

Sosyal fobi sosyal ortamlarda açığa çıkan bir duygudur. Özellikle kişinin performans gerektiren bir iş ile meşgulken başkaları tarafından incelenmesi durumunda açığa çıkan diğer kişiler tarafından eleştirilme, alay edilme endişesi, küçük düşme korkusudur. Dr. Susan Jeffers’ın da belirttiği gibi tüm korkuların temelinde, yalnızca, hayatın getirebileceği şeylerle baş edememe korkusu yatar. Bu korku ve ona ek olarak yaşanan yoğun kaygı duygusu kişinin hayat kalitesini düşürür.[1] Bahsedilen duygular öylesine ağırdır ki kişi bu duyguları tanımlamaktan, hissetmekten bile kaçınır hale gelir. Sonunda her ne kadar içinde bulunduğu durumu tanımlamaktan kaçınsa da duyguları özgürlüğünü elinden alır.
Sağlıklı bir insanın duygularını yönetmesi gerekir. Oysa bu durumda duygular insanı yönetmeye başlar. Kişi kontrolü elinden kaçırır. Tüm bu korkuların yaşanmasından korkan kişi sosyal ortamlara girmekten kaçınır. Başkaları tarafından yargılanacağı duygusu kişiyi çok tedirgin eder. Böylece sosyal yalnızlık ortaya çıkar. Ayrıca çekingenlik, utangaçlık duyguları kişiyi baskılar ve gerçek tepkilerini göstermesini engeller. Bu kişilerin belirgin özelliği sessizliktir. Ancak sessiz kişilerin hiçbir şey düşünmediklerini ya da hiçbir çözüme ulaşamadıklarını düşünmek tamamen yanlış olur. Sessizler ancak derin düşünen kişilerdir. Zaten bu kadar derin düşünmeseler, bu kadar hassas olmasalar böyle bir sorun ortaya çıkmayacaktır.
Paylaş