Kadınlar Neden Daha Çok Konuşur?

Konuşmanın psikolojik dinamiğinin başlıca özellikleri var. Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştırır. Kadın üzüntülü olduğunda kendini iyi hissetmek için konuşma eğilimindedir. Kadınlar Neden Daha Çok Konuşur? İşte detaylar...

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Kadın Psikolojisi Kitabında Kadınlar Neden Daha Çok Konuşur? konusuna da değindi. İşte kitaptan kesitler....

İnsan beynini en çok çalıştıran eylem kelime üretmektir. Sözcüklerin linguistik özellikleri sol beyne, anlam bölümü sağ beyne, duygular ise beynin derinliklerine yazılıdır. Sözcük üretirken hepsi birden ortak çalışmalıdır. Kadınlarda ve dişi hayvanlarda bu özelliğin biyolojik eğilim olarak üstün olduğunu görüyoruz.

Konuşmanın psikolojik dinamiğinin başlıca özellikleri şunlardır:

1-     Kadın üzüntülü olduğunda kendini iyi hissetmek için konuşma eğilimindedir. Erkek ise susmayı tercih eder.
2-     Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştırır.
3-     İçtenlik ve paylaşımcılık hisleri kadını konuşmaya iter. Yakınlık ve yalnız olmama isteği konuşma ihtiyacını arttırır.
4-    Kadın bilgi aktarımı için konuşur. Erkek için ise konuşmak sadece bilgi aktarma işidir.

Konuşmada Zamanlama

Karşı cinsle ilişkilerde herkesin sessiz bir zamanı olmalıdır. Kadın erkeği keyifsiz gördüğünde onu ısrarla konuşmaya zorlarsa beklemediği bir tepki ile karşılaşabilir. Erkek kabuğuna çekilip sorununu kendi kendine çözmeye çalışırken eşinin ona yardım etmek istemesini yetersizlik gibi düşünebilir. Kadın üzüntülü iken gereksiz konuştuğunda erkek onu terslerse sevilmediğini ve değersiz olduğunu varsayacaktır. Oysa erkek sadece eşini dinlediğinde onun gevşediğini görecektir.

Kadının üzüntülü iken eşine sessiz zaman tanıması, erkeğinde eşi üzüntülü iken onu anladığını hissettirmesi iletişimi sağlıklı hale getirmeye yeter. Erkek suskun veya stresli, kadın çok konuşkan yada üzüntülüyken onda yanlış yapıyorsun hissini uyandırmak en büyük iletişim hatasıdır.

Erkek ve kadın birbirlerini ego doyumlarının tek aracı haline getirdiklerinde muhatapları ruhlarının bile kontrol edildiği hissini duyabilir. Halbuki kendini özgür hissedemeyen kişinin mutlu olması çok zordur.

Aşırı İlgi Güvensiz Yapar:

Bazı erkekler eşlerinin her yaptığına karışırlar. Evin düzeninden, yemeğin ve sofranın biçimine kadar hep son kararı veren taraf olmak isterler. Yahut bazı kadınlar eşlerine annelik yaparlar. Diş fırçalamalarından, cüzdanını aldın mı demeye kadar sürekli müdahale içindedirler. Bu iyi niyetli çabalar karşı tarafa kendisini güvensiz hissettirir ve onu rahatsız eder. Ev hayatında kadın, dışarıdaki yaşamda da erkek son karar veren kişi olmanın konforunu yaşamalıdır.

Duygularda İniş Çıkışlar

Kadınların iç dünyalarının gelişmiş olması onları erkeklerden daha çok duygusal dalgalanmaya götürür.  Kadınların duyguları bahar mevsimi gibi özel ritm ve döngüye sahiptir. Erkekler bunu çoğunlukla anlayamazlar ve kendi davranışlarından kaynaklandığını zannederek onların hislerini değiştirmeye çalışırlar. Nasıl ilkbaharda hep güneş olmazsa kadının duygu dünyasında da hep neşe yoktur. Sebepsiz üzüntüler yaşar, basit şeyleri dert edebilirler. Herhangi bir konuyu uzatır, zihinlerinden atamaz ve günlerce düşünürler. Kadının inişe geçtiği zaman erkek ona moral vermeye kalkıp düzeltmeye çalışırsa bir süre sonra tükenir. Kadının o anda ihtiyacı fikir değil yanında birisini bulmak, o kişi tarafından dinlenmek ve anlayış görmektir. Sev, değer ver, paylaş desteği kadına yetecektir. Kadın olumsuz duygularını bastırdığında onları içinde biriktirir ama bardağı neyin taşıracağını kestiremezsiniz.

Menfî duygularını ifade edemeyen hep neşeli roller oynayan kişinin güzel duyguları körelebilir. Bu durumda eşinin kendisini yanlış anlamasına sebebiyet verebilir. Doğal olmak ama zamanlama ve yaklaşım biçimini çok iyi düzenlemek lâzımdır. Karşı tarafı gerçekçi olmayan beklenti içinde tutmak, ona evde bir taht hazırlayıp sonradan şikayet etmek ne derece doğru olur?

Akıllı kadın eşine özgür olma hakkı tanırken akıllı erkekte eşine üzülme hakkı vermelidir. Böylece erkekler ilişkide nefes alırlar. Sessizlik zamanlarında zihinleri  geviş getirir. Kadınlarda duygusallıkları sebebiyle anlaşıldıklarını hissettikleri için kendilerini güvende bulurlar.

Kadına Göre Para

Erkek bakışı genellikle paranın tüm sorunları çözeceği yönündedir. Yoksul kimseler bütün meseleleri ekonomik gerekçelere bağlayarak yıllarını geçirirler. Zengin olduklarında problemlerin farklı şekilde de olsa devam ettiğini görür ancak buna bir anlam veremezler. “Her dediğini yapıyorum, yediği önünde yemediği arkasında bu kadına rahat batıyor” erkeklerin çok sık söyledikleri sözlerdendir. Kadınlar maddî ihtiyaçları karşılanmadığında duygusal ihtiyaçlarını daha çok fark ederler. Duygusal ihtiyaçlar sevilmek, değer verilmek, önemsenmektir. Ancak böylece kendilerini mutlu ve güvende hissederler.
Erkeklerin anlamakta zorluk çektikleri bir konuda kadınların duygusal dalgalanmalara, üzülme ve dertlenmeye psikolojik ihtiyaç hissetmeleridir.

Bir kadının her zaman mutlu olmasını beklemek gerçekçi ve mümkün değildir. Onlar bu hislerini yaşamak için erkeğe ihtiyaç duyarlar. Kendilerini güçsüz ve mutsuz hissettiklerinde dayanacak omuz, kendilerini destekleyecek kollar ararlar. Kadının alış verişle kendini mutlu etmeye çalışması gerçekçi değildir. Bazen eşine kızıp onun parasını lüzumsuz şeylere harcayarak öç alır eşler. Ancak genellikle anlık doyum için yapılan alış veriş geride paketleri hiç açmamış, sevgi ve ilgi açlığını yapay olarak gideren kadınlar bırakır.

Modern hayatın getirdiği tüketim hastalığının hedefi kadınlar ve çocuklardır. Estetik kaygıları gelişmiş olan kadınların kontrolsüz alış verişleri, onların cinsel kimliklerinin ön planda tutulması ile artmaktadır. Tüketimin bu derece teşvik edilmesi, günlük ihtiyaçların modanın da etkisiyle 1’den 20’ye çıkması sonucunu doğurmuş, bilhassa kozmetik sanayi popüler kültürle desteklenmiştir. Bu noktada geliriyle eşinin ihtiyaçlarını karşılayamayan erkek kendisinde yetersizlik ve güçsüzlük duyguları hissetmektedir.

Ancak alış verişin sadece maddi şeylerden ibaret olmaması duygusal yaşantıda da alış veriş kurallarının geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Psikolojiyi yasaları sevgi cömerdi olan kişilerin bu hislerine cömertçe karşılık göreceklerini söylüyor.

Cinsler, birbirlerinin duygusal ihtiyacını karşılamayı karşı taraftan beklememelidir. Tarafların konuya farklı açılardan bakmaları ihtiyaçların tam manasıyla karşılanmasına engel olabilir. Meselâ, kadının ilgi ihtiyacı aynı kalmasına rağmen erkek evlendikten sonra ilgisini işi üzerinde yoğunlaştırabilir. Bu da kadının alaka yoksunluğu yaşamasını netice verir. Ama kadın ilgi istemekten vazgeçmeyeceğine göre onu kişilik tipine göre farklı biçimde aramaya devam edecektir.

Akıllı kadınlar erkeklerin savunma içgüdülerini harekete geçirmezler. Onların duygusal ihtiyacı olan güven, yeterlilik, başarı hislerine ihtimam gösterip bunları desteklerlerse kendilerine sevgi, ilgi, anlayış ve değer verildiğini görürler

Erkeğin kendine güveni eşinin bitmeyen yakınmaları ve hiçbir şeyden memnun olmayan tavırları sebebiyle zarar görür. Bunu da kişiliğine göre tepki vererek cevaplar ve sonuçta iletişim kazaları ortaya çıkar.

Kadın erkeğe takdir, onay ve övgü ile yaklaştığında erkekten de saygı ve anlayış ile cevap alacaktır.
Erkek kadının üzüntülerine ve bundan kaynaklanan dertlenmesine hak verdiğinde kadının kendisine yöneltilen onay ve beğenilme hisleriyle karşılaşacaktır.

Hayat boyu eşinin desteğinin yanında bulan kadın, erkeğin ihtiyacı olan teşvik, takdir ve sadakati fazlasıyla verecektir.

PROF. DR. NEVZAT TARHAN KADIN PSİKOLOJİSİ KİTABINDAN ALINTIDIR....


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:01 Mart 2022

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.