Depresyon kanser tedavisini olumsuz etkiliyor

Depresyon başta olmak üzere psikiyatrik bozukluklar, kanser hastalarında tedavi sürecini olumsuz yönde etkiliyor.

Depresyon başta olmak üzere psikiyatrik bozukluklar, kanser hastalarında tedavi sürecini olumsuz yönde etkiliyor.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ)  Tıp Fakültesi'nde yürütülen araştırmada, depresyon başta olmak üzere psikiyatrik  bozuklukların, kanser hastalarında tedavi sürecini olumsuz yönde etkilediği  tespit edildi. PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Onkolojisi Bölüm Başkanı Doç. Dr.  Bahar Baltalarlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigara kullanmayan,  radyasyondan korunan, gereksiz ilaç kullanmayan, gün ışınlarının zararlı  etkilerinden korunan, düzenli egzersiz yapan ve alkolden uzak duran kişilerin  kansere yakalanma ihtimalinin daha düşük olduğunu ifade etti.

DEPRESYON HAKKINDA BİLGİ ALIN

Baltalarlı, depresyon ile kanser ilişkisi üzerine PAÜ'de onkoloji,  dahiliye, kadın doğum ve genel cerrahi bölümlerinde tedavi gören 150 kanser  hastası üzerinde 6 öğretim üyesi tarafından yapılan çalışmada, kanserli  hastalarda özellikle depresyon başta olmak üzere psikiyatrik bozuklukların yüksek  oranlarda görüldüğünün belirlendiğini kaydetti. Depresyon ve benzeri psikiyatrik bozuklukların tedavisinin hastanın  iyileşme sürecini hızlandırdığını belirten Baltalarlı, şöyle konuştu: “Depresyonun varlığı tedaviye uyumu bozarak, hastanede kalış süresini  uzatıyor, tedavi masraflarını artırıyor ve süreci olumsuz yönde etkiliyor.  Psikiyatrik bozukluklar, kadınlarda hastalığını bilenlerde, geçirilmiş  psikiyatrik bozukluğu olanlarda daha fazla. Kanser hastalarında en fazla depresif  duygu ile uyum bozukluğu ve kendini öldürme düşüncelerine sık rastladık.  Hastanede yatma, kadın cinsiyeti, hastalığın bilinmesi, geçirilmiş psikiyatrik  bozukluk ve stres etmenleri psikiyatrik bozukluklar için önemli risk etmenleri  olarak karşımıza çıktı.” Baltalarlı, kanser tanısının hastalarda strese yol açtığını kaydederek,  “Kansere ilk aşamada verilen en yaygın tepki, 'şok' ve 'inanamamak'. Bu dönemde  görülen tanının yansıması, katlanılması güç olan gerçeğin yarattığı kaygı ve  çaresizlik duyguları, bir karşı savunma şeklinde ortaya çıkıyor. Bunun ardından  kızgınlık ve depresyon gelişebiliyor. Zamanla hastanın gerçeği kabul edip,  enerjisini ve ruhsal gücünü yeni yaşamına yöneltmesiyle uyum süreci başlıyor.  Tedavi seçeneklerinin belirlenmesi ve tedavi programının sunulması, kabullenişi  kolaylaştırıyor” diye konuştu.

KANSER HASTALARI KENDİLERİNİ YALNIZ HİSSEDİYOR

Kanserin duygusal, ruhsal ve davranışsal tepkilere yol açan önemli bir  sorun olduğunu dile getiren Baltalarlı, araştırmaya ilişkin şu bilgileri verdi: “Çalışmamıza 72'si kadın, 150 hasta katıldı. 115'i ayakta tedavi, 35'i  ise yatarak tedavi gören hastalarımızdan oluştu. Yüzde 54'ü kanser tanısı  hakkında bilgi sahibi değil. Hastalarımızın yüzde 26'sı tanısını biliyor, yüzde  19'u ise kanser olduğunu tahmin ediyor. Tanılar doktorlar tarafından öğrenilmekten ziyade hastalığın araştırma  süreci ve uygulanan tedaviden dolayı tahmin ediliyor. Hastaların yüzde 73,3'ü  uygulanacak tedavinin türü, süresi, yan etkileri ve etkinliği konusunda bilgi  sahibi değil. Görüşmeler sonrasında hastaların yüzde 28,7'sinde psikiyatrik  bozukluk saptadık. Hastalarımızın 48,8'inde mutsuzluk, umutsuzluk, yüzde 39'5'inde  depresyon, yüzde 7'sinde huzursuzluk, sıkıntı, korku, tedirginlik ve yine yüzde  2,3'ünde bedensel ağrıların olduğu ortaya çıktı. Psikiyatrik bozukluklar, yatan  hasta grubunda yüzde 42,9, ayakta tedavi gören hastalarda yüzde 24,3. Psikiyatrik  rahatsızlıklar kadınlarda yüzde 36,1, erkeklerde yüzde 21,1. Çalışmaya katılan  hastaların yüzde 18'i kendisini öldürme düşüncesi var. Kendilerini öldürme  düşüncesinden söz edenler 'çocuklarının varlığı ve dini inançları nedeniyle  böylesi bir eylemi gerçekleştirmiyor.” Çalışmaya katılan hastaların yüzde 32'sinin “aile bireylerinin yeterince  destek olmadıklarını ve kendilerini yalnız hissettikleri” düşüncesinde olduğunu  ifade eden Baltalarlı, kanser tanısını bilen hastalarda psikiyatrik bozukluk  oranının yüzde 35, tahmin edenlerde yüzde 41,4, bilmeyenlerde ise yüzde 2,1  olarak saptandığını sözlerine ekledi. A.A

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:18 Haziran 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.