Yaşam biçimini tehdit ediyor

Fransız Alpleri'nin güneyindeki sık çayırların yükseklerinde, doğa ile insanın, kurt ile kuzunun modern meseli, oluk oluk kanla yazılıyor.

Fransız Alpleri'nin güneyindeki sık çayırların yükseklerinde, doğa ile insanın, kurt ile kuzunun modern meseli, oluk oluk kanla yazılıyor.

alplerFransa'da bir araya gelen çobanlarla çiftçiler, devletin de teşvikiyle, 1930'a kadar bozkurdu soyu tükenene dek avlamıştı. Gelgelelim yarım asır içinde Avrupa çapında koruma altına alınan bir tür haline gelen kurtlar, ilk kez 1992'de İtalya'dan Fransa'ya yeniden giriş yaptı. Ve hayvan koruyucuları ile Avrupalı yetkilileri heyecanlandıracak şekilde hızla çoğaldı. Ancak bölgedeki çobanlara göre bu başarılarının arkasında, kolayca avlayabildikleri küçükbaş hayvanlar var. Kurtlar burada muazzam sayıda koyunu katlediyor. Resmi istatistiklere göre bu sayı son beş yılda en az 20 bini buldu. Hükümet kurt saldırılarını durdurma çabasına on milyonlarca euro harcadı ama hepsi boşa gitti ve çobanlar kurtları giderek daha çok varoluşlarına tehdit ilan eder oldu. Son yıllarda en az bin koyununu kaybeden 47 yaşındaki Bernard Bruno, "Çobanlık mesleğini yok ediyorlar" diye yakınıyor. Burada sürüsüyle baş başa 25 yaz geçirmiş. "Kurdun geri dönüşü, çevre korumada ilerlemeyi sembolize ediyor olabilir. Ama kalan son doğal ve ekolojik tarzda hayvancılığı tehlikeye atıyor" diye ekliyor. Bruno'nun pastoral yaklaşımı (son on yıllarda sayıları keskin biçimde azalsa da, hâlâ 60 bin çiftçi tarafından tatbik ediliyor) sürdürülebilir tarım modeli olarak çevreciler, hükümet ve Avrupa Birliği tarafından destekleniyor. Yine de hükümet istatistiklerine göre, ortalama bir çoban, yılı asgari ücret civarında bir gelirle tamamlıyor. Bruno, "Bana sorarsanız, bugün 'çevrecilikten' bahsedildiğinde, şehirlilere hitap eden bir şey kast ediliyor. Ayı, kurt, biraz yaban olan doğa hakkında atıp tutmaya başladın mı, herkesi rüyalar alemine gönderirsin" diyor. Fransa'nın 250'yi bulan kurt nüfusu, Avrupa'nın en kalabalığı sayılmasa da, muhtemelen en yırtıcısı. Burada ıssız yaban hayatından söz edilebilecek çok az yer var ve kurda en uyan doğal ortam olan ülkenin engebeli yaylalarının çoğu çiftçiler ve hayvanları tarafından işgal edilmiş durumda. Avrupa Komisyonu'nun çevreden sorumlu üyesinin sözcüsü Joe Hennon, "Avrupa Birliği, Kuzey ve Batı Avrupa'ya kurdun geri dönüşünü, son 40-50 yılın başarı hikâyelerinden biri addediyor" diyor. Buna rağmen, kurdun hayvancılığa tesirinin "göze batan bir sorun haline geldiğini" teslim ediyor. Fransız yetkililer, çobanların hayvan kayıplarını tazmin ve artık sürülerin çoğunluğunun peşine koşulan iri kıyım Pyrenees çoban köpeklerini sübvanse etmek için her yıl milyonlarca euro harcıyor. Hayvan koruma örgütlerinin protestolarına rağmen hükümet, resmi dilde "numune alma" denen, az sayıda kurdun ateşli silahla öldürülmesi programlarını da yürütüyor. Ama hiçbiri işe yaramadı. Koyun ve keçi kayıpları, son beş yılda iki katına çıktı ve 2012'de 6 bine yaklaştı. Çobanlar ellerinden geleni yapıyor. Çoğu, sağı solu belli olmayan çoban köpeklerini, uzun mesafe yürüyüşçülerine saldırabileceklerine dair endişelere rağmen, kabullendi. Bazı çobanlar otlaklarda hayvanlarının başında uyuyor. Pek çok çoban, baktıkları hayvanların hepsinin gelecek yılın sürüsüne doğum yapacak kadar hayatta kalmayacağını bildiğinden, dişi koyunlarından bazısını kesiyor ve satıyor. Koyunlarını La Bollène- Vésubie'nin yukarısındaki yamaçlarda otlatan Denis ve Eliane Rogeri, sürüdeki hayvan sayısını binden 750'ye indirdi, daha fazla çoban tuttu ve beş çoban köpeği aldı. Kışın koyunları evlerinin yanındaki çiftlik binasına kapatıyorlar. 1994'ten beri kurt saldırılarına bin 500 baş hayvan kaptırdıklarını tahmin ediyorlar, ama artık titizlikle saymayı bırakmışlar. "Aksi takdirde burada hâlâ ne işimiz olduğunu sorgulardık" diyor 51 yaşındaki Bayan Rogeri. Devlet Rogeri çiftine geçen yıl yaklaşık 30 koyun için tazminat ödemiş: Kuzu başına 90 euro, dişi koyun başına 160 euro ve mevsimin ilk birkaç saldırısı için birkaç yüz euroluk "stres ikramiyesi". Ama ne çiftin bu yaz koyunlarını daha güvenli bir otlağa kamyonla nakletmek için ödediği 6 bin 600 dolar ne çoban köpeklerinin beslenme masrafı ne de geçen yıl düşük yapan 50 dişi koyunun kaybı bu kapsama giriyor. Çobanlar, maddi sıkıntılar yetmezmiş gibi, kurtlar yüzünden çobanlık ritüellerinin de dönüşümden geçip yorgunluktan tüketen bir hal aldığını belirtiyor. Isabelle Feynerol, Akdeniz'e 20 kilometre mesafedeki Canaux'da bulunan çiftlik evinin karşısındaki dağlık bölgeye her gün tırmanıyor. Préalpes koyunları yetiştiren 49 yaşındaki Feynerol, bu fiziksel egzersiz ve çaresizlik hissinin kendisini tükettiğini söylüyor. Başlarda yılda 15 koyunluk kayba uğruyormuş, ama artık geceleri sürüyü bir ek binaya kapatıyor. "Daha fazla ne yapabileceğimi bilmiyorum. Ve kimsenin bir çözüm bulduğu yok" diyor Feynerol. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:20 Eylül 2013Yayınlanma Tarihi:22 Eylül 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.