

Uçmak yoğun enerji gerektirir. Bir yarasa bir günde karada yaşayan aynı büyüklükteki bir memeliden yirmi misli enerji sarf eder. İlk yarasalar uçabilmek için metabolizmalarını çok daha hızlı çalışacak hale getirmek zorunda kaldı.
Bu şekilde oksijen sarfiyatı da önemli ölçüde arttı ki, yeni bir sorunu beraberinde getirdi. Beden ne kadar çok oksijen tüketirse o kadar çok serbest radikal oluşur. Bu bileşimler kalıtıma zarar verdiği için mümkün olduğunca hızlı bir şekilde zararsız hale getirilmesi gerekir. Modern yarasaların ataları, 88 milyon yıl önce uçmak için gerekli olan bedensel değişimleri yerine getirirken bunu gerçekleştirdiler.
Değişimler DNA’nın onarımından ve hastalık etkenlerine karşı savunmadan sorumlu olan genlerde yapılmış. Bu da yarasaların tehlikeli virüsler taşımalarına rağmen niçin hastalanmadıklarını açıklıyor. Hatta kuduz virüsüne bile birçok memeliden daha fazla dayanıklılar. Ayrıca yarasalar oldukça yavaş yaşlanıyorlar ki bu da daha iyi DNA onarımının bir sonucudur. Avustralya’daki CSIRO Araştırma Enstitüsü bilim insanı Christopher Cowled, yarasanın bağışıklık sistemi, yeni terapilerin geliştirilmesinde bir model oluşturabilir diyor. İnsanın bağışıklık sistemi, yarasanınki gibi reaksiyon gösterecek hale getirilebilirse, belli başlı enfeksiyon hastalıklarına yakalanmış insanların hayatta kalma şansı artabilir deniyor New Scientist dergisinde.
CUMHURİYET BİLİM TEKNOLOJİ EKİPaylaş