Doğum mitlerini açıklıyoruz

Hamilelikte adeta birer mit haline gelen bazı yanlış bilgilerin doğrularını uzmanlar anlatıyor.

Hamilelikte adeta birer mit haline gelen bazı yanlış bilgilerin doğrularını uzmanlar anlatıyor.

Eğer hamileyseniz herkesin size vereceği tavsiyeler mutlaka vardır. Ancak maalesef ki bu bilgilerin tamamı doğru ve güvenilir değildir. Adeta birer mit haline gelen bazı yanlış bilgilerin doğrularını Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt’a sorduk. 1- “Su kesesi her zaman doğuma girmeden evvel patlar” Tersine su kesesi genellikle doğum ağrıları başlayıp, rahim ağzı açıldıktan sonra patlar. Daha doğrusu o dönemde bir balon kadar ince olan amniyon zarı yırtılır ve sular gelir. Doğum ağrıları başlamadan önce su kesesinin açılmasına ise “erken membran rüptürü” denir. Su kesesinin yırtılmasından önce, genellikle 12-24 saat içinde ağrılar başlar. Bu süre sonunda başlamaz ise suni sancı ile doğumu başlatmak gerekir. Çünkü beklemenin enfeksiyon riski vardır. Bebeğin akciğerleri olgunlaşmadan, 34. gebelik haftasından önce sular gelirse doğum başlatılmaz ve akciğerlerin olgunlaşması için beklenir. Bu süreçte anne adayı, olası bir enfeksiyon için yakın takibe alınır. 2- “Cinsel ilişkide bulunmak doğumu tetikler” Doğuma yakın dönemde ilişkiye devam edenlerin daha önce doğum yaptıklarını gösteren bazı çalışmalar olmuştur ancak bu herhangi bir kadında cinsel ilişkinin doğumu tetikleyeceği anlamına gelmez. Bazı çiftler bebeğe ve gebeliğe zarar vermekten korktukları için gebelik başladıktan sonra cinsel ilişkiye girmez. Aslında cinsel ilişkinin gebeliğe bir zararı yoktur. Cinsel ilişki, düşüğe ya da erken doğuma neden olmaz. Ancak düşük tehdidi, cinsel ilişkiyi takiben uzun süren sancılar veya kanama olması ve önceki gebeliklerde rahim ağzı yetmezliğine bağlı kayıplar olması gibi istisnai durumlarda cinsel ilişkiye girmemek gerekir. Aslında doğumu tetiklemek çok kolay da değildir. Ancak bazen anne ya da bebeğin durumu nedeni ile doğumu başlatmak zorunlu hale gelir. Birçok ilaçla bile bunu başarmak uzun uğraşlar gerektirir. 3- “Rahim ağzı genişlediğinde hemen doğuma girileceği anlaşılır” Evet, ancak bunu anlayabilmek için doğumun fizyolojisini bilmek gerekir. Doğum çeşitli evrelere ayrılarak incelenen uzun bir süreçtir. Kuvvetli ve düzenli ağrılar varsa ve rahim ağzı bu ağrılara bağlı olarak 3-4 cm açıldı ise doğumun aktif fazı başlamış demektir. 4- “Doğum, ilaçla tetiklendiğinde anne adayı hemen doğuma alınır” Doğumu ilaçlarla tetiklemeden önce rahim ağzını hazırlamak gerekir. Normal doğumlarda gelişen süreçlerle rahim ağzı yumuşar, incelir ve biraz açılır. Doğum ilaçlarla başlatılmak istendiğinde rahim ağzı bu hazırlıkları geçirmemiş olabilir. Bu durumda önce bu hazırlığı sağlayacak ilaçları kullanmak, sonra ağrıyı başlatmak gerekir. Sonuç olarak medikal olarak tetiklendiğinde de doğumun gerçekleşmesi için bahsi geçen aşamaların teker teker yaşanması gerekir. Beş hastadan birinde ise ilaçlarla doğumu başlatmakta da başarısız olunur. Bu durumda 24 saat dinlenip tekrar başlanabilir. Sezaryen da bu noktada bir seçenektir. Hürriyet Aile

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:25 Nisan 2012Yayınlanma Tarihi:26 Nisan 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.