Bir beden birden çok genom taşıyabilir

Araştırmalara göre bir hücrenin DNA'sı tüm bilgileri içermeyebilir. Bir beden birden çok genom taşıyabilir.

Araştırmalara göre bir hücrenin DNA'sı tüm bilgileri içermeyebilir. Bir beden birden çok genom taşıyabilir.

genomBiyoloji derslerinden "CSI" polisiye dizilerine kadar her yerde bizi biz yapan bir genomumuzun olduğu, bize ait genetik bilgilerin tamamını bir hücrenin DNA'sında bulabileceğimiz söylenir durur. Fakat bilim insanlarının keşifleri şaşırtıcı bir genetik çeşitliliğe sahip olduğumuzu gösteriyor. Yakın zamana kadar araştırmacılar, sağlıklı bir bireydeki hücrelerin nadiren ciddi bir genetik farklılık gösterdiğini düşünürlerdi. Oysa şimdi, aynı kişide birden fazla genoma rastlamanın gayet normal olduğu anlaşılıyor. Örneğin bazı insanlarda, vücutlarının geri kalanında bulunmayan mutasyona uğramış hücre topluluklar ı bulunabiliyor. California'daki Stanford Üniversitesi'nden genetikçi Alexander Urban'a göre, aynı bedende yaygın genetik farklılıklar olduğunu söylemek üç yıl önce bile kuşkuyla karşılanırdı. Oysa gerek Urban'ın, gerek başkalarının yeni yayınlanan araştırmaları, aynı kişinin genomları arasında göz ardı edilemeyecek kadar büyük farklılıklar bulunabildiğini gösteriyor. "Şimdi bu yeni kıtanın haritasını çıkarıyoruz" diyor Urban. Texas'taki Baylor Tıp Yüksek Okulu'ndan genetik uzmanı Doktor James R. Lupski'nin Science dergisindeki bir yazısına göre, aynı bireyde birden fazla genom bulunmasının tıp bilimine büyük bir etkisi olabilir. Bilim insanları bazı nadir hastalıklarla çoklu genomlar arasında bağlar buldu. Öyle olunca şimdi daha yaygın hastalıklara ışık tutacak genetik farklılaşmalar da araştırılmaya başlıyor. Bütün bir genom dizilimini çıkarmanın maliyeti 20 yılda o kadar düştü ki (insana ait ilk genom dizilimi için tahmini 3 milyar dolardan şimdi birkaç bin dolara), doktorlar artık bazı hastaları için bu işlemi yapabiliyor. Fakat bu testler, yanak içinden al ınan bir örnekle vücudun tamamındaki hücrelerin genomunu öğrenebileceğimiz varsayımına dayanıyor. Gerçi bilim insanları bunun her zaman doğru olmadığının ipuçlarını 1900'lerin ortalarında bulmaya başlamışlardı. Örneğin 1953'te İngiliz bir kadının bağışladığı kan hem 0, hem de A grubuydu. Bilim insanları da kadının ana rahmindeyken kanının (ve genomunun) bir bölümünü ikiz kardeşinden aldığı sonucuna varmışlardı. "Kimeracılık" olarak anılmaya başlayan bu durum yıllar boyu ender bir koşul olarak kabul edildi. Ancak Amerikan Genetik Tıp Dergisi'nin Temmuz sayısında kimeracılığı değerlendiren Los Angeles Çocuk Hastanesi'nden çocuk doktoru Linda Randolph'un sözleriyle bu koşul, "sandığımızdan daha yaygın olabilir." Kadınlar çocuklarından da genom alabilmektedir. Bir bebek doğarken onun bazı hücreleri annede kalabiliyor ve değişik organlara geçip onların dokusu tarafından emilebiliyor. Randolph, "Gebelik geçiren her kadının bir kimera olması muhtemeldir" diyor. 1960'ta da araştırmacılar, bir lösemi çeşidinin mozayisizm'den (bir hücrenin bölünürken rastgele mutasyona uğraması ve bir kromozomun büyük bir parçasını bir diğerine taşıması) kaynaklandığını buldular. Kanserin belli hücrelerdeki mutasyonların bir sonucu olduğu fikri araştırmalarca da destekleniyor. Fakat kanserin ötesinde, mozayisizm vakalarının bu kadar yaygın olduğu bilinmiyordu. Science dergisinde mozayisizm ve hastal ıklar hakkında bir yazı yayınlayan Boston Çocuk Hasta nesi 'nden genet ikçi Christopher Walsh, "Bunu sistematik olarak değerlendirecek teknolojimiz yoktu" diyor. Fakat artık bilim insanları bu koşulların sağlığımız üstündeki etkilerini araştırmaya başlıyor. Genomlarımızın çokluğuyla yalnız tıbbi araştırmacılar ilgilenmiyor. DNA eşleşmesi yoluyla suçluları veya maktulleri belirlemeye çalışan adli tıpçılar da bir kişide birden fazla genom bulunma ihtimalinden dolayı yanılgıya düşmek istemiyor. Uzmanlar bu yanılgı riskinin gerçek olduğunu, ama bunun büyük bir sorun teşkil etmediğini belirtiyor. Rotterdam, Erasmus Üniversitesi'nden adli moleküler biyoloji profesörü Manfred Kayser, "Adli tıp için endişelenecek bir şey yok" diyor. Avusturya'da yapılan bir deneyde de bilim insanları, ilik nakli olan bir hastanın saçlarında vericiye ait genoma rastlamadılar. Müşterilerinin DNA testlerini anlamalarına yardım eden genetik danışmanları içinse genom çokluğu daha ciddi zorluklar çıkarabilir. Kan hücreleriyle yapılan DNA testleri başka organlardaki hastalığa yol açabilecek mutasyonları kaçırabilir. Pennsylvania Üniversitesi'nden genetikçi Nancy B. Spinger'in de dediği gibi, "Başka yerlerde ne olup bittiğini kesin olarak bilemeyiz". Gerçi bilim insanları farklı genomları araştırmanın yollarını geliştirdikçe ve onların hastalıklarla olan bağını öğrendikçe bu durum değişebilir. Fakat Lupski'nin sözleriyle, "Günlük hayatımızda bunun etkilerini görmek için daha zaman var." THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:07 Ekim 2013Yayınlanma Tarihi:09 Ekim 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.