Uçak gürültüsüyle yaşanır mı?

Evlerin üstünden daha sık uçak geçmesi ve tenise gayet uzak bir atmosfer oluşması. Siz olsanız uçak gürültüsüyle yaşar mıydınız?

Evlerin üstünden daha sık uçak geçmesi ve tenise gayet uzak bir atmosfer oluşması. Siz olsanız uçak gürültüsüyle yaşar mıydınız?

ucakgurultuNew York'ta düzenlenen ve 9 Eylül'e kadar sürecek olan ABD Açık Tenis Turnuvası'ndaki ilk servisten önce bile bazı isimleri anmak gerekiyordu. Örneğin 32 yaşında olan ve bazıları tarafından emekliliğe hazır olduğu düşünülen, belki de tüm zamanların en iyi oyuncusu Roger Federer. 20 yıl önce aramızdan ayrılan ve adı turnuva stadına verilen eski şampiyonlardan Arthur Ashe. Ve elbette ki, stada komşu olanların yakından bileceği "Tennis Climb." Aslında sonuncunun adı "Flushing Climb" idi ve yirmi yıldan uzun bir süre önce, uçakların gürültüsünü turnuvanın sessizliğinden uzak tutmak için LaGuardia Havaalanı'nın yakınında kurulan bir kalkış rotasıydı. Fakat rota sonradan Tennis Climb olarak değiştirildi. Bu yeni rota daha dar bir hat oluşturuyor ve yine Queens bölgesinde, 20 kilometre kadar güneyde yer alan John F. Kennedy Uluslararası Havalaanı'yla hava trafiğini yıl boyunca daha iyi koordine etmek için kullanılıyor. The New York Times'da daha önce de bildirildiği üzere hattın daraltılması demek, aynı evlerin üstünden daha sık uçak geçmesi ve tenise gayet uzak bir atmosfer oluşması demekti. Queens'te Sessiz Hava adlı bir grup oluşturan bölge sakini Janet McEneaney, "Kendi oturma odanızda bile biriyle konuşamıyorsunuz. Televizyonu duyamıyorsunuz" diyor. Üstelik bundan daha ciddi endişeler de var. Havacılık danışmanı Henry Young, uçak gürültüsüne eskiden daha çok işitme kaybına yol açabilecek bir konu olarak yaklaşıldığını ancak şimdi yüksek tansiyon ve stres gibi sorunların öne çıktığını belirtiyor. Young, "Gürültü az olunca insanlar uyuyabiliyor, öğrenciler daha yüksek not alıyor, evler daha çok para ediyor" diyor. "Sessizliğin Peşinde: Gürültülü Bir Dünyada Kulak Kabartmak" kitabının yazarı George Prochnick, 2009 tarihli bir araştırmayı hatırlatıyor ve "kalkıp inen uçakların uyurken bile kan basıncında oynamaya neden olduğunu, nabzı yükseltip damarların büzülmesine ve stres hormonu salgılanmasına yol açtığını" belirtiyor. Aslında sorun yalnızca New York'la, hatta havaalanlarıyla bile sınırlı değil. The New York Times'da da bir yazı yazan Prochnick, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre gürültü kaynaklı hastalıkların Batı Avrupalılarda yılda bir milyondan fazla insanın sağlığına mal olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca gün içindeki beyaz gürültünün, bedensel zararın ötesinde, düşünmek gibi temel bir faaliyeti de tehdit ettiğini belirtiyor. Bu konuda Prochnick, Newfoundland'daki bir radyo programından bir hikaye aktarıyor: "Programı arayanlardan biri, birkaç evi olan ve araç trafiği neredeyse olmayan bir köyde yaşıyordu. Ailece oturma odasında otururlarken bir akşam aniden elektrik kesilmiş. Hepsi aynı anda rahat bir nefes almış. Çevrelerindeki birçok elektronik alet (buzdolabı, bilgisayarlar, jeneratör, lambalar, ev eğlence sistemleri ve bunların yarattığı yapay uğultu) ansızın durmuş. Ses kesilene kadar kimse bunların gürültüsünü fark etmiyormuş. Tüm aile üyelerinin zihinsel enerjileri farkında olmadan bu seslerle dağılıyor ve harcanıyormuş." Tennis Climb sayesinde New York'taki oyuncuların turnuvada atış yaparken zihinsel enerjileri dağılmıyor. Fakat bu ne kadar sürebilir? Sessizliğin diğer kalesi olan golfte yaşananları bir düşünün. The New York Times'ın haberine göre, bir oyuncunun vuruşu sonrasında destekçilerin "İşte adamım!" ya da "Patates püresi!" gibi anlaşılmaz nidalarla sessizliği bölmeleri giderek alışkanlık oldu. Bazı profesyoneller buna kızıyor, bazılarıysa sessizliğin geçmişte kaldığını, hatta performansı olumsuz etkilediğini düşünüyor. Rock yıldızı ve golf meraklısı Alice Cooper'ın The New York Times'daki sözleriyle, "Bence golf, herkesin aynı anda bağırmaması açısından treni kaçırıyor. Tam bir sessizlik içinde birinin deklanşöre basması daha kötü." Cooper, "Ayrıca ne zaman ses çıkarmamanız söylense, aksi gibi ses çıkarmak istiyorsunuz. Bu ilkel bir dürtü. Bazıları ne yaparsa yapsın sessiz kalamıyor ve en gürültücü olanlar da genelde en çok birayı içenlerden çıkıyor" diye ekliyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:03 Eylül 2013Yayınlanma Tarihi:04 Eylül 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.