Tetanoz Aşısı Nedir?

Aşıların hedefi, bağışıklık sisteminin gelişmesine yardımcı olarak belirli hastalıklara yakalanma riskini minimum seviyeye indirmektir. Aşılama sonrasında vücut dışarıdan gelen bakteri veya virüsü tanır ve bunlara karşı antikor üretir.

Üretilen antikorlar doğal proteinlerin kullanılmasıyla oluşturulur. Bu doğal proteinler vücutta hastalıkla savaşmak için bulunur. Bazı aşılar belirli bir süre etkili olsa da bazıları ömür boyu bağışıklık sağlayacak niteliktedir. Etki süresi fark etmeksizin aşılar, en ideal korunma yöntemlerinden biridir.
Tetanoz, Clostridium tetani bakterisi ile bulaşan bir hastalıktır. Bu bakteri metal, diken ve cam gibi yüzeylerde barınabilir. Bu yüzden bu materyaller kaynaklı yaralanmalarda ve steril olmayan koşullarda yapılan doğum sırasında insana bulaşabilir. Clostridium tetani bakterisi doğal olarak gübre ve toprak gibi alanlarda bulunur. Doğada ‘spor’ formda bulunduğu için Clostridium tetani bakterisi her koşula dirençlidir ve uzun yıllar yaşayabilir. Bu bakteri dokuya ulaştığında ‘vejetatif’ adı verilen forma dönüşür. Böylece hasta edici özellikler kazanır. Clostridium tetani, toksinleri ile hastalık yapar ve tetanozpazmin adında güçlü nörotoksin üretir. Bu nörotoksin şiddetli konvülziyonlar, boyun ve çene spazmları nöbetlerine neden olur.

Nöbetlerle seyreden hastalığın ölüm ile sonuçlanma riski vardır. Bu hastalık insandan insana yayılmaz. Bu hastalığı atlatan kişilerde tetanoz bağışıklığı oluşmaz. Bu yüzden hastalık geçiren kişilerin tekrar yakalanma olasılığı yüksektir. Tetanoza bağışıklık kazanmak için düzenli olarak aşı yaptırmak gerekir. Ölümle sonuçlanan tetanoz vakalarının yaklaşık olarak yarısını 5 yaş altı çocuklar oluşturur. Tetanoza karşı aşılama bebeklik ve erken ergenlik dozlarıyla başlar. Aşının 10 yıl arayla tekrarlanması önemlidir.  

Tetanoz aşısı toksoid aşıdır ve inaktif aşı grubundadır. Aşının içeriğinde bulunan mikroorganizmalar zararlı özelliklerinden arındırılmıştır. Bu sayede sadece bağışıklık kazandırmayı hedefler ve hastalığa neden olmaz. Tetanoza karşı geliştirilen 2 aşı çeşidi mevcuttur. Bu aşılar tetanozun yanı sıra farklı hastalıklara karşı da koruma sağlar. Td aşısı; tetanoz ve difteri, Tdap aşısı; tetanoz, difteri ve boğmaca hastalıklarına karşı bağışıklık sağlar.  

Tetanoz Aşısı Dozları ve Seri Aşılama

Tetanoz aşısında aşılama bebeklik döneminde başlar. 1 yaşına kadar 2, 4 ve 6. ayda 1 yaşından sonra 15 ve 18. ayda seri aşılama şeklinde yapılır. 48. ayda pekiştirme dozu ile bebeklik seri aşılama tamamlanır. 13 yaşına gelen çocuklara erişkin tip aşılama ile pekiştirme dozu uygulanır. Bu sayede temel tetanoz aşısı tamamlanmış olur. Aşılama serisinin tamamlanmasıyla %100’e yakın klinik başarı yakalamak mümkündür. Fakat geçen zaman içerisinde antitoksin seviyesinde azalma olduğu için Td aşılamasını 10 yılda bir tekrarlamak gerekir.

Yetişkin bireyler için bazı dönemlerde aşılama daha fazla önem kazanır. Kadınların hamilelik döneminde 2 doz, erkeklerin askerlik döneminde 1 doz tetanoz aşısı olması önemlidir.

Tetanoz Aşısının Uygulaması

Tetanoz aşısının uygulanması yaş aralıklarına göre değişiklik gösterir. Çocukluk ve bebeklik döneminde tetanoz aşısı bacağın dış yüzeyinden kas içerisine uygulanır. Ergen ve yetişkinlerde ise aşılama koldan kas içerisine doğru yapılır.

Aşı olup olmadığını bilmeyen ve doz eksiği bulunan kişilerin aşılanması önemlidir. Ayrıca itfaiye çalışanları, inşaat işçileri, gübre ile teması bulunan tarım işçileri ve orman çalışanlarının da tetanoz aşısı olmaları son derece önemlidir.

Risk oluşturma olasılığı yüksek olan yaralanmalarda en son yapılan tetanoz aşısının üzerinden 5 yıl geçmediyse kişiye aşı yapmadan sadece yarayı iyileştirmeye yönelik tedavi uygulanabilir. Çünkü aşı hala bağışıklık sağlıyordur. 1 santimden derin yaralanmalarda, yanık, mermi ve donmaya bağlı oluşan yaralarda, yıldız şeklindeki yaralarda ve kir, pas, tükürük, toprak kaplı yaralarda hemen aşılama yapılması önemlidir.

Yetişkin bir birey daha önce hiç aşı olmamış ise ilk dozu Td aşısı olarak uygulanır. 2. doz 4 hafta sonra uygulanabilir. 3. doz aşı ise 6-12 ay sonra yapılabilir. 3. dozun ardından aşının 10 yılda bir tekrarlanmasıyla tetanoz hastalığına karşı kazanılan bağışıklık sürdürülebilir.  

Aşılanan bireyde aşıya bağlı bir reaksiyon gelişirse, bireyin aşının içeriğindeki bir maddeye alerjisi varsa ya da bireyde şiddetli akut hastalık varsa bu kişiye tetanoz aşısının yapılmaması gerekir. Aşılamanın ardından brakial nörit geçiren kişilere devam dozlarının uygulanmaması önemlidir. Ayrıca tetanoz içerikli aşıdan sonra en az 6 hafta içinde Guillain Barré sendromu geçiren kişilere de devam dozlarının uygulanması için uzman görüşüne başvurulması gerekir. 

Tetanoz Aşısı Yan Etkileri Nelerdir?

Diğer aşılamalarda olduğu gibi tetanoz aşısında da bazı yan etkiler mevcuttur. Fakat bu yan etkiler çok hafif atlatılır. Bu yüzden çoğunlukla tedaviye gerek duyulmaz. Tetanoz aşısından sonra görülen en yaygın yan etkiler arasında aşılanan bölgede şişlik, kızarıklık, ağrı, iştah kaybı, halsizlik ve yüksek ateş bulunur. Bu komplikasyonlar daha çok yetişkinlerde görülür. Bebeklik ve çocukluk döneminde uygulanan aşılamada bu komplikasyonlara nadiren rastlanır.

Tetanoz aşısı belirli bir sistemik hastalığa yol açmaz, ancak nadiren brakial nörit, perferal nöropati, Guillain-Barré sendromu ve anafilaksi gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.

Maternal ve Yenidoğan Tetanozu

Maternal ve yenidoğan tetanozu, bebek ve anne sağlığı için önemli sonuçlara neden olabilecek tetanoz çeşitleridir. Hastalığın aşılama ile tamamen önlenmesi mümkündür. Fakat Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 verileri dünyada hala 14 ülkede maternal ve yenidoğan tetanozunun ortadan kaldırılamadığını gösterir.

Yenidoğan tetanozu, yetersiz hijyen koşullarından dolayı gelişir ve doğumdan sonraki ilk 28 gün içerisinde görülür. Yenidoğan tetanozu, tetanozun ölümcül bir çeşididir. Maternal tetanoz, hamilelik döneminde veya doğumdan sonraki 6 hafta içinde annelerde görülen tetanoz çeşididir. Maternal tetanozun riskleri yenidoğan tetanozu ile aynıdır. Maternal ve yenidoğan tetanozunda hijyen etkili olduğu için hamilelik boyunca ve doğum sırasında hijyen kurallarına özen göstermek son derece önemlidir.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:11 Şubat 2023

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.