Prof. Dr. Tarhan: Benim hocalarım hastalarımdır…

Risale-i Nur Araştırmaları Platformunun (RİNAP) aylık olarak gerçekleştirdiği sohbetlerin bu ayki konuğu Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan oldu.

“İlimlere Bütüncül Yaklaşım” konusunun ele alındığı programda bilimin amacının soru sormak ve sorgulamak olduğuna dikkat çekildi. Soyut düşünmenin önemine vurgu yapan Tarhan, görünmeyeni, duvarın arkasını da görüp, akıl yürüterek sonuçlar çıkarmamız gerektiğini kaydetti. Bilimin insanı hakikate götüreceğini ifade eden Tarhan nedenlere ve niçinlere kafa yorduğunu, en büyük hocalarının ise hastaları olduğunu sözlerine ekledi.

“Bütüncül yaklaşımda büyük fotoğrafa bakan doğruyu bulur.”

Moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir’in üstlendiği programda bilimin en büyük amacının sorgulamaktan geçtiğine değinen ve bütüncül yaklaşımla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bilimin amacı soru sormak ve sorgulamaktır. Eleştirisel düşünce burada meydana gelir. Psikiyatri alanında da ‘neden’ diye sormak çok önemlidir. Psikiyatride geniş alanı ve bütünü görmeyi hedefliyoruz. Eğitim sistemimiz, mevcut olan bir şeyi sorgulama, itaatkâr ol, merak etme diyor. Merak ve hayret duygularımızı köreltiyor. Mutlak doğrular dayatmalar ile olmaz. Merak duygularımızı köreltir bu yaklaşım. Merak, ilmin hocasıdır. Zihinsel şartlandırmalar mevcut burada. Elmanın içerisindeki çekirdeği değil, çekirdeğin içindeki elmayı görmek gerekir. Bu bir soyut düşünme becerisidir. İnsanda olan bir düşünce. Bütüncül yaklaşımda büyük fotoğrafa bakan ise doğruyu bulur” ifadelerini kullandı.

“Bilim, hakikate götürür”

Bilim kavramına ilişkin de açıklamalarda bulunan Tarhan şöyle devam etti: “Dünyanın yuvarlak olduğu akıl yürütme yöntemiyle bulunmuştur. Gözlem, düşünce, sosyal deneyler, sezgi ve rasyonel inanç deneyleri ile hakikati bulmada yürütülen yöntemlerdir. Bunun birçok yolu var. Bilimsel metotlar arasında doğrulamadan ayrı yanlışlamalar da olabilir. Soyut düşüncenin araştırılmasına önem veriyorum. Bilim insanı dalgıç gibi olmalı. Önce kendini eğitmeli sonra derinlere dalabilmeli. Arı gibidir bilim insanı her çiçeğe konup bal alıp, kendi ürününü ortaya koymalı. Kimyacı gibi olmalı bilim insanı, sentezleyebilmeli. Çok gayretkar olabilmeli. Çünkü hakikat çabalayana kendini açar. O nedenle de görünmeyenleri de göreceğiz, duvarın arkasını da göreceğiz ve akıl yürüterek sonuçlar çıkaracağız. Bilim hakikate götürür.”

“Benim hocalarım hastalarımdır”

Çalışmalarını yaparken tüm bilim dallarından yararlandığını, multidisipliner bir anlayışla sağlam adımlarla yola çıktığını söyleyen Tarhan; “Benim amacım, hastanın yüksek yararına dikkat etmektir. Bilim dallarından yararlandım, herkesten bir şeyler öğrendim. Benim hocalarım hastalarımdır. Özellikle onlardan çok şey öğrendim. Birçok meslektaşım hastayı dinleyip gönderiyor. Ben ise dinliyorum, anlamaya çalışıyorum. Nedenlerine, niçinlerine kafa yoruyorum. Analiz edip, tedavi ediyorum, tedavi çantamızdaki tüm araçlarımı kullanmak amaçlarımın arasındadır. Çoğulcu yaklaşım ile yaklaşmak çok önemlidir. Uyguladığım tüm tedavilerde bütüncül yaklaşıyorum” dedi.

“İnsan hisseden bir varlıktır”

İnsanın sadece düşünen bir varlık olmadığının bilimsel olarak da ortaya konduğuna dikkat çeken Tarhan; “İnsan sadece düşünen bir varlık değildir. Hissedendir de… Bilgelik öğretisi, paylaşarak, mutlu olarak insan olursun diyor. İnsan, yaşadığı ekosistem için de yaşamalı. Sadece kendi için değil. Narsist bir düşünce olmamalı. Ahlaki başarı olmalı, maddi değil. Daha sonra tatminsizlik oluyor, istekler, sınırlar bitmiyor. Kaynak yönetmek çok önemlidir. Sosyal, psikolojik, duygusal sermayelerimiz var. Evren, yaratılış, varoluş ve hayal etmek için üniversitemize hisseden insanı koyduk. Bizler sadece düşünen varlıklar değiliz, insan hisseden bir varlıktır” şeklinde konuştu.

‘Risale-i Nur hakikati bulmada kısa yol…’

Son zamanlarda öğretmenlerin, ailelerin, insanların hatta toplumun ahlaki başarısından çok akademik başarıya odaklandığına dikkat çeken Tarhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Maalesef modernizm bunu bize dayatıyor. Eğitim sistemi doktrini sorgulanmalı. Narsist insan sayısında artış var. Sadece bu dünya sistemini öğreten hiçbir tez geçerli değildir. Maddi ticaret kadar manevi ticarete yatırım yapılmalı. Zeki, çalışkan olmak başlı başına yeterli olmuyor öte yandan iyi de bir insan olabilmeyi başarabilmeli. Aksi halde kişi zekâsını ve başarısını insanlık için kötü olabilecek şeyler için kullanabilir. Dünyanın görünmeyen gerçekliği olduğu unutulmamalı, Risale-i Nur insanı hakikate götüren kestirme bir yoldur…”


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:23 Şubat 2021

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.