HASTALARI SEVİNDİREN HABER

Hürriyet

Kanser tedavisinde her gün yeni bir yöntem ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de 'Tomoterapi' (TomoTherapy). 

Radyoterapinin yerini alması beklenen yeni yöntemin kanserli hücreler üzerinde daha etkili olduğu ve ışın tedavisinin yarattığı olumsuzlukları en aza indirdiği belirtiliyor.

İtalyan Hastanesi Onkoloji Uzmanı ve Medikal Direktör Prof. Dr. Ahmet Öber’le, bu yeni yöntemle ilgili olarak konuştuk.

Tomoterapi ne anlama geliyor?
Tomoterapi bir yöntem. Klasik radyoterapide makine ışınları dikdörtgen şeklinde çıkarıyor ve biz çıkan ışını çeşitli yöntemlerle şekillendiriyoruz. Çağdaş radyo terapide ise ışın makineden çıkıyor geçtiği yol üzerinde lifçiklerle sekilendirilmeye başlanıyor. Bu şekilde 2 şekilde radyoterapi yapabiliyorsunuz. Bu yöntemde amaç ne? Amaç sağlıklı dokuyu korumak, tümörlü dokuya ışını vermek. Fakat biz tümörlü dokuda ışının artık daha homojen olmasını istiyoruz yani ışın dozunun farklılıklarının mümkün olduğu kadar az olmasını istiyoruz. Radyo terapi yaparken genellikle aletler 1-2 pozisyonda ışını çıkartırlar ve bunla sınırlı kalınır tomoterapi cihazı ise 360 derece dönüyor.

Bu yöntemi klasik radyoterapiden ayıran fark bu mu?
Tamamen farklı bir iş yapıyorsunuz, ötekinde 7 ışınla yaptığınızı burada liflerin devamlı oynamasıyla, daha fazla sayıya çıkarıyorsunuz. Bunun avantajı ise sağlıklı doku kapalı oluyor, inanılmaz oranda koruma yaratabiliyorsunuz. 2 tümör varsa daha homojen ışınladığınız için, korumanız iyi olduğu için, dozu çok yükseltebiliyorsunuz ve bunu yaparken ışını 1 cm açıyorsunuz masanız yavaş yavaş yürüdüğü için mm’lerle tarayarak gidiyorsunuz. Bir avantajı bu.

İkinci avantajı ise alet döndüğü için bu dönüş sırasındada ışın çıkartıyor dolayısıyla aletle bilgisayarlı tomografi yapabiliyorsunuz. Hastayı tedaviye başlarken yatırıyoruz, bu dönüş sırasında yapılacak olan tomografiyi aletin kendi çıkardığı ışınla yapıyoruz ve hastanın o günkü dokularının yerini tümörünün yerini, hatta tümörünün kabaca büyüklüğünü görüyoruz. Bu yöntem her tedavinin başlangıcında bütün detayı görmemizi sağlıyor. Niçin önemli? Birçok organ vücutta hareketlidir, siz planlamayı 15 gün evvel yaptıysanız hasta 15. tedavi sürecindeyse, 15 gün içinde hatta o gün organ hareketi vardır. Tümör büyür ya da küçülür dolayısıyla ilk baştaki planlamaya bağlı kalırsanız yapacağınız iş hassasiyetini kaybeder. Hassasiyetini kaybettiği için klasik radyo terapide daima geniş emniyetlerle çalışırsınız yani 1cm’lik bir tümörü ışınlamak için organ hareketini ve teknik kısıtlamaları dikkate alarak o çapı 1.5cm'ye çıkarırsınız gerektiğinde 2 cm ye çıkarırsınız biz mm ile bunu sınırlayabiliyoruz. Günlük kontrollerimizi yapıyoruz. Eğer tedavimizde veya oturuşunda hata yoksa devam ediyoruz varsa düzeltmelere geçiyoruz. Pozisyonel düzeltme örneğin hasta biraz yan yatmıştır biraz daha kalçasını yana koymuştur bunun gibi şeyler çok etkiler. Bunları pozisyonel olarak düzeltiyoruz aletin bunu düzeltme yeteneği var. Bunun için hastayı kaldırmıyoruz sadece ışıncık açılıp kapanmaları değişiyor. Bilgisayarlı tomografiyi çekiyoruz aletin çıkardığı bilgisayarlı tomografiyi çekiyoruz bunun tam adı MVCT’dir. Ondan sonra ilk planlama detayı makine ekranına geliyor. Kontrol ediyoruz eğer tümörde büyüme ya da küçülme varsa sağlıklı dokularda yer değişme varsa o zaman planı sil baştan edebiliyoruz. Diğer aletlerde bu bir haftalık bir çalışmadır. Bir diğer özelliği de halkın çok iyi anladığı nokta atışı yani istediğiniz yeri vurabilme özelliği. Bu aletteki noktasal yaklaşım 160 cm’e kadar çıkabiliyor hem bu işi iyi yaptığı iddia edilen aletlerde aşağı yukarı maksimum tedavi edilecek tümör çapı 3 - 4 cm ile sınırlıdır ama aynı işi bu yöntemde 160 cm’le yapıyoruz çok daha büyük tümörü küçük bir iş yapıyormuş hassasiyetinde tedavi edebiliyoruz.

Bu hastalara ne tür bir rahatlık sağlıyor?
Farklı dozlar vermek istediğiniz organlarda çok büyük kolaylıklar getiriyor yani beyinde birden fazla tümör varsa o tümörleri yüksek dozda, beynin kendisini düşük dozda ışınlayabiliyoruz ya da karaciğerde birden fazla kitle varsa karaciğerin kendi dozunu düşük tutup diğer noktalarda dozu çok arttırabiliyoruz.

YAN ETKİLER AZALIYOR

Radyo terapinin birçok yan etkisi bulunuyor? Bu yöntem bu yan etkileri azaltıyor mu?
Radyo terapinin yan etkileri nereye yaptığınızla bağlantılıdır. Radyoterapiyi eğer başa yapar ve gözü korumazsanız hastada görme kaybı olabilir. Prostatı ışınlıyorsanız hastanın görme açısından bir riski yoktur. Dolayısıyla ışınladığınız bölgeyle sınırlıdır. Biz de yan etki düşük olduğu için dozları daha emniyetle ve daha yüksek verebiliyoruz siz dozunuzu artırdıkça da tümör kontrolünüz artıyor. Dolayısıyla yalnız yan etkiyi düşürmek değil yan etkiyi düşürdüğüz için tümöre verdiğiniz doz da negatif olarak artabiliyor. Nereyi koruyabiliyoruz? Gözü çok iyi koruyabiliyoruz beyindeki sağlıklı dokuyu koruyabiliyoruz Böbreği koruyoruz, karaciğeri koruyoruz, organın yerine göre ince bağırsağı koruyoruz bunlar çok duyarlı organlar. Radyoterapi gören hastalarda görülen yan etkiler mide bulantısı, ishal mesela ışınladığımız yere göre idrarda yanma, idrar tutukluğu, kaçırma olabilir. Büyük abdest şikayetleri yapabilir, akciğerde ciddi problemler yapabilir.

Size her başvuran hastaya tomoterapi uygulanabiliyor mu?
Hayır, tabii ki iyi bir yöntem her şey için gerekli değildir dolayısıyla o bir mesleki birikim ve dürüstlüktür. Biz tomoterapiye uygun olan hastalara tomoterapiyi uyguluyoruz ama tomoterapi olmadan da tedavi edilecek durumlar var. Hasta illa tomoterapi isteğiyle geldiğinde onu tomoterapiye koymuyoruz duyup geliyorlar ve izah ediyoruz “Sana bu makine gerekli değil, bunun maliyeti sana gereksiz gelecek, sen gel klasik tedaviyi al, aynı tedaviyi alabilirsin” diyoruz çünkü vücutta korunmaya fazla ihtiyaç olmayan yerler var örneğin kasın ve kemiğin o kadar korunmaya ihtiyacı yok. İkincisi bazı tedavilerde hastanın ağırlığı daha çok ilaç tedavisine kalıyor. Dolayısıyla radyoterapide o kadar yüksek doza çıkmanız gerekmiyor. Doku eğer vereceğiniz dozu rahatlıkla kaldırabiliyorsa bunda tasarruf etmeye çalışmanın bir mantığı yok. O zaman düşük dozda ve kısa sürede yaptığımız tedavilerde biz klasik makinalari çok rahat kullanabiliyoruz.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:04 Kasım 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.