HER YÖNÜYLE PANİK ATAK

NP Grup

Ani olarak ortaya çıkan endişe ve korku nöbeti olarak bilinen hastalık, tedavi edilmediğinde tehlikeli olabiliyor. Kadınlarda görülme sıklığı günden güne artan panik atağın bilinmeyen yönlerini sizler için araştırdık.

Uzmanlarımız anlatıyor:

Panik atak, beklenmeden ortaya çıkan, günde birkaç nöbet ile yılda birkaç nöbet arasında değişiklik gösteren, psikolojik ve fiziksel hastalıklarda ortaya çıkabilen yoğun korku, kaygı ve endişe karışımı bir nöbettir. Panik nöbetler herhangi bir olaya bağlı heyecanlanma, fiziksel egzersiz, cinsel etkinlik ya da duygusal bir travma sonucu ortaya çıkabildiği gibi, hiçbir sebep olmaksızın ilk panik nöbet kendiliğinden de ortaya çıkabilir. Panik nöbetler kişinin iş, sosyal ve özel yaşamındaki uyumunu bozduğunda ve çok sık tekrarladığında hastalık başlamış demektir. Bu hastalığın temelinde ölüm korkusu vardır.

Sosyal yaşamınızı nasıl etkiler?

Panik nöbetleri, yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşamanıza sebep olur ve her an kötü bir şey olacağını ya da sonunuzun geldiğini, hatta öleceğinizi hissedersiniz. Kendinizi kontrol edemeyeceğiniz, aklınızı yitirebileceğiniz ve ölebileceğiniz tarzında aşırı korku ve endişelerle, evden dışarı çıkamaz hale gelebilir, yalnız kalmak istemeyebilir ya da kalabalık ortamlardan kaçarak içe kapanabilirsiniz. Arkadaş ve aile ilişkileriniz de kimsenin sizi anlamadığı düşüncesi ile bozulabilir.

Eğer panik atak yaşıyorsanız, iç dünyanızda da birtakım çatışmalar yaşarsınız. Yapmak istedikleriniz ile yapmak zorunda olduklarınız arasında bir denge kuramamışsınızdır. İstemediğiniz halde yapmak zorunda olduklarınız, içinden çıkamadığınız ve gelecekle ilgili aşırı kaygı ve korkular duyduğunuz ve bu duygularla baş edemediğiniz için vücudunuz da bu duruma fiziksel olarak tepki verir. Baş etme güçlüğü yaşadığınız duygulardan kendinizi bir şekilde korumaya çalışırsınız. Sorunla yüzleşmekten ve baş etmekten kaçınmaya çalışırsınız.

Zaten panik atak rahatsızlığınız varsa, yaşadıklarınızın temelinde tamamen fiziksel sorunlar olduğuna kendinizi inandırır, psikolojik kaynaklı olduğunu kabul etmezsiniz ve doktorların da sizi anlamadığını düşünebilirsiniz. Yakınlarınız da sizin bu durumunuzu ya çok önemseyebilir ve olayın pekişmesine sebep olabilir ya da önemsemeyerek kendinizi yalnız ve çaresiz hissetmenize ve daha çok içe kapanmanıza yol açabilirler.

Panik atak kadınlarda daha sık görülür

Panik atak genellikle 18–25 yaş arasında başlar ve nöbetler genellikle 5 ile 45 dakika kadar sürer. Bu nöbetlerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Yapılan araştırmaların yanı sıra, panik atak nöbeti geçiren ve bu sorunla ilgili uzmanlara başvuran kişilere bakıldığında, kadınların erkeklerden daha fazla panik atak rahatsızlığı yaşadığı söylenebilir.

Peki, neden kadınlarda daha sık görülüyor acaba? Tabii bunun birkaç sebebi olabilir. Toplumun kadına yüklediği sorumluluğun ve kadından beklentilerinin daha yüksek olduğunu biliyoruz. Bu durumda kadın stres yaşıyor ve stresini atacağı ortamlar bulamıyor. Zorunlulukları daha fazla olan kadın, iç dünyasında çatışmalar yaşıyor. Bir tarafta kendi istekleri, bir tarafta toplumun ondan bekledikleri. Kadın olarak siz, kendi isteklerinizi genelde ikinci plana erteliyor olabilirsiniz. Çocuklarınızın, eşinizin bakımı, evinizin sorumlulukları ve bir de iş yaşamınız varsa, sorumluluklarınız kaygı ve endişelerinizin artmasına sebep olabilir. Buna ek olarak eşinizden beklediklerinizi bulamama ve ilgisiz bir eş bu durumu daha da tetikleyebilir.

Bu sorunun oluşmasında kişilik özellikleriniz de önemli rol oynayabilir, çünkü mükemmeliyetçi, hassas, alıngan, telaşlı, güvensiz, her şeyi kafasına takan ve bağımlı kişilerde panik atağın görülme olasılığı daha fazladır. Kendini baskı altında hisseden ve engellenmiş kişilerde daha sık ortaya çıkar.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:24 Eylül 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.