Topraktaki biyoçeşitlilik tehlikede

Topraktaki hayatın sağlıklı olması kadar önem taşıyan çok az şey var. Besin tedariki oradan başlar.

Topraktaki hayatın sağlıklı olması kadar önem taşıyan çok az şey var. Besin tedariki oradan başlar.

toprak_biyocesitlilikYabani bitkilerin iyi büyüyebilmesi ve otçul hayvanların yaprak, tohum ve meyveleri, etçil hayvanların da onları yiyebilmesi için toprağın sağlıklı olması gerek. Sağlıklı toprak insan hastalıklarını engelleyebilir ve başka rahatsızlıklara şifa sunar. Kullandığımız antibiyotiklerin çoğu topraktan geldi. Bilim insanları halen, antibiyotiklere dirençli hastalıkları tedavi edecek yeni tür ilaçlar üretmek için toprağı inceliyor. Kolera, mantar menenjiti ve yaşam çevrimlerinin bir kısmını toprakta geçiren başka hastalıkların yayılmasında toprak, kilit (ama yeterince bilinmeyen) bir rol oynar. Bilim insanlarının topraktaki mikropların genlerini incelemesini ve toprak ekosisteminden geçen küçük miktardaki karbon ve azotu izlemesini sağlayan yeni teknolojiler, toprak ekolojisinin anlaşılmasında büyük ilerleme sağladı. Ama bilim insanları daha çok bilgi elde ettikçe, ne kadar az şey bildiklerini anlıyor. Bilim insanları son on yılda, dünyadaki biyo-çeşitliliğin en büyük kaynaklarından birinin toprak olduğunu buldu. Avrupa Birliği Ortak Araştırma Merkezi'nin verilerine göre, tüm canlı organizmaların üçte bir kadarı toprakta yaşıyor. Ama bu mikroorganizmaların sadece yüzde 1'e yakını tanımlandı. Büyük çeşitlilik gösteren bu yaşam formları arasındaki ilişkiler yeterince bilinmiyor. Bilim insanları yakın zamanda, topraktaki yaşamla ilgili bilgilerini değerlendirmek, bunun tehlikede olduğu noktayı belirlemek ve toprağın sağladığı temel çevresel hizmetlerin sağlığını tespit için Küresel Toprak Biyoçeşitliliği Girişimi'ni başlattı. Burada dikkatler, toprakta yaşayan canlılara (karşılıklı ilişkilerin yarattığı karmaşık bir ağ oluşturan mikroplar, mantarlar, solucanlar, akarlar ve hatta yer sincapları) odaklanıyor. Bir çay kaşığı dolusu toprakta 5 bin farklı türde milyarlarca mikrop, binlerce tür mantar, protozoa, solucan, akar ve hatta birkaç tür termit (beyaz karınca) olabiliyor. Girişimin bilim kurulu başkanı olan Colorado Devlet Üniversitesi'nden Biyoloji Profesörü Diana Wall, "Toprağın altında yoğun bir faaliyet, bir fabrika var. Toprak, hayvanlar ve mikroplar kendi rollerini oynuyor. Bir yaprak yere düşünce solucanlar ve termitler onu hemen parçalar, mikroplar ve mantarlar da içindeki besinleri bitkilere iletir" diyor. Oldukça gelişmiş ve karmaşık olan toprak ekosistemi organik atıkları toprağa çevirir, içtiğimiz suyun büyük kısmını ve soluduğumuz havayı (tozu ve hastalık yapan mikropları tutarak) süzüp temizler. Atmosferdeki karbondioksit miktarı üzerinde büyük etkisi vardır. Tüm organik maddeleriyle toprak, okyanusun ardından dünyanın en büyük karbon deposudur. Senelik toprak işleme, erozyon ve diğer hatalı işlemler karbondioksit şeklinde karbon salınımına yol açarak iklim değişimini şiddetlendirir. Ecosystems dergisinde 2003'te yayınlanan bir araştırmada, ABD'deki biyoçeşitliliğin yaklaşık yüzde 5'inin tarım ve şehirleşme nedeniyle ciddi bir kayıpla veya tamamen yok oluş tehlikesiyle karşılaştığı hesaplandı. Bu muhtemelen ılımlı bir tahmin, çünkü dünya toprakları o dönemde bugüne göre daha bakirdi ve araştırma teknikleri daha az gelişmişti. Bazı önemli işlevleri üstlenen türler tamamen yok olmuş veya yok olmak üzere olabilir. Bu yüzden dünya topraklarının araştırılması acil bir ihtiyaç. Topraktaki yaşam çeşitli tehditlerle karşılaşıyor. Toprağı sürmeye dayalı modern tarım büyük bir tehlike, çünkü toprağı besin için ihtiyaç duyduğu organik maddelerden yoksun bırakıyor, kuraklaşmasına, böcek ve ot ilaçları ve suni azotla kirlenmesine yol açıyor. Şehirlerin genişlemesi yüzünden toprağın asfalt ve betonla kaplanması, tıpkı ağır makineler ve kirlilik gibi topraktaki yaşama zarar veriyor. Asit yağmuru gibi çok eski tehlikeler bile toprağı daha asitli hale getirip içindeki yaşamı yok ediyor. Bu küresel bir sorun. Örneğin, Afrika'nın yaklaşık yarısında aşırı otlatma ve yoğun tarım, yüzey toprağını tahrip edip çölleşmeye yol açtı. Küresel ısınma topraktaki biyoçeşitliliğe yönelik tehditleri iyice şiddetlendirecek. Gıda güvenliği ciddi bir kaygı. Dünya giderek ısınınca ürünlere ne olacak? Sıcaklık ve nemdeki küçük değişiklikler, topraktaki yaşamın bileşimini ve yetişen bitki türlerini değiştirerek büyük etkiler yaratabilir. Bazı bitkiler giderek daha serin iklimlere göç edebilir. Ama diğerleri muhtemelen yeni toprak canlılarına uyum sağlayamaz. Wall, "Toprağın üstündeki ve altındaki dünya birbiriyle çok yakından ilişkili" diyor. Bilim insanları sağlıklı bir toprak ekosisteminin bitkileri kimyasal katkılar olmadan doğal olarak destekleyebildiğini de keşfetti. New York'taki Cornell Üniversitesi'nde toprak ve hastalık ekolojisini inceleyen Eric Nelson, "Topraktaki biyo-çeşitlilik ne kadar fazlaysa, bitki hastalıkları da o kadar az olur" diyor. Ayrıca sağlıklı toprakta yetişen bitkiler böcekleri engelliyor. Çiftçiler ve bahçıvanlar toprağı korumak için ne yapabilir? Wall'a göre öncelikle toprağı sürmeyin ve ölü bitkilerin çürümesine izin verin. Suni gübreden kaçınmak önemli. Özellikle solucanlı organik gübre kullanmak, toprak ekosistemlerini güçlendirerek yararlı oluyor. Konu hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Wall geçenlerde araştırmada kullanmayı planladığı 200 bin dolarlık kaynak sağlayan seçkin Tyler Çevreci Başarı Ödülü'nü kazandı. Onun da dediği gibi, "Toprak biyo-çeşitliliği için harekete geçme zamanı geldi." THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:21 Mayıs 2013Yayınlanma Tarihi:24 Mayıs 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.