Kendisini hapseden kurumu yönetiyor

Tunus - Ali Laarayedh ilk defa bir hapishane hücresini teftiş ediyordu.

Tunus - Ali Laarayedh ilk defa bir hapishane hücresini teftiş ediyordu.

İçişleri bakanı olsa da eski alışkanlıklarını unutmadığı belliydi. "Arkaya dönüp, hücrenin kapısının üzerime kapatılıp kapatılmayacağına baktım" dedi. yonetiyorAncak kimse kapatmadı. Zira kuruluşunda rol aldığı muhafazakâr parti gibi Laarayedh'in de talihi dönmüş durumda. İçişleri Bakanlığı tarafından siyasi tutuklu olarak defalarca hapse atılan Laarayedh, bir zamanlar kendisini idama çarptıran güvenlik kurumunun şimdi yöneticisi. Hücre hatıraları hâlâ canlı. "Hücreler zemin katta. Buna rağmen, bir kere adım attın mı kendini mağaraya girmiş gibi hissederdin" diyor. 57 yaşındaki Laarayedh, hapishane tecrübesinin kendisini daha iyi bir bakan yaptığını söylüyor. Sadece Tunus'ta değil tüm Arap ülkelerindeki güçlü gizli polis kurumunun hukukun denetimine girmesi gerektiğini ve iktidarın gücünü kötüye kullanmaması kuralını tecrübeleri yüzünden bildiğini söylüyor. Ancak Laarayedh'in Batılı anlamda hukukun üstünlüğü kuralına bağlılığını bazıları şüpheyle karşılıyor. Arapçası Ennahda olan Rönesans Partisi'nin kurucu üyelerinden Laarayedh, bu yüzden yıllarca hapiste kaldı. Devrim sonrasında düzenlenen seçimler sonrasında, muhafazakar Ennahda iktidar partisi oldu. Muhalefetin çoğunluğu ise, Laarayedh'in hukukun üstünlüğünden söz ederken bazen Batı'nın adalet standartlarıyla çelişen şeriatı kast ettiğinden şüpheleniyor. Bazı Tunusluların hissiyatı, işsizlik ve siyasi değişimle uğraşan ülkenin teknokratlar tarafından yönetilmesinin daha hayırlı olacağı yönünde. 14 Eylül'de ABD Büyükelçiliği'nin yağmalanmasının ardından yaptığı açıklamada, güvenlik güçleri elçiliğin ön kapısını korurken çapulcuların arka kapıdan girdiğini ağzından kaçıran Laarayedh, muhaliflerin alay konusu olmuştu. Dört kişinin öldüğü olaydan beri polis, eyleme esin kaynağı olmakla suçlanan Selefi lider Seyfullah Ben Hasine'yi yakalamayı başaramadı. Laarayedh, Tunus'un değişim için kendilerini feda edenlerin ellerinde daha iyi durumda olduğunu savunuyor. Hapisteki yıllarında Tunus'un bir denge noktasına ulaşması gerektiğini yavaş yavaş idrak ettiğini anlatıyor. Bir hükümetin hem dinci fanatiklerin hem de liberallerin aşırılıklarını dizginlemeyi başarabilmesi gerektiğini söylüyor. Ennahda'nın Selefilerle gizli işbirliği içinde çalıştığı suçlamalarını ise reddediyor. Ama çoğu kadın olmak üzere bazı aktivistlerin şüpheleri yatışmıyor. Muhtemelen Arap dünyasındaki en ilerici cinsiyet yasalarının yürürlükte olduğu Tunus'ta, Ennahda'nın kadının kamusal alandaki yerini daralttığını hissediyorlar. Siyasi eylemler örgütleyen Olfa El Alem, göstericilere yönelik polis şiddetini soruşturma vaatlerine rağmen, kamuoyuna açıklanan bir sonuç olmadığına dikkat çekiyor. "Özgürlüklerini kazandıkları gün, başkalarının da özgür olmasını sağlayacaklarını düşünürdüm" diye yakınıyor kadın eylemci. Laarayedh, Tunusluların ülkede yeni yeni şekillenen demokrasiye garanti gözüyle bakmamaları gerektiğini söylüyor. Bakanlık makamındaki masayı gösterip "Bu Bin Ali'nindi" diyor. Ocak 2011 devrimiyle devrilen Zeynel Abidin Bin Ali, 1987'de başbakanken kansız bir darbeyle devlet başkanlığını ele geçirmişti. "Burada bir devrim olduğunun inkâr edilemez kanıtını arıyorsanız, o da, bu bakanlığın başına ölüme mahkûm ettiği birinin gelmesidir" diyor Laarayedh. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:04 Şubat 2013Yayınlanma Tarihi:07 Şubat 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.