olduğunu vurguladı.

“Gül mevsimi geçince üzülme, gül suyuyla idare et”

İnançer, Safer Efendi’nin öğrencisi olamayan, onu görmeye yaşı yetişmeyen Tasavvuf ilmine gönül vermiş kişilere Hz. Mevlana’nın “Gül mevsimi geçince üzülme, gül suyuyla idare et. O da güldendir” sözünü hatırlatarak Safer Efendi’nin vefatına üzülmemeleri gerektiğini, onun yaptığı işlerden ve yetiştirdiği öğrencilerden istifade etmelerini tavsiye etti.

“Tekke musikisi ve Safer Efendi”

Derviş Safer Efendi’nin Tekke Musikisine olan ilgisi ve katkılarından bahseden İnançer, Safer Efendi’nin Tekke musikisine olan ilgisinin Fahreddin Efendi’den geldiğini söyledi.

Döneminin pek çok ünlü bestekârıyla tanışan Safer Efendi’nin bu bestekârların bestelerini kendi sesiyle okuyarak teyplere kaydettiğini ve birçok eseri kaybolmaktan kurtardığının da altını çizdi.

Günümüzde eser ve icra bakımından hayli zengin durumda olan tekke musikisi kültürünün büyük ölçüde Safer Efendi’nin gayretleri sonucunda oluştuğunu da vurguladı.

Sami Özer’den tasavvuf musikisi konseri

Ömer Tuğrul İnançer’in konuşmasının ardından Safer efendinin yetiştirmiş olduğu tasavvuf musikisi sanatkarı Sami Özer, dinleyicilere Safer Efendinin sevdiği ve aralarında Safer Efendi’nin eserlerinin de yer aldığı bir konser verdi.

Etkinlik, Türk Kadınları Kültür Derneği Genel Başkanı Emine Bağlı ve Prof. Dr. Emine Yeniterzi’nin sanatçı Sami Özere’e plaket takdimi ve toplu hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:14 Şubat 2019Yayınlanma Tarihi:13 Şubat 2019

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.