

Bilinenin ötesi?
Aynı çalışmalarda muhafazakârlar daha dışadönük çıkıyorlar. Bu da onların daha çok arkadaş edindiği ve grup ya da topluluklarda daha rahat vakit geçirdiği anlamına geliyor. Ama bu tahlillerde belki de en belirgin fark, muhafazakârların liberallere oranla dışarıya ve keşfe daha az açık olmaları. Dahası, Maryland Üniversitesi’nden sosyal psikolog Arie Kruglanski’nin kapsamlı araştırması, muhafazakârlarda bilinenin ötesine geçmeme eğiliminin baskın olduğunu gösteriyor.
Muhafazakârlar belirsizlikten rahatsızlık duyuyor, sabit fikirlere ve görüşlere bağlılar. Eğer zihniniz kapandığı oranda mutsuz olacağınız fikrindeyseniz, bir kez daha düşünün. Çünkü aslında tam tersi geçerli gibi. Muhafazakârlar, görüşlerine daha çok inanıyor ve güveniyor. Dolayısıyla onları sorgulama ihtiyacını daha az hissediyorlar. “Bilişsel açıdan bakarsak huzurlu bir mutluluk bu” diye açıklıyor Kruglanski.
Bilinenle memnun- olma belirlilik, sabitlik- ihtiyacının altında sağla ilgili daha da çok şey yatıyor olabilir. Kruglanski “Din ya da başka herhangi bir kapsamlı inanç sistemi, size her şeyin cevabını sunar” diyor.
Son olarak tüm bunlarla bağlantılı bir argüman da muhafazakârların politik ya da ekonomik açıdan eşitsiz toplumsal sistemleri rasyonalize etme, akla uydurma yönündeki eğilimi. Bu rasyonalizasyon, duyarsızlıkla ya da serbest piyasanın, iktidarın adil olduğunu kabul edip ötekilerin yaşam koşullarını görmezden gelmekle de ilgili olabilir.
Brooks, New York Üniversitesi’nden John Jost’un bu argümanını kabul etmiyor. Ama Jost’unki, yabana atılacak bir argüman değil. Jost ile Jaime Napier’in ABD dışında dokuz ülkede ( İspanya ve Almanya dahil) istatiksel analizlerle yaptıkları araştırmaları, eşitsizliklerin rasyonalizasyonunun bu çözümlemede büyük bir payı olduğunu gösteriyor.
Bu araştırmalar, muhafazakâr ideolojinin cazibesini görmezden gelen liberallere bir uyarı gibi. Muhafazakârlığın insanlara liberallerin vermediği bir şeyler; topluluk hissi, kesinlik ve belki de Jost’un tabiriyle dünyadaki adaletsizlik karşısında ‘duygusal tampon’ sunduğunu öne sürüyorlar. Tüm bunların farkında olsa bile insan yine de muhafazakârlığın sağladığı türden bilinçsiz bir mutluluk arzu etmiyor olabilir. Ama çekiciliğini anlamazdan gelmek de akıl kârı değil. Öyle görünüyor ki politik muhafazakârlık, insanlara hayatı huzurla atlatmalarında politik liberalizmden çok daha fazla şey sunuyor olabilir.
Mutlular çünkü:
Evli ve dindar
Duygusal olarak dengeli
Dışa dönük, sosyal
Yeni keşiflere kapalı
Görüşlerinden emin
Bilinmezlikten rahatsız
Türkiye ’de muhafazakârlar risk alıyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan (Psikiyatrist): Amerika ’daki muhafazakârlar için bu tespitler doğru. Kültüre göre değişen bir şey muhafazakârlık. Amerika ’da, ‘yeniliğe karşı’ anlamına geliyor. Mesela eşcinsel evliliğine, kürtaja soğuklar. Liberaller de bunun tam tersi. Risk almayı seven, serbest bir hayatı tercih ediyorlar. Muhafazakârlarda stres olmaz çünkü tanrı inancı, melek inancı gibi zihinsel sığınakları var. Liberaller ancak her şey yolunda olduğu zaman mutlu olabiliyorlar. Türkiye ’de de muhafazakârların kürtaja, eşcinsel evliliğine karşı olduğu doğru. Ama yine Türkiye ’de muhafazakârlar akademik, bilimsel, ticari ve siyasi alanlarda risk alıyorlar. Sadece kültürel olarak muhafazakârlar.
RADİKAL
Paylaş