TABİR KİTAPLARINI ÇÖPE ATIN

Bugün Gazetesi

Rüya tabirleri kitapları, rüyaları anlamaya zarar veriyor. Uzmanlar, bu kitapları atmanızı öneriyor.


Dr. Psikolog Cengiz DEMİRSOY anlatıyor:

Bu kitaplarda yazanlar tüm insanlar ve tüm çağlar için geçerlidir. Kendi iddiaları bu tabii. Yararsız, zararlı, ezbere şeyler. Bu kitaplar, herhangi bir sembol için rüyayı doğru anlamanın önündeki en büyük engel, satın almayın veya elinizde varsa da tavsiyem kaldırıp çöpe atın...

Sembol, simge terimlerinin rüyadaki önemini açıklar mısınız?
Rüyaların neredeyse tümüyle simgelerden ve sembollerden kurulduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, bunlardan oluşmuş bir "Rüya Dili" nden bahsetmek hiç de abartı olmaz. Rüyaları "gerçekten" anlamak istiyorsak, bu dili gramerini öğrenmemiz ve anlamamız gerekir. Burada aklımızda tutmamız gereken birkaç önemli şeyden bahsetmek istiyorum. Birincisi, rüyadaki her şeye - kişilere, hayvanlara, bitkilere, renklere, kıyafete, ortamlara, yerlere, nesnelere - kısacası her şeye birer sembol gibi yaklaşmalıyız.

Sembolleri nasıl yorumlamalıyız?
Rüyada sembol, kendisinden başka bir şey gösteren bir şeyi ifade edendir. Bizim amacımız sembolü anlamak ve çözmektir. Yani rüyadaki sembollerin kişinin yaşamında neyi gösterdiğini anlamaya çalışmalıyız.

RÜYADAKİ DUYGU SEMBOL DEĞİLDİR

Duygularımız da rüyada sembol müdür?
Bunu anlatmadan önce "duygu" konusundan bahsetmek istiyorum. Rüyada hissettiğimiz duygu bir sembol değildir. Başka bir deyişle rüyada yaşadığımız duygu ile hayatta yaşadığımız duygu aynıdır. Yani rüyada korku duyduğumuz bir olay yaşıyorsak, bunun uyanık hayattaki karşılığı da yine korku yaşadığımız bir olay olmak zorundadır. Sadece bir derece farkı vardır; rüyadaki duygu daha şiddetlidir. Yani, rüyadaki korkunun uyanık hayattaki karşılığı tedirginlik veya kaygı olabilir ama asla bir sevinç olamaz.

YAKLAŞIM YÖNTEMLERİ

Rüya yorumlarında yorumcunun önemi nereden kaynaklanıyor?
Rüyaları çok değişik tarzlarda değerlendirenler var. O nedenle ben size benim ne yaptığımı anlatayım isterseniz. Bana bir danışanım bir rüyasını anlattığında şu ilke ile rüyasını dinlemeye başlarım:

Bu rüya, rüyacının hayatındaki önem verdiği bir konuyu veya sorunu, sembollerden oluşmuş bir dilde anlatıyor. Öyleyse yapmam gereken şey, ondan bu rüyadaki sembollerin anlamını öğrenmek ve bunların hayattaki karşılığını bulmak. Yani rüyanın hayatla bağını, paralelliğini, köprüsünü kurmam gerekiyor.

İÇİNDEN KEDİ GEÇEN RÜYA HERKES İÇİN FARKLIDIR

Semboller herkes için aynı anlama mı gelir?
Hayır. Sembollere, herkes için aynı anlama gelirmiş gibi genel geçer bir gözle bakmamalıyız. Rüya tabiri kitaplarının yaptığı en büyük yanlış budur. Bu kitaplarda tüm semboller sıralanır ve karşısına her zaman ve herkes için geçerli anlamlar yazılır. Siz de ben de içinde aynı varlığı rüyamızda görebiliriz. Örneğin bir kediyi gördüğümüzü düşünelim. Rüyalarımızı anlamak için kalkıp rüya tabirleri kitabına bakacak olursak, kediye karşılık gelen anlamın ikimiz için de geçerli olduğunu kabul etmemiz gerekir. Yani demek ki ikimizin rüyası da aynı anlama geliyor. Peki, varsayalım ki ben kediden korkuyorum siz çok seviyorsunuz.

BEN SEVERİM, DİĞERI KORKAR

Ne oldu şimdi o tabir kitaplarındaki yazılanlara? İkimizin de gördüğü rüyaları biraz daha karmaşıklaştıralım. Varsayalım ki gerçek hayatta korkuyor olmama rağmen rüyada gördüğüm kedinin varlığında son derece rahatım, siz ise gerçek hayatta çok sevmenize rağmen rüyadaki kedi karşısında nedense tedirginlik yaşıyorsunuz.

Peki şimdi nasıl anlamlandıracağız rüya tabiri kitaplarında o yazılanları? Orada kedi için yazılanlara bakarak, ikisinin de içinde kedi geçiyor diye, sizin ve benim rüyamızı ve rüya dolayısıyla ifadesini bulan yaşam konularımızın- sorunlarımızın aynı olduğunu mu düşüneceğiz? Böyle bir bakış rüyalarımızı ve dolayısıyla da hayatımızı anlamamızı engeller. Eğer rüyalarımızı ve hayatımızı gerçekten anlamak istiyorsak, bence yapacağımız ilk iş o kitapları kaldırıp atmak olmalı.

Rüyadaki semboller her zaman aynı anlamı içermez. Öyle mi?
Evet tam olarak bunu diyorum. Söylediğim gibi rüya tabiri kitaplarındaki simgelerin - sembollerin anlamı her kişi için ve her zaman için sabittir. Halbuki rüyadaki semboller kişiden kişiye değiştiği gibi, aynı kişide zaman içinde de değişir. Rüyaları anlamak istiyorsak bunu mutlaka aklımızda tutmalıyız. O halde simgelerin anlamlarını gören kişinin algısı mı belirler? Evet. Sembolünün anlamını rüya gören kişinin algısı belirler.

İŞTE HERKES İÇİN AYNI ANLAMA GELEN SEMBOLLER

Peki herkes ve her zaman için geçerli sembol var mıdır?
Evet var. Ama bunların sayısı oldukça az. Bu sembollerin herkes ve her zaman için aynı anlamı taşımasının nedeni de ortak insan fizyolojisi. Bunu şöyle bir örnekle açıklayayım: Mesela insanların hemen hepsi ve her çağda depremle ilgili aynı şeyleri hissetmişlerdir. Dolayısıyla, kim olursa olsun rüyasında deprem gördüğünde bunu benzer şekilde tarif edecektir.

Mesela ben böyle rüya gören biriyle karşılaştığımda, onun bir kuş olmadığını ve benimle ortak fizyolojiyi paylaşan bir insan olduğunu bildiğimden, o sembolü yani depremi ona sorduğumda, içinde "sarsıntı" sözcüğünün geçeceği cümleler kuracağını tahmin edebilirim.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:26 Mayıs 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.