

Yeni araştırmalar, yunusların sonar kullanarak yön bulma yetilerinin görmeye değil, dokunma hissine daha çok benzediğini ortaya koyuyor.
Yunuslar denizde sonar ışınlarıyla yol alırken tıpkı karanlıkta düşürdüğümüz anahtarı ellerimizle arar gibi hissederek yönlerini buluyor olabilir. Yeni bir çalışma, yunusların ekolokasyon sisteminin görsel değil, dokunsal temelli çalıştığını öne sürüyor. Bu bulgular, PLOS ONE adlı akademik dergide yayımlanan çığır açıcı bir araştırmaya dayanıyor.
Ekolokasyon çoğu zaman “sesle görmek” olarak tanımlanır. Ancak Florida New College’dan sinirbilimciler, yunusların beyninin bu sesleri görsel kortekste değil, daha çok beyincik (cerebellum) ve işitsel merkezler arasında işlediğini ortaya koydu. Bu da, ekolokasyonun görsel değil, hareketle bağlantılı dokunsal bir deneyim olduğunu gösteriyor.
Araştırma ekibi, ekolokasyon yapan üç yunus türünün korunmuş beyinlerini, ekolokasyon yapmayan bir sei balinasının beyniyle karşılaştırdı. Sonuçlar, önceki Rus araştırmalarının aksine, görsel kortekste sıra dışı bir etkinlik olmadığını, inferior colliculus ve beyincik arasında güçlü bir bağlantı olduğunu gösterdi.
“Yunuslarda ekolokasyon, hareket ve duyusal geri bildirim arasında sürekli bir döngü yaratıyor. Bu, insanda dokunmaya çok benzer,” diyor çalışmanın başyazarı Peter Cook.
-İnsan gözü bir anda 180 dereceyi algılayabilirken,
-Yunuslar sonar ışınlarını dar bir alana göndererek çevreyi tarar.
-Bu dar alan, bir insanın karanlıkta elleriyle nesne aramasına benzer.
-Her hareket, yeni bir geri bildirim yaratır ve bu geri bildirim, sonraki hareketi belirler.
-Ekolokasyonun beynin hangi bölgesinde işlendiği anlaşılıyor
-Deniz memelilerinin yön bulma yetilerinin insan algısından çok farklı olabileceği vurgulanıyor
-Hayvanların duyu sistemleri hakkında yeni bir paradigma sunuyor
Yunuslar nasıl ekolokasyon yapar?
Yunuslar, çıkardıkları tıklama seslerinin çevredeki nesnelere çarpıp geri dönmesiyle oluşan yankıları analiz ederek çevreyi algılar.
Ekolokasyon “görmek” mi yoksa “duymak” mı?
Yeni araştırmalara göre bu, görmeden çok “dokunmaya” benziyor. Ses dalgalarıyla çevreyi hissediyorlar.
İnsanlar da ekolokasyon yapabilir mi?
Evet, görme engelli bazı bireyler bu yetiyi öğrenebilir. Ancak insanların bu işlevi daha çok görsel kortekslerinde işlediği görülür.
Bu araştırma yunusların zekâsını nasıl etkiliyor?
Yunusların beyin yapıları, çevresel değişikliklere hızlı tepki verebilmek için evrimleşmiş olabilir. Bu da onların oldukça gelişmiş bir duyusal-motor sistemine sahip olduklarını gösterir.
Bu çalışma, sadece yunusların değil, genel olarak hayvanların çevreyle kurduğu ilişkiyi anlamamız açısından önemli bir kapı aralıyor. Her canlının algısı, kendi evrimsel yolculuğunun bir yansıması. Yunuslar, sesle görmüyor; sesle dokunuyor olabilir.
İstersen bu içeriği bir blog yazısına, sosyal medya postuna veya video anlatımına da dönüştürebilirim. Hazır formatta bir paylaşım paketi istersen sadece belirtmen yeterli.
scientificamerican.com'dan çevrilip derlenmiştir....
Paylaş