Kim çok önemli

"VIP girişi var mı? Bizler önemli kişileriz." Mitt Romney'nin geçenlerde Long Island Hamptons'ta düzenlediği bağış etkinliğine katılmak için bekleyen bir bağışçıya ait bu sözler, ABD'nin varlıklı seçkinlerinin tavrını çok iyi özetliyor.

"VIP girişi var mı? Bizler önemli kişileriz." Mitt Romney'nin geçenlerde Long Island Hamptons'ta düzenlediği bağış etkinliğine katılmak için bekleyen bir bağışçıya ait bu sözler, ABD'nin varlıklı seçkinlerinin tavrını çok iyi özetliyor.

Romney'nin tabanı (en tepedeki yüzde 1'i unutun, on binde bir ve üzerinden söz ediyoruz) kendini çok beğenmiş kişilerden oluşuyor. Bunlar özellikle, Romney'nin bir başka bağışçısının söylediği gibi "ekonominin motoru" olduklarına, el üstünde tutulmaları gerektiğine, ödedikleri vergilerin daha da indirilmesi gerektiğine inanan kişiler. Bir diğer bağışçı, "manikürcü hanımlar" gibi "sıradan insanların" bunu maalesef anlamadığını söyledi. Tamam, bu insanlarla alay etmek kolay ama aslında alaya alınan biziz. Çünkü "bizler önemli kişileriz" diyenler, şu anda Cumhuriyetçi Parti'yi tamamen ele geçirdi. Öyle ki, Cumhuriyetçiler Mitt Romney'nin mi lyonlarca dolarl ık of fshore hesaplarını kullanarak federal vergilerden kaçınmasını hem kabul edilebilir hem de takdire değer bir şey gibi gördü. Cumhuriyetçi Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, "Vergi ödemekten yasalara uygun biçimde kaçınmak, Amerikalılara has bir özellik" dedi. Cumhuriyetçilerin gelecek yıl Kongre'yi ve Beyaz Saray'ı ele geçirme olasılığı güçlü. Bu olursa, ABD süper zenginlere özel ilgi göstermeye dayalı ekonomi politikalarına keskin bir dönüş yapar. Afedersiniz, "istihdam yaratanlar" demek istemiştim. Bu yüzden, bunun niye yanlış olduğunu anlamak önemli. Bilmeniz gereken ilk şey, ABD'nin her zaman böyle olmadığı. John F. Kennedy başkan seçildiğinde, en üstteki on binde birlik kesim şu anki ortalama bir aileden sadece yüzde 25 daha zengindi. Bu sınıfın üyeleri bugünkünden daha yüksek vergiler veriyordu. Yine de dünyanın gıpta ettiği dinamik ve yenilikçi bir ekonomiye sahip olmayı her nasılsa başardık. Süper zenginler servetlerinin dünyayı döndürdüğünü düşünse de, tarih aksini söylüyor. Bu tarihsel gözleme başka bir notu da eklemeliyiz: günümüzün süper zenginlerinin Romney dâhil pek çoğu, paralarını eski moda işletmeler kurarak değil finans sektöründe varlık alım satımıyla kazandı veya kazanıyor. Gerçekten de, zenginlerin ulusal gelirden aldığı paydaki hızlı artış, Wall Street'in muazzam büyümesiyle birlikte gerçekleşti. Yakın zamanda bize, tüm bu alavere dalaverenin herkesin çıkarına olduğu söylendi. Oysa modern finansın, şiddetli bir ekonomik krizin temelini hazırladığı ve vergi mükelleflerinin daha da kötü bir krizden kaçınmak için bu sözde zeki bankacıları kurtarmak zorunda kaldığı görüldü. Yani en üst on binde birlik dilimdekilerin en azından bazıları, istihdam yaratanlardan ziyade istihdam yok eden kişiler. Kurtarılan bankacıların şimdi ezici bir çoğunlukla, krizin ardından yapılan ılımlı finans reformlarını iptal etmeyi vadeden Romney'yi desteklediğini söylemiş miydim? Şüphesiz ki zenginlerin çoğu veya muhtemelen çoğunluğu, ekonomiye olumlu katkı yapıyor. Ama bunlar aynı zamanda, büyük parasal ödüller elde ediyor. Yine de, 20 milyon doları aşan yıllık gelir nedense yetmiyor. Zenginler saygı ve düşük vergi şeklinde özel muamele görmeyi de istiyor. Bu da hak ettiklerinden fazla. Ne de olsa, "sıradan vatandaş" da ekonomiye olumlu katkı yapıyor. İlave övgü ve yan gelir için neden zenginleri seçelim? Servet yaratma isteklerini yok etmemek için zenginlere düşük vergi uygulamamız gerektiği görüşüne ne diyeceğiz? Cevap şu; vergi artışlarının zenginler üzerindeki etkileriyle ilgili elimizde ta 1920'lere kadar giden bol miktarda tarihsel veri var. Bunların hiçbiri, zenginlere yönelik halen tartışılan (Başkan Obama'nın biraz artırmayı önerdiği, Romney'nin daha da indirmeyi istediği) türden vergi oranı değişikliklerinin, yatırım eğilimini önemli ölçüde etkileyeceği görüşünü desteklemiyor. Bill Clinton 1993'te vergileri artırdığında, tüm olağan şüphelilerin ekonominin çökeceği iddiasında bulunduğunu hatırlıyor musunuz? Dahası, kamu pol itikasının teşvik edici etkileriyle gerçekten ilgileniyorsanız, zenginlere değil yılda 20 ile 30 bin dolar arası geliri olan çalışanlara odaklanmalısınız. Bu insanlar herhangi bir gelir artışı durumunda, Medicaid ve gıda karnesi gibi gelire dayalı sosyal yardımları kaybettikleri için genelde cezalandırılıyor. Köşemde bu konuda daha çok yazacağım. Bu arada, 2010'da ortalama bir manikürcünün yıllık maaşı -Romney'nin bağış konuşmasındaki "tırnak uzmanı hanım"- 21 bin 670 dolardı. Peki, çok zengin kişiler Çok Önemli Kişiler mi? Hayır, en azından diğer Amerikalı çalışanlardan daha önemli değiller. Sonunda on binde birin, on binde bir tarafından, on binde bir için yönetildiği bir hükümetimiz olursa, "sıradan vatandaş" yarar değil zarar görür. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:23 Temmuz 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.