Modern bilim doğu inancıyla buluşuyor
Kuantum teorisi bize, dünyanın sonsuz sayıda rastlantısal olayın ürünü olduğunu söyler. Budizm bize, hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını, evrenin sonu olmayan bir karma döngüsüne kapıldığını anlatır.
Kuantum teorisi bize, dünyanın sonsuz sayıda rastlantısal olayın ürünü olduğunu söyler. Budizm bize, hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını, evrenin sonu olmayan bir karma döngüsüne kapıldığını anlatır.
Eğer bu ikisini bağdaştıracak birileri varsa bunlar Emory Üniversitesi'nde araştırmacılar, tercümanlar ve Tibet rahipleri olsa gerek. 7 yıl önce laboratuvarlarda üretilen maddi bilimler ile meditasyona yönelik manevi bilimleri birleştirmenin zamanının geldiğine karar veren Tibet halkının ruhani lideri Dalai Lama da geçenlerde aralarına katıldı. 78 yaşındaki Dalai Lama'nın favorisi olan bu proje ona doğal görünüyor. Bir mülakatta belirttiği gibi Budist öğreti, zihne yönelik eğitime odaklanır. "İç dünyaya yönelik materyaller açısından oldukça zengin. Ancak modern bilimler de maddi dünyayı ilgilendiren konularda oldukça gelişmiştir. Bu ikisi, birbirlerinden ayrı haldeyken eksiktir. Dış ve iç dünyalar, birlikteyken tamdır" diyor. Konu hakkında yanı fikirde olan Emory Üniversitesi yöneticileri, Dalai Lama ile Emory-Tibet Bilim İnisiyatifi'ni kurdu. Üniversite bu programa yılda 700 bin dolarlık ödenek sağlıyor. 2010 yılında gelen ilk 6 rahip sürgündeki Tibet toplulukların çoğunun yaşadığı Hindistan'a geri dönerek eğitim vermeye başladı. Profesörler de Hindistan'daki Dharamsala'ya seyahat edip ardından 15 ders kitabı hazırlandı. Herkesin bu fikrin arkasında olduğu söylenemez. Budist önderler, bilim eğitiminin manastır eğitiminin zorunlu bir parçası haline getirilmesini ancak geçen yıl kabul etti. bu durum son 600 yıl içerisinde gerçekleşen ilk büyük değişiklik oldu. En fazla zorlanılan alan sözcüklerle ilgiliydi: Fotosentez ve klonlamak gibi kavramlar için yeni sözcükler nasıl türetilecekti? Şu ana kadar, Tibet diline 2 bin 500 kadar yeni bilimsel terim eklendi. Kampusteki rahiplerden biri olan 34 yaşındaki Jampa Khechok, "Geleneklerimizde de var olduğu üzere, 'objelerin geçiciliği'ni anlıyoruz" diyor ve ekliyor: "Şimdiyse, parçacıkların ne kadar hızlı bozulduğu üzerine çalışırken geçiciliğin doğasını kavramak gibi bir güçlükle karşı karşıyayız." Öğrenme iki yönlü oldu. Buradaki profesörler kendilerini, kalbin ve zihnin bilimi üzerine yeni yöntemlerle kafa patlatırken buldu. Bir öğrenci, Tibet halkının özgürlüğü kazanması durumundakendi kardiyovasküler sisteminin bu habere vereceği tepkinin nasıl olacağını anlatan bir rapor sunuyor. Hindistan'a eğitim vermeye giden Alexander Escobar, keşişlerin, örneğin Himalayalar'ın bir zamanlar denizlerle kaplı olduğundan nasıl bu kadar emin olabildiğini öğrenmek istediğini söylüyor. (Cevap ne? Fosiller) Ortaklığın işe yarar uygulamaları da var. Cinsel istismara uğramış çocuklar ve aileleriyle klinik bir çalışma yapan sosyal hizmet görevlisi Linda Hutton, Dalai Lama ile bir öğle yemeği yedi. Genç kurbanlara, travmalarıyla başa çıkmak için meditasyon ve nefes kontrolünü nasıl kullanacaklarını öğrettiğini söylüyor. Hutton, "Tıbbi araştırmalardan çok yararlanıyorum. Ancak burada bulduğum, onları aşıyor" diyor. THE NEW YORK TIMESPaylaş
Yazar: Zeynep GÜÇLÜCAN
Görüntülenme:Güncellenme Tarihi:29 Ekim 2013Yayınlanma Tarihi:01 Kasım 2013
İlgili İçerikler
Köşe Yazarları
Sosyal Sorumluluk Projeleri
Kategori Bulutu
Psikiyatri AFAZİ Tüp Bebek Alkol Bağımlılığı Otizm Saç Dökülmesi Esrar Bağımlılığı Alzheimer Bebek Gelişimi Kokain Bağımlılığı Baş Ağrıları Stres Kumar Bağımlılığı Demans Depresyon Sanal Bağımlılık Migren Alerji Opiat Bağımlılığı Parkinson Kadın Hastalıkları Sigara Bağımlılığı Şizofreni Obezite Kardioloji Bipolar Bozukluk Cilt Bakımı