KANSERE KARŞI BOLCA DOMATES

Formsante

Kanser başta olmak üzere, kalp-damar hastalarını önlemede önemli bir rol oynuyor, kötü huylu kolesterolü düşürüyor, cildi güzelleştiriyor, kanın akışkanlığı artıyor. Yani vücudumuzun hayati birçok fonksiyonunu sağlıklı şekilde yerine getirmesi için her gün domates yemekte büyük fayda var.

Domates, çiğ ya da pişmiş farketmez her öğün yenebilen bir sebze. Neredeyse yapılan her yemeğe de yakışan bir özelliği var. Yaz aylarında bolluğundan geçilmeyen domatesin yararlarını sıralamak gerekirse, kanser başta olmak üzere birçok hastalığa iyi geliyor. Cildi güzelleştiriyor. Gözü koruyor. Kanın akışkanlığını artıyor. Bu nedenle de gün içeriğinde sürekli masa başında oturan ve hareketsiz bir yaşamı olanların çok tüketmelerinde fayda var.

Domates aynı zamanda mide, dalak ve karaciğerin çalışmasını da kolaylaştırıyor. İçeriğindeki zengin A ve C vitamini sayesinde günlük ihtiyacın büyük bir bölümünü taze çiğden domates yiyerek karşılanabilir. Ayrıca potasyum bakımından da zengin bir içeriğe sahip.

Domatesin bu kadar yararlı olmasının sırrı ise, içeriğindeki likopen maddesi. Likopen, sebze ve meyvelerde olan bir karoten ve en çok da domateste bulunuyor. Domatese kırmızı rengini veren de likopen maddesidir. Bunun dışında önemli de bir antioksidan. Yani hücreleri, serbest radikallerin vermiş olduğu zararlara karşı koruyor. Bunun yanı sıra hücreler arasındaki bağları güçlendiriyor ve hücre metabolizmasını geliştiriyor.

Likopen'in adını kanser araştırmalarında da sıklıkla duyuyoruz. Özellikle prostat kanseri, sindirim sistemi, göğüs kanseri ve akciğer kanserini önlemede etkili olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Amerika'da yetişkin erkekler üzerinde yapılan bir araştırmada, taze domates tüketenlerde prostat kanseri riskinin, hiç tüketmeyenlere oranla yüksek oranda azaldığı gözlemlenmiş.

Likopen, kalp-damar hastalıklarının önlenmesinde de etkin bir rol oynuyor. Zararlı kolesterol (LDL), serbest radikaller tarafından okside edilmedikçe damar çeperine yapışıp damar sertliği yapmaz. Likopen, antioksidan etkisiyle kötü huylu kolesterolün okside olmasını önler. Avrupa'da yapılan bilimsel araştırmalarda domates tüketimi yüksek olan kimselerde kalp-damar hastalıklarının daha düşük olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Domates tüketiminin çok yüksek olduğu Akdeniz bölgesinde (İspanya, İtalya, Güney Fransa, Yunanistan ) kalp hastalıkları Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerine göre çok daha az.

Amerika da Kentucky üniversitesinde 75 yaş üzeri kadınlar üzerinde yapılan bir bilimsel araştırmada; kalp-damar hastalıkları, kanser çeşitlerini önleme etkileri yanında, yaşlanma belirtilerini de geciktirdiği ortaya çıkmıştır. Domates çok tüketen kadınların, tüketmeyenlere karşılık daha sağlıklı ve dinç olduklarını göstermiştir. Kas ve eklem hastalıklarının daha az görüldüğü tespit edilmiştir.

Biraz geriye gidersek, mutfaklarımızdan hiç eksik etmediğimiz domatesin tarihi 16. yüzyıla kadar uzanıyor. İlk zamanlar pişirilerek yenirken, 18. yy.da ilk defa çiğ yenilmiş. Bu sayede de domatesin ünü bugünlere kadar gelmiş.

Dünya mutfağında da adına sıklıkla rastladığımız domates, özellikle Türk mutfağının vazgeçilmez malzemelerinden biri. Hemen hemen her yemeğe koyuyoruz, her öğün yiyebiliyoruz... Sabah kahvaltısında söğüs şeklinde doğrayarak yediğimiz, çorbasını, salatasını, dolmasını, mezesini hatta reçelini yaptığımız, türlü malzemelerle karıştırarak makarnalara ve birçok yemeğe sos olarak koyduğumuz, kaynatıp salçasını yaptığımız, kimi zaman suyunu sıkıp içtiğimiz bir sebze.

Domates ayrıca, düşük kalorisi ve doyurucu etkisi nedeniyle de özellikle diyet yapanların mönülerinde sıklıkla yer alıyor. Sabah, öğle, akşam farketmez, her öğün sınırsız yenebilen yiyeceklerden.

Satın alırken ise, öncelikle yaz aylarında almaya özen gösterin. Çünkü kışın seralarda yetiştiren ve kızarması için hormon eklenen domateslerin, doğal olanı gibi yararlı olduklarını söyleyemeyiz. Unutmayın, her şeyi mevsiminde yediğiniz takdirde yararlı. Bu nedenle kışın illa bu tadı arıyorsanız da, marketlerde konservesi satılan doğramış domatesler ya da salçalar yerine, içine hiçbir katkı maddesi eklenmeden yapılan salçaları ya da kurutulmuş olanlarını tercih etmenizde fayda var.

Domatesin daha önce belirtildiği gibi suyunu da sıkıp içebilirsiniz. Sıcak yaz günlerinde aynı şeyleri içmekten sıkıldıysanız, domates suyu değişik bir lezzet olabilir. Ancak kolaya kaçıp hazır satılanlarını almak yerine evde kendiniz hazırlamalısınız.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:08 Ağustos 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.