Korkunun kokusunu alıyoruz

İnsanların kokulardan etkilendiklerini hem kuşlarda hem de insanlarda etkisini benzer şekilde gösteren ortak kokunun ise "acizlik kokusu" olduğunu biliyor muydunuz?

İnsanların kokulardan etkilendiklerini hem kuşlarda hem de insanlarda etkisini benzer şekilde gösteren ortak kokunun ise "acizlik kokusu" olduğunu biliyor muydunuz?

İspanya'nın Almeria şehrinde bulunan Kurak Bölgeler Deneysel Araştırma İstasyonu'ndan biyolog Deseada Parejo, boyları alakargalara yakın, renkli ve uzun kuyruklu mavi kuzgunların ailesel davranış dinamikleri üzerine çalışıyordu. Bu kuşların yavrularından birini alarak boy ve ağırlığını belirleyecekti ki, kuşun tepkisi ile karşılaştı: Küçük yavru, çay kaşığının yarısı kadar yapışkan ve turuncu renkli bir sıvı kustu. Parejo, aynı tepkiyi diğer yavrulardan da aldı: "Bugüne kadar birçok başka kuş türü üzerinde çalıştım ancak bu tür bir kusma davranışı ile hiç karşılaşmamıştım." Bu sıvının zamanla değişen bir kokusu var. Parejo, "Başlangıçta portakal suyuna benziyor. Sonrasında ise böcek gibi kokuyor, tıpkı annelerinin onlara yemeleri için getirdiği böcekler gibi" diyor. Biology Letters dergisinin son sayısında Parejo ve ekibi, "korku kokusu" adını verdikleri aroma üzerinde yaptıkları çalışmaları anlatıyor. Araştırmacılar reflü refleksi adını verdikleri tepkinin bir tür savunma mekanizması gibi çalışabileceğini, bu şekilde yılan ve kemirgenleri savuşturmaya yardım edeceğini ifade ederken diğer yandan da anne babalarının bu işareti algıladıklarında nasıl tepki verdikleri ile ilgileniyorlar.

KORKULARINIZI YENİN

İşaretleri algılıyorlardı ancak bu yavrularının yardımına koştukları anlamına gelmiyor. Bulgular, koku alma becerileri ile öne çıkmayan türlerin dahi, diğer hayvanların korktukları zaman salgıladıkları kokuyu algılayabildiklerine işaret eden kanıtları destekliyor. Uzun zamandır, özellikle insanların ve kuşların, tehditleri değerlendirme konusunda görme ve duyma yetilerine bel bağladıkları düşünülüyordu. Ancak geçtiğimiz dönemde yapılan araştırmalar kuşların da insanlarda olduğu gibi korkuyu koklayabilen burunlara sahip olduklarını, insanların kokulardan etkilendiklerini hem kuşlarda hem de insanlarda etkisini benzer şekilde gösteren ortak kokunun ise "acizlik kokusu" olduğunu ortaya çıkardı. Biyologlar uzun zamandır, baskı altındaki bireyin veya hayvanın yaydığı kimyasal sinyallerin alıcılar üzerinde acındırma veya korkuya işaret eden benzer etkiler bıraktığının farkındaydı. Karıncalar, yuvalarında tesis ettikleri huzura karşı bir tehdit algıladıklarında alarm fermonlarını salgılayarak türdaşlarını koloni halinde savunma yapmaya çağırıyor. Avusturyalı bal arısı araştırmacısı Karl von Frisch, 1930'lu yıllarda yaralı golyan balıklarının "Schreckstoff" ismi verilen ve "korkutan artık" anlamına gelen maddelerden salgıladığını keşfetti. Bu şekilde yakındaki golyan balıklarının tehlikeden kaçması mümkün oluyordu. Nöroanatomi çalışmaları, kuşların koklamaya yarayan uzuv ve sistemlerinin güçlü olduğunu ortaya çıkardı. Fairbanks'ta bulunan Alaska Üniversitesi Kutup Biyolojisi Enstitüsü'nden kıdemli araştırma görevlisi Julie C. Hagelin, "Üzerinde çalıştığım ibikli deniz kuşları çiftleşme döneminde mandalina gibi kokuyor. Birbirlerinin enselerini kokluyorlar" diyor. Parejo, mavi kuzgun yavrularının örümcek veya kırkayak türü zehirli böceklerle beslediğini söylüyor. Yavru kusunca, saldırgan bu zehri algılayıp avının tehlikesi olduğunu düşünüyor. Uygulanan stratejinin işe yarayıp yaramadığı bilinmiyor ancak ebeveynlerin bu tepkinin farkında olduğu bir gerçek. Son dönemde gerçekleştirilen deneylerde, yuvaların yakınına portakal renkli kusmuk veya limon esansı eklendi, ebeveynlerin yuvaya geri dönmelerinin daha uzun zaman aldığı ve kusmuk kokusu ortamda kaldığı sürece yavrularını daha seyrek şekilde besledikleri görüldü. Parejo, "Hayatta kalarak sonraki yıl yeniden yavrulamak, hemen şimdi yavrularınla birlikte ölmekten daha iyidir" yorumunda bulunuyor. İnsanlar da belanın kokusunu alabiliyorlar. Viyana Üniversitesi'nden Karl Grammer ve meslektaşları Neuroendocrinology Letters dergisinde, çalışmalarına katılan deneklerin, çok kısa süre önce korku filmi izleyen kadınların koltuk altlarının tren yolculuğuna ilişkin bir belgesel izleyen kadınlarınkine oranla "daha güçlü ve daha çirkin bir koku" yaydıklarını ifade ettiklerini ve bu kokunun onlara saldırganlığı anımsattığını ortaya çıkardı. Araştırmacıların, insanlarda Schreckstoff'un karşılığının ne olabileceğine dair hiçbir fikirleri yok. Ama bunu ebeveynlerinizden uzak tutun çocuklar, yoksa 1 hafta boyunca hiçbir şey yemeyebilirsiniz. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:27 Ağustos 2012Yayınlanma Tarihi:28 Ağustos 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.