ÜZEN HAYAT DEĞİL DÜŞÜNCELER

PSİKOHAYAT DERGİSİİ /10.SAYI

Yaşamımızın içinde neşe, sevgi, üzüntü gibi kaygı ve korku da hepimizin deneyimlediği duygular. Ama…

 



Obsesyonlar genellikle, hamilelik, doğum, aile çatışması, işte güçlükler gibi stres yaratan olaylardan sonra erken yetişkinlikte başlar. Kişinin zihni devamlı ayrıntılar, kurallar ve programlarla meşguldür.

Yaşamımızın içinde neşe, sevgi, üzüntü gibi kaygı ve korku da hepimizin deneyimlediği duygulardan bazıları.

Örneğin; ertesi gün sınava hazırlanan bir kişi olduğunuzu hayal edin. Sizin hazırlanmanız gerekmiyor, çok sevdiğiniz birinin de sınava girecek olması yeterli. Sınav hakkındaki olumsuz düşünceleriniz, hazırlık düzeyiniz yeterli olsa dahi duygunuzun kaygı veya korku olmasına yol açabilir. Bu kötü bir duygu mudur? Düzeyi çok yüksek olmadığı sürece sizi sınav için harekete geçirebilir ve çalışmalarınızı hızlandırabilir.

Farklı bir örnek düşünelim. Karşıdan karşıya geçiyorsunuz, üzerinize hızla bir arabanın geldiğini görüyorsunuz. Sanırım yaşayacağınız duygunun adı korkudur. Bu duygular çevreniz tarafından tuhaf karşılanır mı? Hayır elbette.

Birde korkunun ve kaygının hâkim olduğu madalyonun diğer tarafını temsil eden, toplumun % 2-3'ünün etkilendiği bir psikiyatrik rahatsızlık var. Bu rahatsızlık, dünyada en fazla işlev kaybına yol açan 10 hastalıktan biri ve toplumda diabet ve astım kadar sık görülüyor.

Hastalığı yaşayanlar veya hasta ile yaşayanlar tanıyacaktır. Bu rahatsızlık obsesif kompulsif bozukluk. Psikiyatrik hastalıklar içinde fobiler, panik bozukluk, genellenmiş kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu gibi kaygı bozuklukları içinde tanımlanır.
Bu, çok sıkıntı yaratan ve gündelik işlevleri kısıtlayan, aklın ısrarlı ve kontrol edilemeyen düşüncelerle dolduğu ya da kişinin bazı davranışları tekrar tekrar yapmaya zorunlu hissettiği bir kaygı bozukluğudur.

YAŞANAN STRESLER OBSESYONLARI TETİKLER


Obsesyonlar genellikle, hamilelik, doğum, aile çatışması, işte güçlükler gibi stres yaratan olaylardan sonra erken yetişkinlikte başlar. Hastalık bazı kişilik bozuklukları ile de birlikte görülebilir. Hastalığa eşlik eden kişilik bozukluklarından biri obsesif kişilik bozukluğudur. Kişide mükemmeliyetçi yaklaşımlar gözlemlenir, zihni ayrıntılar, kurallar, programlar ile meşguldür. Kişi en ufak ayrıntı üzerinde düşünür, hatta ayrıntılar içinde kaybolur. Örneğin, koltuk üzerinde yastıkların hafif düzensiz oluşundan veya duvardaki tablonun biraz sağa kayışından bile çok ciddi rahatsızlık duyabilir. Pantolonunun çizgisinin düzgün olmamasını felaket olarak algılayabilir.

Klinik olarak en sık gözlenen obsesyonlar; bulaşma korkusu, cinsel ya da öfke dolu tepkiler göstermeye ve bedensel fonksiyonların bozulmasına ilişkin korkulardır. Obsesyonlar aşırı şüphecilik, erteleme ve kararsızlık gibi görünümlerde olabilmektedirler.

TEDAVİ SABIR VE KARARLILIK İSTER

Kompulsiyon, sıkıntıyı azaltmak ya da yaşanabilecek kötü bir olayın olmasını önlemek için kişinin yapmaya zorunlu hissettiği gerçekle hiçbir bağlantısı olmayan, tekrarlayıcı davranışlardır. Kompulsiyonların en sık görülen formu temizlik ve düzenle ilgilidir. Belirli renkteki eşyalardan kaçınmak, sayı saymak, bazı sayıları söylemek, uğurlu eşyaya ya da bedenin bir yerine dokunmak gibi tekrar edici davranışlarla, kapı kapama, elektrik, ocak söndürme gibi yaptığı bir şeyi sürekli kontrol ederek gerçekleştirilir. El yıkama, düzene koyma, kontrol etme veya zihinsel eylemler dua etme, sayı sayma, belirgin düşünceleri aklından geçirme, biriktirme kompülsiyonları da gözlemlenebilir.

Kişi bu gibi düşüncelerin ve sonucu gerçekleştirdiği davranışların yanlış olduğunu bilir ancak kendini düşünmekten ve yapmaktan alıkoyamaz. Bazen de bazı ortamlardan kaçınarak bu düşünceleri kontrol altına almaya çalışır. Sonuç mu, işlevsellik kaybı; ailesel, ilişkisel ve işe yönelik sorunlar. Depresyonda ve genellenmiş kaygıda artma.

Tedavi mi? Biraz sabır ve kararlılık istiyor. İlaç tedavisi ve terapi önem taşıyor. Terapide obsesif kompulsif bozukluğu olan kişinin yaptığı davranışlarının engellenmesi, kaçındığı ortamlara veya davranışlara maruz bırakılması tedavinin ana noktalarıdır.
 


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:13 Ağustos 2011Yayınlanma Tarihi:22 Temmuz 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.