Yunanistan sürekli karamsar

Yunanistan - Burası Atina'dan arabayla i ki saat güneyde, Levidi köyü yakınında tarım yapılan bir ova. Ve burada kendine bir hayat kuran Gregoris Skuros ev haline getirdiği kargo konteynerinden çıkıyor.

Yunanistan - Burası Atina'dan arabayla i ki saat güneyde, Levidi köyü yakınında tarım yapılan bir ova. Ve burada kendine bir hayat kuran Gregoris Skuros ev haline getirdiği kargo konteynerinden çıkıyor.

Ziyaretçilerden biri herkesin aklındaki soruyu (Yunanistan'ın euro bölgesindeki geleceği) gündeme getirince dudaklarını uzun bir süre buruşturuyor ve ondan sonra konuşmaya başlıyor. 54 yaşındaki Skuros, "Sorun artık euroda kalıp kalmayacağımızla ilgili bir sorun olmaktan çıktı. Sorun, Yunanistan'ın düzelip düzelemeyeceği sorunudur" diyor. Yunanistan'a bir can simidi daha atılsa bile birçok vatandaşın kafası net. Onlara göre artık bir şey fark etmeyecek. Hayat pahalılığı artarken Yunan liderler büyümeyi engelleyen, bürokrasi ve rüşvet dâhil, kökleşmiş sorunları çözmek için neredeyse hiçbir çaba göstermiyor. Ülkedeki başlıca problem olarak bunu gören Skuros, "Yunanistan'ın sorunları o kadar çok ki, çözmek için hem bir Marshall Planı, hem de devletin her işini dışarıdan denetleyecek ve gerçekten bir değişim var mı diye insanları takip edecek müfettişler gerek" diyor. Bu arada, krizin beşinci yılına giren Yunan ekonomisi son aylarda iyice yavaşladı. İkinci çeyrekteki küçülme yüzde 6.2'yi bulurken bu yıl ekonominin yaklaşık yüzde 7 daralması bekleniyor. Bu oran daha birkaç ay önce uluslararası kreditörler troikasının, yani İMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu'nun açıkladığı yüzde 4.2'lik tahminden çok daha vahim. İşsizlik de geçen ay yüzde 23.6'ya yükseldi. Başbakan Antonis Samaras son olarak doktorlar, itfaiyeciler ve emniyet güçlerinin büyük bir bölümü dâhil, memur ve emekli maaşlarını daha da kesmeyi önerince Yunanlar bir kez daha sokaklara döküldü. Yunan ekonomisinin rekabet gücünü artırmak ve yabancı yatırımcıyı çekmek için çok az çaba gösterildiği yolunda eleştiriler var. Troika da şişmiş kamu sektörünü hafifletmek; israf, verimsizlik ve rüşvetle mücadele etmek; ülkede girişimciliği boğan yüksek bürokratik duvarları indirmek için hükümetin daha cesur adımlar atması gerektiğinde ısrar ediyor. Skuros bu eleştirilere katılıyor. Ona göre köklü değişimler yapılmazsa Yunanistan daha uzun yıllar Avrupa'nın gözetiminde kalmaya mahkûm. Skuros, Arkadya bölgesindeki bu geniş ovaya 2010'da taşınarak bir salyangoz çiftliği kurmak istemiş. Paradan tasarruf e tmek için de satın aldığı küçük arsaya ev yapmak yerine bir treylerle birleştirdiği bir konteyner kondurmuş. Yani Skuros, büyük şehirlerde iş ve ticaret fırsatları kurudukça t aşraya d önen ves ayıları giderek kabaran şehirli Yunanlardan biri. Fakat daha işin başından itibaren engellerle karşılaşmış. Bankalar ona kredi verip riske girmek istememiş. İş ruhsatı alabilmek için de 18 ay uğraşmak zorunda kalmış ve bu arada zaman zaman işinin görülmesi için rüşvet istekleriyle karşılaşmış. Skuros yolsuzluk ve kayırmacılığın Yunan taşrasında bile belirgin olduğunu söylüyor. Örneğin, yazları memurluk yaptığı devlet kurumunda çalışmak yerine domates tarlalarıyla ilgilenen bir adamdan söz ediyor. Skuros'un aktardığına göre bu adam domatesçilikten yılda 25 bin euro kazanıyor ve vergi vermemek için bunun çoğunu nakit tahsil ediyormuş. Üstelik yerel vergi memuru da arkadaşıymış, dolayısıyla, diyor Skuros, "adamdan eksiksiz vergi alınmaması doğal. Bu arada adam hem tarlada çalışıyor, hem de gitmediği devlet işinden maaşını almaya devam ediyor". Skuros, Yunan toplumunun en temel işlevlerine bile sirayet eden yolsuzluk ve rüşvet kültürünün aşılıp aşılamayacağından, Samaras hükümeti nin bunu başar ıp başaramayacağından emin değil. Skuros'un dediğine göre Yunanistan'ın başbakanı şu an kendi ülkesindeki seçmenlere değil, uluslararası topluma kilitlenmiş durumda. Bir başka deyişle, kredi troikasını teskin ve ikna edecek, ve Yunanistan'a uluslararası itibarını uzun uğraşlar sonucunda iade edecek bir kemer sıkma planı hazırlamaya çalışıyor. Skuros henüz ne ihracat yapabildiğini, ne de kâra geçebildiğini ifade ediyor. Kendi kendine, "Acaba şu gidişatı değiştirebilecek miyiz?" diye soruyor. "Bunun için belki de bir devrim gerecek" diye ekliyor. THE NEW YORK TIMES