Vietnam'da terk edilen çocuklar

1970'te Vietnam'dan ayrılan astsubay James Copeland kısa bir süre sonra Vietnamlı kız arkadaşından bir mektup aldı. Sevgilisi hamile kaldığını ve bebeğin babasının o olduğunu yazıyordu.

1970'te Vietnam'dan ayrılan astsubay James Copeland kısa bir süre sonra Vietnamlı kız arkadaşından bir mektup aldı. Sevgilisi hamile kaldığını ve bebeğin babasının o olduğunu yazıyordu.

vietnamCopeland dönme umuduyla tekrar askere yazıldı. Fakat ordu geri çekiliyordu ve onu göndermedi. Saygon'un Kuzey Vietnamlıların eline düştüğü 1975'teyse artık sevgi l isiyle bağı kopmuştu. Copeland, Mississippi'de bir plastik fabrikasında iş bulmuş ve aile sahibi olmuştu. Fakat Vietnam'da gerçekten bir çocuğu olup olmadığı hep kafasındaydı. 67 yaşındaki gazi, "Vietnam'daki birçok şeyi unuttum ama bunu hiç unutamadım" diyor. Birçok eski asker Vietnam'da çocukları olduğunu inkâr ediyor, gizli tutuyor veya unutmaya çalışıyordu. Fakat Copeland bu gerçekle yüzleşerek 2011'de ne olduğunu öğrenmeye karar verdi. Hem onun hem de diğer eski askerlerin başından geçenler artık uzak bir savaşın unutulmuş bir mirası. Oysa 1960'larının ortasında veya 1970'lerinin başında olan ve birçoğu artık emekli ya da sakat olan bu insanlar o eski savaşın yaralarını iyileştirmek istiyor. Houston'da emlakçı olan ve babasını arayan 46 yaşındaki Trinh Tran, "Kim olduğumu bilmem gerek. Babam olmadan var olduğumu hissedemiyorum" diyor. Bazı tahminlere göre, 1965'ten 1973'e kadar süren savaşta on binlerce Amerikalı askerden çocuk dünyaya geldi. Amerasyalılar denilen bu çocuklar Vietnam'da savaştan sonra katı bir ayrımcılığa uğradı. İçinde yaşadıkları korkunç şartlara ilişkin raporlarla insafa gelen ABD Kongresi 1987'de, onlara özel bir göçmenlik statüsü tanıyan bir yasa çıkardı. Ve program çerçevesinde 21 bini aşkın göçmen ile yanlarındaki 55 bini aşkın akraba Amerika'ya yerleşti. Birçokları Amerikalı babalarına kavuşmayı umuyordu. Fakat ABD hükümeti onlara yardımcı olmadı ve ancak çok küçük bir bölümü aradıklarını bulabildi. Yine de çocuklarla babaların kavuşmasına ait örnekler yok değil. Onlardan biri olan Cuong Luu, doğumundan önce ülkeden ayrılan bir askerin çocuğu olarak Vietnam'da dünyaya gelmiş. Annesinin babasıyla teması kesilmiş ve kadın çok geçmeden, orduda çalışan bir başka Amerikalıyla evlenmiş. Luu henüz bebekken aile Virgin Adaları'na taşınmış. Babasına çeken Luu'ya, büyüdüğü yer olan St. Thomas'ın siyahî mahallesinde beyaz diye sataşıyorlarmış. Dokuz yaşında ıslahevine düşen Luu 17'sine geldiğinde sokakta yaşıyor ve uyuşturucu satıyormuş. 20'sinde silahlı soygundan hapse girmiş. Çıktığında üvey kız kardeşi onu Maryland'e götürmüş, ama Luu orada da uyuşturucu satmaya başlamış. Derken kız arkadaşından çocuğu olmuş. Dört yaşındaki kızı Cara için, "Hapse girersem onu bir daha göremem diye çok korktum" diyor Luu. Hayatına çeki düzen vermek için gerçek babasını bulması gerektiğine karar vermiş. 41 yaşındaki Luu, "Kendimi daha bütün hissetmem gerekiyordu" diyor. Akşamlarını bi lgisayar başında arayışla geçirmiş, ama başarılı olamamış. Sonra gazilere ait bir internet sitesinde Jack Magee adında biriyle ilgili bilgilere rastlamış ve Facebook üstünden, aynı birlikte hizmet eden bir başkasının izini bulmuş. Adam, "Jack Magee'den ne istiyorsun?" diye sormuş. Luu, "Sadece bir baba istiyorum" diye cevap vermiş. Luu'nun yaptırdığı testte DNA'lar birbirini tutmuş. California'dan emekli bir öğretmen olan Magee, Luu'yu ziyarete gelmiş. Aralarında garip bir ilişki doğmuş. 75 yaşındaki Magee, "Oraya gittiğime kendim de hayret ediyordum" diyor. Fakat bu keşif Luu'nun sorunlarını çözmeye yetmemiş. Eski bir sabıkalı daha iyi yaşamak için ne yapabilir? Luu, "Keşke onu daha önce tanıyabilseydim. Bana yol gösterebilirdi" diyor. Luu'nun ve ba şka Vietnamlıların babalarını bulmalarına yardım eden Danimarkal ı Brian Hjort, babalarına kavuşmak isteyen Amerasyalıların çoğu zaman aşırı beklentilere kapıldıklarını belirtiyor. Bu gazi lerin birçoğunun sakat veya ekonomik bakımdan zayıf olduğuna dikkat çekiyor. Kopenhaglı bir teknik ressam olan 42 yaşındaki Hjort, Amerasyalılarla yirmi yıl önce Vietnam'da ve Filipinlerde gezerken ilk kez karşılaştığını ve çaresizlikleri, yoksullukları karşısında hayrete düştüğünü anlatıyor. Hjort 'un başarıları Amerasyalılar arasında hızla yayılmış ve yardım istekleri yağmaya başlamış. Boş zamanlarını bu uğraşa ayıran Danimarkalı, onlarca babaya ulaşmış. Yirmi kadar kişi çocuklarını kabul etmiş. Sonra gaziler de yardım istemeye başlamış. Onlardan biri de James Copeland. Copeland 2011'de çocuğunu aramaya karar verdi. Hjort'la temasa geçti ve Vietnam'a gitmesi için ona para gönderdi. Hjort, Copeland'ın zamanında üslendiği köye ulaştı ve Amerika'da yaşayan Amerasyalı bir kadının erkek kardeşini buldu. Ona göre kadın Copeland'ın kızı olabilirdi. Kadının ve annesinin fotoğrafını Copeland'a gönderdi. Copeland anneyi hemen tanıdı, kadın onun eski kız arkadaşıydı. Sonunda Pennsylvania'daki Walmart mağazasında bir manikürcü işleten kızı Tiffany Nguyen'e de ulaştı. Baba-kız bir süre her akşam konuştular. Copeland, "Kaç yıllık bir açık vardı. Artık çok daha iyi uyuyabiliyorum" diyor. Fakat kızına kavuşması bazı sıkıntılara da sebep olmuş. Karısı, kızını ziyaret etmesini istememiş. 37 yıllık bir evliliğin ardından böylece o ve karısı ayrılmışlar. Şimdi Copeland, Amerasyalı çocukları olduğuna inanan gazilerle temasa geçilmesi için Hjort'a yardım ediyor. Gazilerin, Vietnamlı çocukları olabileceği gerçeğiyle yüzleşmelerini istiyor. "Bazıları her şeyi unutup hayatlarına devam etmek istiyor. Bunu nasıl yapabildiklerini anlamıyorum. Ama yine de onlardan çok var. Geçmişe sünger çekmek istiyorlar" diyor Copeland. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:23 Eylül 2013Yayınlanma Tarihi:26 Eylül 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.