Sosyal Medyanın Nesnesi Değil, Öznesi Olmalıyız

Tarhan: “Sosyal Medyanın Nesnesi Değil, Öznesi Olmalıyız”Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, internethaber.com sitesinin Instagram canlı yayın konuğu oldu.

“Pandemi sonrası artan dijital dönüşüm ve yeni bağımlılıklar” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Tarhan; “Sosyal medya otomobil gibi, cep telefonu gibi bir araçtır. Biz sosyal medyayı amacımıza hizmet için kullanırsak hedefimize götürür. Ama onun esiri olursak nesnesi haline geliriz.” Şeklinde konuştu.

“Narsizm, kendine hayran olmaktır”

21. Yüzyıl hastalığı olarak nitelendirilen narsizme değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Amerikan Psikoloji Derneği’nin bir açıklaması var. Günde üç defadan fazla kendisini sosyal medyada sergileme ihtiyacı hisseden kişiler narsist kişilerdir diyor. Narsizm, kendine hayran olmaktır. Çok tehlikelidir. Freud ise kişinin psikoterapist olabilmek için ilk önce kendi narsizmini tedavi etmesi gerektiğini söylüyor. Freud’a göre bir psikoterapist, kendini tanıdıktan sonra ancak bir insanı tedavi etme yetkisine sahip olur. Bu, tasavvufun da temel ilkesidir. Her insanın içinde firavun yatar. Her insanın içinde kendisini yeryüzünün tanrısı olarak görme isteği yatar. Bu özellikler bize verilmiş nefsimizde yatar.” Dedi.

“Narsist kişiler empati yapamaz”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, narsist kişilerin kişilik özellikleri ile ilgili bilgi verdi. Tarhan; “Narsist kişiler övgüyle beslenir, eleştiriye tahammülsüzdürler. Kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek isterler. Bu kişiler başarı tutkunudurlar. Kendilerine hayranlık uyandırmak için her şeyi yaparlar. Böyle davranan bir kişi narsistir. Narsist olan bir insanda ise narsist körlük oluyor. Örneğin sevdiğini incitiyor ama farkında olmuyor. Çünkü narsist kişiler empati yapamaz. Narsist kişiler evliliklerini yürütemezler, ilişkilerinde sık sık tartışma yaşarlar ve yalnız kalırlar. İleri yaşta yalnız kalanlara bakın, genellikle narsist kişilerdir. Boşanmaların arkasındaki en büyük neden de narsizmdir. Kısacası narsizm bu çağın illetidir. Hepimizin içinde uyuyan bir narsizm vardır. Eğer biz bunu eğitirsek bizi başarılı yapar, enerjiye dönüştürür. Narsizm nükleer enerji gibidir. İyiye kullanırsak amaca hizmet eder, iyiye kullanmazsak hem ruh sağlığımızı bozar hem de insan ilişkilerimizi zedeler.” Şeklinde konuştu.

“Ergenlik dönemi vahşi bir ata binmek gibidir”

Tarhan, sözlerinin devamında ergenlik döneminin özgürleşme dönemi olduğunu belirtti. Tarhan, “Ergenlik dönemi bir gencin kendini kanıtlama dönemidir. Ben kimim? Nereye yönelmeliyim? Sorularını sorar. Ergenlik dönemi bireyselleşme, özgürlük dönemidir. Ergen, bu dönemde çevresine, aileye ve popüler kültüre bakar ve onu modelleme yapar. Bir ergenin böyle dürtülerinin olması ve bunun içinde coşması gayet doğaldır. Onun için bu şekilde duygusu olanları eleştirmeyelim. Herhangi bir şekilde ona olumsuz davranışlarla yaklaşmayalım. Ergenlik dönemi vahşi bir ata binmek gibidir.” İfadelerini kullandı.

“Sosyal medyanın nesnesi değil, öznesi olmalıyız”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 21. yüzyılın dijitalleşme çağı olduğunu ifade etti. Tarhan; “21. Yüzyıl dijitalleşme yüzyılı. Sosyal medya da bunun araçlarından birisidir. Sosyal medya otomobil gibi, cep telefonu gibi bir araçtır. Biz sosyal medyayı amacımıza hizmet için kullanırsak hedefimize götürür. Ama onun esiri olursak nesnesi haline geliriz. Biz sosyal medyanın nesnesi değil, öznesi olalım. Nesnesi olmamız halinde popüler kültürün ve küresel güç odaklarının oyunu haline geliriz. Ama sosyal medyanın öznesi olmamız durumunda biz bilgi üretmeye başlarız.” İfadelerini kaydetti.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:06 Temmuz 2020

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.