

Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanları, bipolar bozukluğun doğru teşhisini kolaylaştıracak yeni bir yöntem geliştirdi. Bu yöntemde, çevrimiçi psikiyatrik değerlendirme ile birlikte uygulanan basit bir kan testi, hastalığın tespitinde umut vadediyor.
Bipolar bozukluk (eski adıyla manik depresyon), kişinin depresyon ve mani dönemleri yaşadığı bir ruhsal bozukluktur. Dünya genelinde yaklaşık 80 milyon kişiyi etkileyen bu hastalık, özellikle sadece depresyon belirtileriyle başvuran kişilerde, çoğunlukla majör depresif bozuklukla karıştırılabiliyor. Bu da yanlış tedaviye, hatta daha ciddi atakların tetiklenmesine neden olabiliyor.
Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu soruna çözüm sunabilecek yeni bir yaklaşım geliştirdi. Geliştirilen yöntem, hastaların ruh sağlığına dair çevrimiçi olarak doldurdukları kapsamlı bir değerlendirme formuyla birlikte uygulanan kan testi sayesinde daha doğru bir teşhis imkânı sunuyor. Araştırmanın sonuçları JAMA Psychiatry dergisinde yayımlandı.
Araştırmanın başyazarı Dr. Jakub Tomasik, klasik psikiyatrik değerlendirmelerin hâlen en etkili tanı yöntemi olduğunu vurgularken, basit bir kan testi ile tanı sürecinin hızlandırılabileceğine dikkat çekiyor. Çalışmaya göre; bu biyobelirteç testi, tek başına bipolar bozukluğu olan hastaların %30’una tanı koyabiliyor. Ancak çevrimiçi değerlendirme ile birleştirildiğinde tanı başarısı daha da artıyor.
Profesör Sabine Bahn ise yanlış tanının yaratabileceği risklere dikkat çekiyor: "Bipolar bozukluğu olan birine yalnızca antidepresan verilmesi, manik atakları tetikleyebilir. Bu nedenle doğru tanı hayati önem taşır."
2018-2020 yılları arasında İngiltere’de yürütülen “Delta” çalışması kapsamında 3.000'den fazla kişi çevrimiçi ruh sağlığı değerlendirmesini tamamladı. Ardından 1.000 kişi basit bir parmak delme yöntemiyle kan örneği gönderdi. Kütle spektrometrisiyle analiz edilen örneklerden elde edilen veriler ışığında, 241 kişi çalışmaya dahil edildi.
Analizler, özellikle manik semptomlarla ilişkili metabolitlerin varlığını ortaya koydu. Üstelik elde edilen bulgular, bir yıl boyunca takip edilen ve sonradan bipolar bozukluk ya da majör depresif bozukluk tanısı alan farklı bir hasta grubunda da doğrulandı.
Dr. Tomasik’e göre bu çalışma, ruhsal hastalıkların da biyolojik temellere dayandığını gözler önüne seriyor: "Bazı hastalar kan testini tercih etti çünkü sonuçlar objektifti. Bu hastalık yalnızca zihinde değil, bedenle de ilgilidir."
Profesör Bahn ise testin potansiyelinin sadece tanı ile sınırlı olmadığını belirtiyor: "Bu biyobelirteçler, aynı zamanda yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine de kapı aralayabilir."
Çalışma için Cambridge Üniversitesi'nin ticarileştirme birimi olan Cambridge Enterprise tarafından patent başvurusu yapılırken, araştırma Stanley Tıbbi Araştırma Enstitüsü ve Psyomics tarafından desteklendi.
1. Bipolar bozukluk nedir?
Bipolar bozukluk, kişinin ruh halinde aşırı uçlar arasında dalgalanmalar yaşadığı bir psikiyatrik hastalıktır. Kişi dönem dönem manik (taşkın, enerjik) ve depresif (çökkün, isteksiz) ataklar geçirir.
2. Bipolar bozuklukla depresyon arasındaki fark nedir?
Depresyon yalnızca çökkünlük dönemleriyle seyreden bir durumken, bipolar bozuklukta depresyona ek olarak manik ya da hipomanik (daha hafif taşkınlık) dönemler de görülür. Bu farklılık tedavi yaklaşımını da değiştirir.
3. Bipolar bozukluk kalıcı mıdır?
Evet, genellikle kronik bir hastalıktır. Ancak düzenli ilaç tedavisi, psikoterapi ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle kontrol altına alınabilir ve kişi sağlıklı bir yaşam sürebilir.
4. Mani ve hipomani nedir?
Mani, kişinin olağan dışı enerjik, coşkulu, öforik ya da tahammülsüz olduğu bir dönemdir. Kimi zaman riskli davranışlar gözlenir. Hipomani, daha hafif belirtilerle seyreder ve işlevselliği mani kadar bozmaz.
5. Bipolar bozukluk genetik midir?
Evet, genetik bir yatkınlık söz konusudur. Ailede bipolar bozukluk öyküsü olan bireylerde risk artar, ancak çevresel ve psikososyal etkenler de hastalığın gelişiminde rol oynar.
6. Bipolar bozukluğu olan biri çalışabilir veya evlenebilir mi?
Evet. Doğru tedavi ve destekle kişiler iş, aile ve sosyal yaşamlarını sürdürebilir. Hastalık kontrol altındaysa sağlıklı ilişkiler kurmak mümkündür.
7. Tedavide hangi yöntemler kullanılır?
İlaç tedavisi: Ruh hali dengeleyiciler (örn. lityum), antipsikotikler ve bazı antidepresanlar.
Psikoterapi: Özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve aile terapileri.
Yaşam tarzı: Uyku düzeni, stres yönetimi ve madde kullanımından kaçınma önemlidir.
8. Bipolar bozuklukta intihar riski var mıdır?
Evet, özellikle depresif dönemlerde intihar riski yüksektir. Bu nedenle yakın takip ve erken müdahale büyük önem taşır.
9. Tanı nasıl konur?
Tanı, psikiyatrik değerlendirme ile konur. Yeni araştırmalar, biyobelirteç içeren kan testlerinin de bu sürece destek olabileceğini göstermektedir.
10. Bipolar bozukluk tedavisinde ilaçlar bağımlılık yapar mı?
Hayır. Ruh hali dengeleyiciler ve antipsikotikler bağımlılık yapmaz. Ancak ilaçların düzenli kullanımı ve doktor kontrolü şarttır.
https://www.sciencedaily.com/releases/2023/10/231025162958.htm
Paylaş