Kadına şiddet mi arttı yoksa farkındalık mı

Gazete sayfalarında her gün alıştığımız haberler arasında girdi bir kadının eşi, sevgilisi ya da bir yakını tarafından uygulanan şiddetle ölümü ya da hayatının kararması. Uzmanlar, kadına yönelik şiddetin mi arttığı yoksa bir farkındalık mı yaratıldığını Milliyet’e değerlendirdi.

Gazete sayfalarında her gün alıştığımız haberler arasında girdi bir kadının eşi, sevgilisi ya da bir yakını tarafından uygulanan şiddetle ölümü ya da hayatının kararması. Uzmanlar, kadına yönelik şiddetin mi arttığı yoksa bir farkındalık mı yaratıldığını Milliyet’e değerlendirdi.

İstanbul’da son iki günde iki kadının eşleri tarafından vahşice öldürülmelerinin ardından gözler yeniden kadına yönelik şiddete çevrildi. Medyada kadına yönelik şiddet haberlerinin artık daha fazla yer aldığını belirten uzmanlar, aynı şekilde şiddetin de artış gösterdiği görüşünde. Kadın cinayetlerindeki artışın en önemli nedenleri arasında, ataerkil zihniyet ile adalete duyulan güvenin azalması sonucu artan bireysel eylemler gösteriliyor:

Erkek gücünü koruma çabasında

Prof. Dr. Yakın Ertürk (ODTÜ Sosyoloji Öğretim Üyesi, BM Kadına Karşı Şiddet eski Raportörü): Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri gerek Türkiye’de gerekse dünyada son 10-20 yılın gündem maddesi oldu. Hem kadına şiddette bir artışın olduğunu hem de kamuoyunda farkındalık oluştuğunu söylemek mümkün. Ancak artışı verilerle temellendirmek geçmişe dair elimizde güvenilir veri olmadığı için mümkün değil. Gösterge ve veri toplama tekniklerinde tutarlı ölçütlerimiz yok. Yetkililer, yeterli çaba içinde değiller. Ancak kadına yönelik şiddet artık sorgulanıyor ve rapor edilmesi konusunda daha hassas davranılıyor. Kadına şiddetin bu denli gündemde olması farkındalıkla da ilgili. Öte yandan, Soğuk Savaş sonrasında şiddet olgusunda genel bir artış ve nitelik değiştirme oldu. Küreselleşme ve Sovyetlerin dağılmasıyla eskinin hiyerarşik yapısında çözülmeler oluştu. Gerek devlet-birey gerekse kadın-erkek arası ilişkileri düzenleyen baskıcı otoriter yaklaşım artık yürümüyor. Evde ve devlette iktidar sarsıntıya girdi. Günümüzde de ataerkil aile ve toplum anlayışında ciddi sarsıntı yaşanmakta. Bu da düzeni koruma çabası içinde olan erk sahiplerinin kaba kuvvete başvurmasına neden olmaktadır.”

Yüzde 1400 artış

Adalet Bakanlığı verilerine göre, kadın cinayetleri 2002 ile 2009 yılları arasında yüzde 1400 artış gösterdi. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken bu rakam 2009’ın ilk yedi ayında 953’e çıktı. Bianet’in yerel ve ulusal gazeteler ile ajanslardan derlediği haberlere göre ise, 2012 yılı içerisinde Haziran ayı sonuna kadar 79 kadın, erkek şiddetine kurban gitti.

‘Erkeğe kahraman imgesi verilmemeli’

Prof. Dr. Fatmagül Berktay (İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı): Medyada farkındalık arttığı doğru. Yalnız medyanın konuyu giderek daha sansasyonel ele aldığına dikkati çekmek lazım. Kadın cinayetlerinin bazen üçüncü sayfa haberi biçiminde kadını korumadan verildiğini görüyoruz. Kurbanı korumak ve popülize etmemek lazım. Erkek kıskançlığı bir cesaret eylemi gibi de gösterilebiliyor, bunu kışkırtmamak gerekli. ‘Herkes yapıyor, ben de yaparsam kahraman olurum’ imgesinin verilmemesi şart. Ataerkil övünmeye dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca, toplumda hukukun üstünlüğüne duyulan güven sarsıldıkça insanların kendi içlerine dayanarak eylemde bulunmaları arttı.

‘Daha görünür hale geldi’

Prof. Dr. Çiler Dursun (Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, KASAUM öğretim üyesi): Kadınlar şiddet uygulayan erkeğe boyun eğmeyerek kendisine anlamlı ve onurlu yeni bir yaşam kurmak için ekonomik olarak ayakta kalma olanaklarını da yaratarak daha kararlı hale gelmekte. Ancak onlar şiddetten, baskıdan ve değersizleştirmeden uzak bir yaşam alanı yaratabilecek olanakların daha çok peşine düşerken, toplumsal değer yargıları da daha muhafazakarlaşmaktadır. Kadının rolünü ikincilleştiren ve kadın varlığını geleneksel ‘namus’ anlayışına kilitleyen zihniyetin güçlenmesi ile kadınların kendi varlıklarını koruma arayışları arasındaki gerilim artmaktadır. Bu çelişkili durum nedeniyle kadına yönelik şiddet de artıyor. Medya da bu artışa kayıtsız kalamıyor. Dolayısıyla kadına yönelik şiddet medyada daha görünür hale gelmektedir.”  MİLLİYET

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:20 Temmuz 2012Yayınlanma Tarihi:23 Temmuz 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.